Balık olduğunu sen biliyorsun ama etrafındakiler seni kuş yapmaya çalışıyorlar.
Yalanlar ve yalancılarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlık onuru diye bir şey kalmamış. Hırsızlık yapan utanmıyor, Hırsızlık yapana hesap soran yok. Kendini lider sananların olduğu bir dönemden geçiyoruz.
Dünyada herkes kendini lider sanıyor, seçim öncesi demokrat ,seçimden sonra lider oluyorlar.
Bu yüzyılda lidere ihtiyaç yok, herkes lider çünkü, herkesin dünyadan haberi var ve herkes her şeyi görüyor.
Madem liderlik yapacaksın, yap o zaman.
Liderlik, vatandaşını mutlu etmektir, onun güvenliğini sağlamaktır, onu korumaktır, iyi bir gelecek sunmaktır.
Liderlik, hikâyeden kabadayılık değildir.
Kimse lider aramıyor. Cumhuriyet rejiminde lider ve önder halktır.
Atatürk, Cumhuriyeti getirdi, kimseye köle olmayın, kimseye kulluk etmeyin hele siyasetçilere asla, sadece sizi yönetecek insanları seçin, beğenmezseniz değiştirin, yenisi seçin.
Cumhuriyet, halkın liderliğidir.
***
Şiirle devam edelim.....
Gökyüzünden güneşi söküp alacağım
Güneşten ışığı söküp alacağım
Karanlıklar korksun benden
Her yeri bilimle aydınlatacağım
Vicdanım var benim
Ahlaklı ve çağdaşım ben
İlelebet hür yaşarım
Ülkeme aşığım ben
Yolum senin yolundur
Gideceğim senin izlerinden
Vazgeçerim sanma sakın
Deniz mavisi gözlerinden
Bir ülke verdin birde özgürlük bize
Kul olmadık padişaha,ne güzelmiş hürriyet
Dini kirletmesinler diye laiklik getirdin
Anlamayana cahillik, anlayana haktır cumhuriyet
Cengiz Altınsoy
***
Sana verdim benim dünyamı
Vurdun yerlere parçalara ayırdın
Kaza ile oldu desende inanmam
Sanma ki bu işten sen sıyırdın
Ağlamak kolay değil unutma
Ben ağlıyorsam bir sebebi vardır
Gökten elma düştü desen bile
Suç elmada değil, elmayı çalandadır
Aynalar yalan söylemez
Kendine bir bak ,geçen zamandır
Aşk senin için yemek gibi bir şey
Senin bütün hayatın yalandır
Çok hızlı gittin bu işin sonu radardır
Aşk çok geniş değil ,biraz uzun biraz dardır
Bin defa tövbe etsem ne olur
Benim tövbem ,sen gelene kadardır
Cengiz Altınsoy
***
Kelam ile kalem
Bir kelam getir sahra çölü 'nün kumlarından
Bir kalem getir yağmur ormanlarının ağaçlarından
Bir kalp getir yunusun yüreğinden
Bir damla su getir Gazze'nin iri gözlü bebeğinden
Bir liman getir Filistinli annenin bağrından
Bir şiir getir özgürlük türkülerinden
Getir ki tok açlık edebiyatı ile popüler olmasın
Getir ki altın kalemle fakirlik edebiyatı yazmasın
Getir ki cam şişede içtiği rakısını zemzem sanmasın
Getir ki kendi ezikliğini evrensen sanmasın
Ve yaz ki kimse umutsuz mutsuz biçare değildir.
Yüzleri solduran yemeği pastadan değil
Ya bomba ya açlıkla Azrail'in pençesinde olan mazlumlar içindir.
Nigar Gökdemir
***
Yalnızlığım sahte yanım ise
Sensizliğim acı yanım
Biten hayatlar bize benzer
Sönen umutlara
Tükenen hayallere
Her gün bir yenisi eklenir
Kırılan kalbin çerçevesine
Söküp atmak istersin
Kırık bir çerçeveye değil
Baktığında göz kamaştıran
Bir tablo görmek istersin
Olmayacağını bile bile
Yine de umut edersin
Kırık çerçevende
Güneşin doğmasını
Işığın O'nu yansıtmasını
Beklersin
Gülnaz Cengiz Şahin