YÖK BİLDİĞİNİZ GİBİ… BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINA VE KATSAYIYA DEVAM 

Raporda, YÖK'ün yapısının değiştirilmesi ve yetkisinin azaltılması isteniyor. Başörtüsüne karşı çıkılan raporda, katsayı uygulamasına ise devam edileceği anlatılıyor.

Kitap haline getirilen ve Başbakanlık, tüm bakanlıklar, sivil toplum örgütleri ve üniversitelere de gönderilecek strateji raporu, geçen temmuzda açıklanan taslak rapordan önemli bir değişiklik öngörmüyor. Raporun en önemli noktalarını ÖSS değişikliği, YÖK ve Üniversitelararası Kurul (ÜAK) yapısının değiştirilmesi maddeleri oluşturuyor.

251 sayfadan oluşan kitabın önsözünde YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in başörtüsü ve katsayı konusundaki görüşleri tekrarlanıyor. Başörtüsünün 'türban ve İslami simge' olarak nitelendiği kitapta, "Türban diye adlandırılan ve 'İslami simge' haline getirilen, genç kızların örtünme biçiminin, kamusal alanda yasaklanması, önce ulusal yargı organlarımızın, ardından da uluslararası mahkemelerin bağlayıcı kararlarına dayanmaktadır." deniliyor. Katsayı konusuna önsözde yer verilirken, katsayı sistemi, "Hiçbir ayrım yapmadan, bütün lise mezunlarına üniversiteye girişte tek bir katsayı uygulaması yapmak, koşulları eşit olmayan bir yarışma yaptırmakla eşanlamlıdır." şeklinde savunuluyor. "YÖK'ün üniversitelerin bütçelerinin dağıtımında 'bir postacı' rolünden daha fazla bir görev üstlenemediği" vurgulanan kitapta, YÖK'ün yapısının değiştirilmesi ve yetkisinin azaltılması isteniyor. YÖK Genel Kurulu'nun 21 kişiden oluşması, 11 üyenin Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından, 5 üyenin Bakanlar Kurulu, 5 üyenin de Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi isteniyor. YÖK bu önerisiyle genel kurulda hükümetin üye sayısını düşürürken kendi etkisinde olan ÜAK'tan gelen üye sayısını artırmak istiyor.

Mevcut ÖSS sistemine yoğun eleştiri yöneltilen kitapta, ÖSS'nin 'kendini ifade etmede zorlanan, sorun çözme becerisi yeterince gelişmemiş bir lise mezunu profilinin yetişmesine yol açtığı' belirtiliyor. Yerleştirmede, adayların sınav ve okul başarısı dışındaki özelliklerin göz önüne alınamadığı vurgulanan raporda, lise 9. sınıfta 'alan belirleme ve yönlendirme', son sınıfa da bir bitirme sınavı konulması isteniyor.

Raporda imam hatiplere özel vurgu

Raporun ek bölümünde, imam hatip liselerine özel bir yer ayrılmış. Raporda, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nda öngörülen İHL okullarının, çocuklara dini öğretmek için açılmadığı aktarılıyor. Din öğretiminin din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde, eğitiminin ise Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla yapılabileceğine temas edilen raporda, "İHL sayıları, bu okulları, liselere alternatif konumdan çıkaracak biçimde sadece 'din görevlisi yetiştirmekle sınırlı' meslek okulu olarak programları yeniden düzenlenmelidir." deniliyor. Raporda Üniversitelerarası Kurul'un da Rektörler Komitesi'ne dönüşerek yalnızca rektörlerden oluşması isteniyor.

Kaynak:Zaman