E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Türkiye, Avrupa'yı Beklemekten Yoruldu 

landa, Portekiz veya İspanyada krizin etkilerinden dolayı hüküm süren hayal kırıklığının tezatı bir durum, Türkiyenin kafelerinde, üniversitelerinde ve resmi dairelerinde çok daha belirgin olabiliyor.

15.12.2010 - 00:26
Türkiye, Avrupa yı Beklemekten Yoruldu

TÜRKİYE, AVRUPA’YI BEKLEMEKTEN YORULUYOR

İrlanda, Portekiz veya İspanya’da krizin etkilerinden dolayı hüküm süren hayal kırıklığının tezatı bir durum, Türkiye’nin kafelerinde, üniversitelerinde ve resmi dairelerinde çok daha belirgin olabiliyor. Her yerde, dünya istikrarı için önemli bir bölgede tekrar güç rolünü yakalamanın getirdiği baskın bir iyimserlik ve gurur havası teneffüs ediliyor.

Aynı zamanda Avrupa Birliği’ne katılım konusundaki şüphecilik, elitler ve sıradan vatandaşlar arasında günden güne artıyor. 2005’te başladığından beri çok az ilerleme gösteren katılım müzakerelerinin bloke edilmesinden hoşnutsuz olan siyasetçi ve işadamları, bakışlarını Orta Doğu’ya, Kafkasya’ya ve Balkanlar’a, tarihî olarak Türk etkisindeki bölgelere ve daha da ötesi Rusya’ya, Çin’e, Latin Amerika’ya, Kuzey Afrika’ya kaydırdılar. Avrupa şüpheciliği, 2002’den beri hükûmetin başındaki muhafazakâr, ılımlı İslamcı ve serbest pazar destekçisi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin içinde bile yayılıyor.

Türkiye’nin dünya karşısındaki bu yeni davranışının arkasında, uluslararası malî fırtına nedeniyle 2009’da yaşanan çöküntüden tam olarak toparlanan ekonomisinin gücü var. Bu yılın rakamları baş döndürücü: Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH), sadece Çin ve Hindistan’ınkiyle karşılaştırılabilen ritimle ilk dönemde yüzde 11 büyüdü. 2010’un tamamı için Ankara Hükûmeti, yüzde 6,8’lik bir ilerleme bekliyor ancak analizcilerin ve uluslararası kurumların tahminleri yüzde 7,5 ila yüzde 8,5 arasında yer alıyor. 2011 ve 2012 yılları için uzmanlar, yüzde 5,5’te birleşiyorlar.

Özel tüketim, sanayi üretimi ve inşaat, Türk ekonomi mucizesinin motorları. Ülkenin stratejik konumu ve kamu borçlanmasının düşük düzeyi (GSMH’nin yüzde 49’una eşit), yüksek kâr arayışındaki yabancı sermayenin büyük meblağlarını cezbetti. On yıl öncesinde yüzde 70’lerde seyreden enflasyon bugün yüzde 9’u geçmiyor.

Türk ekonomisi, güçlü bir ihracatçı ekonomi. Arabaları, elektrikli ev eşyaları ve paketli gıdaları sınırları dışında çok popüler ve 30 milyar dolarlık bir portföyle inşaat şirketleri, çok sayıdaki komşu ülkenin limanlarında, otoyollarında ve demir yollarında çalışıyor. Geçenlerde Londra’ya gerçekleştirdiği ziyaretinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’nin, önemli büyük ülkeler Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından teşkil olan gruba BRIC+T şeklinde biran önce ekleneceği haberini verdi. Hükûmet, risk sınıflandırma ajanslarının hızlı bir şekilde ülkeye, tarihinde ilk defa, yatırıma elverişli bir derece vermelerini umuyor. 2050 yılı için Türk ekonomisinin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağı hesaplanıyor.

Avrupa Komisyonu tarafından ülkeyi ziyarete davet edilen gazetecilerle geçenlerde yapılan bir toplantıda Ekonomiden Sorumlu Bakan ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bir kez daha Türkiye’nin, kamu hesaplarının düzeniyle ve son sekiz yılda hükûmet tarafından yapılan reformlarla uluslararası pazarların güvenini kazandığını belirtti. Babacan, Türk bankacılık sektörünün devlet yardımı olmaksızın krizin saldırılarına dayandığını ve bütçe açığının, 2009’da ekonominin belirgin yavaşlamasına rağmen, kontrol altında tutulduğunu ifade etti.

