Farklı bir yaklaşım
Kitleleri yönlendirmek için kullanılan terör eylemlerini açıklamakta kullanılan genel yaklaşım şöyle özetlenebilir: Failin kimliği, bağlı olduğu ya da olması muhtemel örgüt, kullandığı malzemelerin cinsi ve bunların daha önce kimler tarafından kullanıldığı göz özünde tutularak eylemin kaynağı belirlenir ve buna göre bir mücadele yürütülür. Bu yol gerçek eylemcinin biz götürmek istediği sonuçtur. Biz onun amaçlarına uygun bir analiz yapmış oluruz ve eylemin başarısını sağlarız.
Ben analizlerimde bu metodu kesinlikle kullanmam ve bu yüzden genel eğilimden çok farklı sonuçlara varırım. Bu metodu şöyle özetleyebilirim: Önce yapılan eylemin nasıl bir sonuç yaratacağını tahmine çalışırım ve bunu yaparken ne failin kimliği, ne olası örgüt, ne de kullanılan malzemeyle hiç ilgilenmem. Eylemin sonuçlarını örgütler düzeyinde değil ülkedeki hatta dünyadaki siyasi gelişmeler boyutunda değerlendiririm. Çünkü bir örgütün ilan ettiği hedeflerin dünyadaki güç odaklarından bağımsız olamayacağını, onlara rağmen küçük bir örgütün kendi hedeflerine ulaşmasının mümkün olmadığını düşünürüm. Esasen bu örgütlerin genel siyasi gelişmeler içindeki yeri hakkında değerlendirmelere de sahip olduğum için eylemin bu analizle tutarlı olup olmadığına karar veririm. Mesela bir eylemin PKK tarafından yapıldığını düşünmem için onun misyonuna uygun olması ve onu kullanan siyasi gücün hedeflerine hizmet etmesi gerekir.
İkinci aşamada analizimi çelişkilerden arındırırım. Mesela hem PKK’nın ABD tarafından desteklendiğini söyleyip hem de onu tasfiye etmek için ABD ile birlikte hareket edildiğini kabul etmem. Ya da solcu olduğunu iddia eden bir örgütün halka yönelik eylem yaptığını söylemem. Onun solculuğunun bir maskeden ibaret olduğunu düşünürüm.
İdeolojilerin bir araç olduğuna inandığım için örgütlerin ideolojik ya da inanç temeline dayalı iddialarına kulaklarımı kaparım ve sadece siyasi hedeflerin ne olacağını ararım. Bana göre İslamcı bir örgütün Vatikan’a, solcu bir örgütün kapitalizme hizmet etmesi mümkündür ve gerçek amacın ancak ulaşılan sonuçlarla belirleneceğine ve bu sonuçlara göre eylemin gerçek failinin yani azmettiricisinin bulunabileceğine inanırım.
Ankara’da gerçekleştirilen eylemin Türkiye’yi Kuzey Irak’a müdahaleye mecbur bırakacağını ve bu amacı gerçekleştirmek isteyen bir yabancı gizli servis tarafından planladığını düşünüyorum. İstenen sonucun sadece Irak’la ilgili olmadığını, bölgedeki yeni yapılanmada bizden beklenen rolü de belirlediği kanısındayım.
Bir ülke politikalarını bu gibi eylemlerle göre belirlerse ya da bunlardan etkilenirse benzer provokasyonlarla her zaman karşılaşır. Eğer dünyayı yıksanız ben hazırladığım planın dışına çıkmayacağım derseniz bu eylemlerin bir anlamı kalmaz ve muhtemelen sona erer.
Kullandığım analiz metodu bir kitabımın ismidir: ‘Sonuçlardan Sebeplere, Sebeplerden Faillere’. Yani olaylara tersinden bakıyorum.
Mahir Kaynak - Star
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...