Cumhurbaşkanı Abdullah Gül YÖK yönetimine ağır bir suçlamada bulundu; YÖK'ün, Köşk'ün onayına sunduğu 3 kişilik listede, adaylardan biri için 'eşi çarşaflı' notunu düştüğünü ancak bu kişinin hiç evlenmemiş olduğunu söyledi. Güngör Mengi'nin konuştuğu YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ise bu iddiayı kesinlikle yalanlıyor.
Güngör Mengi "Hangisi doğru?" diyor ve Teziç'le olan görüşmesini şöyle aktarıyor:
Hangisi doğru
Siyasi iktidarlar köklü değişikliğe gidecekleri kurumları baştan yerin dibine batırırlar.
Çürütme taktiği az veya çok bütün toplumlarda iş görüyor.
Abartılmış iddialara kolay inanma eğilimi taşıyan toplumlar çürütmeci eğilimlere cesaret veriyor. Bakın, hangi kurum hakkında akıl almaz suçlamalar ortaya atılıyorsa inanabilirsiniz ki orada derin altüst oluşlar yaşanacaktır.
Cumhurbaşkanı Gül’ün dün Pakistan’a giderken YÖK hakkında söyledikleri, bu kurumda tasarlanan değişikliğin işaret fişeğidir.
Teziç: “Asla!..”
YÖK Başkanı Prof. Teziç’in görev süresi bitiyor. İktidarın onunla ilgili sorunu yok. Hedef kurumun kendisidir. Cumhurbaşkanı şunu diyor:
“YÖK’ün başına özgürlükçü bir kişinin gelmesinden herkes memnun olur ama sistemi ele almak gerekir. İnanılmaz şeyler oluyor. Örneğin ilk kez açıklıyorum:
Bir tek atama yaptım. (Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Rektörü) Köşk’te dördüncü günümdü. Üç isimli bir dosya geldi. Yanında bir ihbar notu. İsimlerden biri ile ilgili olarak ‘Karısı kara çarşaflıdır. Fakülteye gelir hocaları tehdit eder’ deniyordu. Dehşete düştüm. Rektörlüğe soyunduğuna göre eşi baş örtülüdür dedim. Talimat verip bakın dedim.
Araştırdılar ‘Adam bekâr’ dediler. Bir daha bakın dedim. ‘Hiç evlenmemiş’ dediler. Cumhurbaşkanlığı makamına böyle bir dosya geldi. En gelişmiş ülkelerde üniversite sistemi nasılsa Türkiye’de de öyle olmasını isterim.”
Hepimiz bunu isteriz. Ama o isteğe kavuşmak dua ile olmaz, belli erdemleri kazanmak gerekiyor.
Abdullah Gül’ün açıklamaları YÖK yönetimine ağır bir suçlamadır. Bilim adamlarının görev yaptığı bir kurul, devletin en üst makamını mesnetsiz bir suçlama ile yanıltmaya kalkışmış olabilir mi gerçekten?
YÖK Başkanı Prof. Teziç’i aradım. Gül’ün dedikleri öğrenince şaşırdı.
Çünkü bir buçuk ay önce Çankaya’da kendisini ziyarete gittiğinde Cumhurbaşkanı Gül, bu olayı başka türlü anlatarak rektör atamalarında karşılaştığı şaşırtıcı durumlardan yakınmış Erdoğan Teziç’e.
“Öyle bilgiler geliyor ki insan şaşırıyor. Mesela çarşaflı diyorlar, baktırıyorum evli bile değil!”
Yani Cumhurbaşkanı o gün ihbarın YÖK kaynaklı olduğuna dair hiçbir imada bulunmamış.
İspat görevi Gül’ün
Peki, YÖK’e rektör adayları ile ilgili olarak gönderilmiş bir ihbar mektubunun dosyaya karışarak Cumhurbaşkanı’na gönderilmiş olması ihtimali sıfır mıdır?
Prof. Teziç “Evet, böyle bir ihtimal sıfırdır” dedi, “Çünkü dört yıl boyunca üniversitelerinde seçilmiş rektör adaylarının kendileri ve eşleri hakkında hiçbir araştırma yapılmamış, sadece haklarında kesinleşmiş bir yargı kararı var mı ona bakılmış, o da bulunmamış, üniversitelerinde aldıkları oyla elde ettikleri sıralamaya itibar edilmiştir.”
Durum bu... Şimdi sorumluluk iddianın sahibi olarak Gül’e düşüyor. Cumhurbaşkanı söz konusu ihbar yazısını ve onun da YÖK’ten geldiğine dair belgeyi göstermelidir.
Aksi halde iktidarın YÖK’ü yok etme niyetini infaz etmeden önceki kamuoyu oluşturma çabalarına Gül’ün de katıldığını düşüneceğiz!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...