1992 yılında TÜSİAD için hazırladıkları anayasa, AK Parti'nin taslağından daha radikal değişiklikler içeriyor. Yüzbaşıoğlu ve Batum şimdi, sivil anayasa çalışmasına bile karşı. Ancak her ikisi de 15 yıl önce imzalarını attıkları özgürlükçü anayasa metninin arkasında. Bu çelişkiyi ise şöyle açıklıyorlar: "Koşullar değişti."
Prof. Yüzbaşıoğlu, "82 Anayasası otoriter bir anayasaydı. Hepimiz eleştirdik. Ancak bu anayasa çok büyük değişikliklere uğradı. Ülkenin 1990-91 koşulları ile bugünkü koşulları aynı değil. 1991'de terör en alt seviyeye düşmüştü. Bugünkü gibi laiklik tartışması da yoktu." diyor. Yüzbaşıoğlu, 1991'de 280 güvenoyuyla gelmiş DYP-SHP hükümetinin yer aldığı Meclis'i 82'den sonraki Türkiye'nin en geniş katılımlı Meclis'i olarak tanımlıyor. 91 seçimleri öncesi bütün partilerin anayasa değişikliği sözü verdiğini ve bu konuda konsensüs oluştuğunu hatırlatıyor: "82 Anayasası deyim yerindeyse 'elle tutulmaz' bir anayasa idi ki, bunu değiştirmek yerine yeni bir anayasa yapılsın dedik. Gemiler için söylenen bir söz vardır; 'tamire değmez, tamir kabul etmez.' Nitekim 12 tane değişiklik yaptık, hâlâ beğenmiyoruz, bugün bile yeni anayasa yapalım diyorsak bu o gün için daha geçerliydi." Yüzbaşıoğlu, 1995 ve 2001 yıllarında yapılan değişikliklerle 82 Anayasası'nın Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi (AİHS)'ne yaklaştığını savunuyor. Hazırladıkları taslakta yer alan "Liberal demokratik rejimlerde devletin resmî bir ideolojisi olmaz." ifadelerinin hâlâ doğru olduğu görüşünde. Ancak, "Her ülkenin kendi özel koşulları var." diye ekliyor. Yüzbaşıoğlu şöyle devam ediyor: "Bugün hâlâ söyleyebilirim, bir anayasanın her maddesinde Atatürk ilke ve devrimlerini yazmak gerekmez. Bunu bir yerde ifade etmek lazımdır. Bugün geldiğimiz nokta bunların hâlâ korunmasına ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Biz, Ergun Özbudun'un hazırladığı metni 'bu Atatürk'ü, inkılapları ortadan kaldırıyor' diye ne ben ne de Sayın Teziç eleştirdi."
Prof. Dr. Süheyl Batum da anayasaların ideolojisi olmaması gerektiğini, ancak Atatürkçülük'ün dogmatik, diğer ideolojileri dışlayan bir nitelikte olmadığını savunuyor. Batum, Özbudun ekibinin taslağı ile kendi taslaklarının benzer noktaları olduğunu ifade ediyor. Yeni taslakta en çok eleştirdiği konuların ise YÖK ve Anayasa Mahkemesi'nin hükümete bağlanması olduğunu kaydediyor. YÖK'ün özgürlükleri kısıtlamakla eleştirildiğini, buna karşın taslakta yerinin korunduğunu anlatan Batum, "Özgürlüklerin bir şey ifade etmesi için güvence sağlanması lazım. 'YÖK üyelerinin 6'sını Bakanlar Kurulu atar' demiş, böyle bir taslakla beraber olmamız mümkün değildir." diyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...