Türkiye'yi yıllardır idare edenlerin güvenlik, özgürlük ve refah konularını sağlayamadıklarını savunan Yazıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Ergenekon davası ile bir siyasi partinin kapatma davasına baktığımızda bunu açıkça görüyoruz. Neden bunlar gündemimizde var? Siyasilerimizin gerçek anlamda demokrasi ve hukukun üstünlüğünü sağlamada yeterli olmadıklarını görüyoruz. Ergenekon davası ne olacak? Bir hukuk devletinde bu sorular sorulabilir mi? Olmaz, neden? Çünkü hukuk devletinde yargıya güven tamdır, yargı görevini yapar, nereye gidiyorsa götürür. Yargı kararına göre icra gerekeni yapar, kim tutuklanacaksa bulur cezaevine koyar. Ama Türkiye'de biri gözaltına alındığı anda ya kahraman ilan ediyoruz ya da suçlu. Medya hemen ikiye ayrılıyor, ideolojik gözlüklerle bakıyorlar.
İstihbarat, emniyet gerçekten zamanında görevini yapıyor, savcı ve yargıçlarımız bağımsız karar veriyorsa, yasama, yürütme, yargı ayrı işleyebiliyorsa, ne Sayın Erdoğan'ın savcılığına ne Sayın Baykal'ın avukatlığına ihtiyaç olur. Tersine bir dava olsaydı da eminim Sayın Baykal savcılık, Sayın Erdoğan avukatlık yapacaktı."
Davanın ne kadar derin ilişkilerin oluştuğunu ortaya koyduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, "İddianame son derece kapsamlı, vahim iddiaların yer aldığı, toplumu şok edecek iddiaların olduğu bir iddianame. Hepimizin beklentisi, suça kim bulaşmışsa, rütbesi, şöhreti, görevi, ekonomik durumu ne olursa olsun yargının ona dokunabilmesidir. Kimsenin imtiyazı olmamalı, ama kişilik hakları da korunarak adalet sağlanmalı. Vatandaşımızın vicdanı, yargı sonuçlarıyla örtüşmelidir" diye konuştu.
Muhsin Yazıcıoğlu, Ergenekon operasyonunun temiz eller operasyonuna benzetilmesinin doğru olmadığını da kaydetti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...