Açık Toplum Enstitüsü'nün yaptığı 'Türkiye'de ortadirek' araştırmasına göre, hızla yükselen 'dindar emekçi' kesim toplumun siyasi ve ekonomik kaderini belirleyecek. Nüfusün yüzde 50'sine denk düşen yeni orta sınıf, demokrat ve bir o kadar da dindar.
Açık Toplum Enstitüsü'nün, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Hakan Yılmaz ile ortaklaşa yaptığı "Türkiye'de ortadirek" araştırması açıklandı. Rapor, Türkiye'de yeni bir ortadireğin yükselişini ortaya koyuyor. Raporda siyasal eğilimler itibariyle öne çıkan istatistikler şöyle:
1) Siyasal ideoloji:
Sağcı: yüzde 35, Solcu: yüzde, Merkez: yüzde 25 Böyle bir kutuplaşma yok: yüzde 10
2) Askeri darbe:
Darbe istemiyorum: yüzde 80, Darbeyi onaylıyorum: yüzde 13
3) Laik - Antilaik kutuplaşması:
Laiklik eksiksiz uygulanmalıdır: yüzde 45
Laiklik yeniden yorumlanmalı: yüzde 12
Böyle bir kutuplaşma yok: yüzde 10
Fikirsiz: yüzde 25
4) AB sürecinden fayda gördük:
Destekliyorum: yüzde 60
Fayda görmedik: yüzde 30
Modern dindar: yüzde 63
Geleneksel dindar: yüzde 37
Açık toplum enstitüsü Başkanı Can Paker, demokrat ve dindar yeni orta sınıfın Türkiye'nin siyasi kaderini belirleyeceğini vurguluyor. Bu kitle Can Paker'in tabiriyle 'faydacı ve demokrat'. Kendisine en fazla ekonomik kazanımı sağlayacağına inandığı partiye oy atıyor. Herhangi bir sol partinin ağırlıklı olarak sağcı orta sınıftan nasıl oy alabileceği sorusuna Paker şu yanıtı verdi: "Yeni ortadirek demokrat, dolayısıyla mevcut devletçi sol partiye oy vermiyor. Darbe istemiyor, Avrupa Birliği'ne girmek istiyor. Ekonomik faydasına bakıyor. Hangi parti kalkınmayı hızlandıracaksa, hangi partinin büyüme stratejisi varsa ona oy veriyor. Dolayısıyla sol parti de sosyal demokrasiyi savunsa ortasınıftan oy alır, ama birinci şart demokrat ve AB yanlısı olmak. 2000'lerde artık daha dindar ama demokrat bir halka alışalım."
"Modern dindar tabiri yerine, Atatürkçü Müslüman konabilir mi?" sorusuna Paker, "Kastedilen budur" yanıtını verdi.
Bu veriler ışığında yeni orta sınıfı 'Modern dindar' olduğunu vurgulayan Açık Toplum Enstitüsü Başkanı Can Paker, şöyle devam etti: "Ancak, toplumda korkulduğu gibi bir laik-dindar çatışması yok. Toplumun çoğunluğu laiklikten memnun ve başörtüsünün bir ulusal sorun olduğunu düşünmüyor. Sokakta laik-antilaik ikilemi yok. Bu ikilem sadece bundan politik çıkar elde etmek isteyenlerin meselesi; nitekim Baykal laiklik temalı propagandasıyla, başörtüsünü mesele etmeyen AKP'nin yanında güdük kaldı. Saadet Partisi böyle bitti. Başörtüsü sorunu sadece, bundan kişisel olarak mağdur olan kişilerin birinci sorunu olabilir, ancak toplumsal bir fenomen değil. Yeni orta sınıf dindar ama modern, rasyonel tarafı güçleniyor. Eskisi duygusal ve kaderci değil. Ekonomik olarak güçlendiği için demokrasi ve iş hayatına daha bağımlı, dolayısıyla ideolojik değil, pragmatist düşünüyor."
YENİ ORTASINIF ELİTLERİ TEHDİT EDİYOR
Yeni orta sınıf başörtüyle üniversiteye girilememesini bir hak ihlali olarak görüyor, ancak bunun laikliği gevşetmeden çözülebileceğini düşünüyor. Zira araştırmaya göre, dindar orta sınıfın yüzde 83'ü laikliğin bu tür konularla tehdit altında olduğunu ve laikliğin yumuşamamasını istiyor. Bu istatistik çerçevesinde Paker, Cumhuriyetin kurucu elitlerine göre daha dindar olan yeni orta sınıfın elitlerin korktuğu gibi 'dinci' bir güruh da olmadığını vurguluyor: "Şimdi 24 Ocak 1980'den 2000'lere Anadolu kentlerinin de gelişmesiyle İstanbul ve Ankara elitleri, zenginleşen halkın dindan olmasından ürküyor. Araştırmamızda yeni orta sınıfın elitlere göre daha hızlı gelir yükselişi olduğunu görüyor. Elitler, görece ekonomik kaybeden durumunda. Hal böyle olunca, 'Bunlar da nereden çıktı' psikolojisi var. Geleneksel başörtüsüyle sorunu olmadığını söyleyen, ancak türbandan hazzetmeyen kesim, aslında köyden kente göçen kadını evinde hizmetçi olarak kabul edip, onun hanım olmasını sindiremiyor."
SOL BU ANALİZİ İYİ OKUMALI
Yeni dindar ortadirek kavramı, 1980'lerle varoşlara yerleşen ve 25 yıl içinde gecekonducudan kentin çeperlerinde kurulan yeni apartman komplekslerinde 35-40 milyonluk bir ekonomik güce dönüşümünü özetliyor. Açık Toplum Enstitüsü raporu, AKP'nin yüzde 47'lik seçim zaferinin sosyolojik izahı. Bu kitle Paker'in deyimiyle demokrat, "Çünkü, kaderini devletin kararlarına değil, kendi çabalarına bağlamak istiyor", bu açıdan sandıkta vefasız olabilir. Aileden Demokrat Partili olmak geleneği artık kırıldı ve bu pragmatist ortadirek kendisine ekonomik gelecek vaat eden merkezdeki tüm partilere oy atabilir. Nitekim, Paker bunu şöyle özetliyor: "AKP 22 Temmuz'da bunu başardı, ama bu oy dindarlıkla gelmedi. Lakin, bir sonraki seçimde gerçek bir sol partinin de yeni dindar ortasınıfın desteğiyle iktidar olması bir o kadar olası."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...