İyimserlik, Ankaralı yetkililerin Türkiye’nin katılımından AB’nin daha kârlı çıkacağına inanmalarına kadar varıyor. Hatta Babacan, isim vermeksizin bazı Avrupa ülkelerinin rekabet eksikliğini, malî disiplin eksikliğini ve kriz yönetme zayıflıklarını eleştirdi. AB’nin üst düzey görevlileri, Türk tavrını kibirli buluyorlar. Ankara’daki bir Avrupalı kaynak, “Hatta bize, Avrupa’yı kurtarmaya hazır olduklarını bile söylüyorlar” diye yorumluyor. Her defasında Ankara, Fransa ve Almanya’nın Avrupa kulübüne tam katılmak yerine “imtiyazlı ortaklık” oluşturma teklifini kabul etmeyi reddetti. Nicolas Sarkozy gibi Avrupa liderleri tarafından yüksek sesle yapılan açıklamalarla birlikte bu tür teklifler, Batı’dan gelen herhangi bir eleştiriye çok hassas olan bir nüfusu kötü hissettiriyor.

Sanayi şehri Eskişehir’deki Anadolu Üniversitesi’ne yapılan bir ziyaret, Türk gençliği arasında Avrupa’ya karşı sempati eksikliğini görmeye yetti. İletişim Fakültesi’nin avlusunda bulunan 40 öğrenciden sadece biri, 27’ler klübüne katılma taraftarı olup olmadıkları sorulduğu zaman elini kaldırdı. Duygusal bir tepki ya da yaralı gururlarının bir göstergesi olabilir, ancak öğrencilerin Avrupa’nın Türkiye’yi istemediği duygusundan dolayı hayal kırıklığı yaşadıkları açık. Figen isimli bir öğrenci, “Oldukça uzun bir süreç oluyor. AB, girmememiz için önümüze engeller koymaktan vazgeçmiyor izlenimi veriyor.” Dedi. Yusuf Özeren isimli bir öğrenci de, Türkiye’nin kendi çıkarına davranması gerektiğini belirtti. “Portekiz ve İspanya’da şu anki durum bize başka alternatifler aramamızı öğütlüyor. Bir maraton koşuyor gibiyiz ve bize ‘koşmaya devam et, koşmaya devam et…’ demekten başka bir şey yapmıyorlar.” dedi. Her halükârda birçok öğrenci, AB’ye girişin ülkelerine daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve daha fazla refah getireceğini kabul etti.

Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan, -Türk havacılık ve demiryolu sanayisinin yoğunlaştığı- bölgenin işadamları ve esnaflarının, müzakerelerin sonuçlanmasındaki gecikmeden duyduğu hayal kırıklığını ifade etti. Karacan, “Günümüzde küresel dünyada vakit nakittir ve daha fazla para kaybetmek istemiyoruz. İlerleme yok; tünelin sonunda ışık görmüyoruz” dedi.

AB müzakerelerinin felce uğraması ve ekonomik büyüme, Türk hükûmetinin dış politikasında sert bir dönüşü de beraberinde getirdi. NATO, G-20 ve OECD üyesi Türkiye, uluslararası alanda önemli bir rol üstlenmeye çalışıyor ve Avrupa’nın Uluslararası Para Fonu (IMF) Yönetim Konseyi’nde boşaltacağı iki sandalyeden birini elde etmek istiyor. Akademik camiadan gelen ve bazılarının “yeni Osmanlıcılık” dediğine ivme kazandıran yeni Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Batılı Dışişleri’nde çekinceler uyandıran, Doğu’daki komşu ülkelerine özellikle İran, Irak, Suriye ve Lübnan’a yakınlaşmayı motive etti. Türk yetkililerin yerel siyaseti Avrupa standartlarına daha fazla yakınlaştırma amaçlı olarak insan hakları ve demokratikleşme alanında çok az ilerleme gösterdiğinin altını çizen Ankara’daki bir Avrupalı kaynak, “Nereye yöneldiklerini tam olarak bilmiyoruz. Süreçte tam olarak çok hızlı ilerleme yetisindeler; sadece siyasî iradeleri eksik” diye belirtiyor.

Türkiye’nin Kıbrıs gemi ve uçaklarına topraklarını açma reddi ve Almanya ile Fransa’nın çekinceleri, katılım sürecini durduruyor. İtalya, İspanya ve özellikle İngiltere, Türkiye’nin AB’ye girmesinin en sıkı taraftarları. Şimdiye kadar sadece bir müzakere başlığı -bilim ve araştırmayla ilgili olan başlık- kapandı. Türkiye, zaten diğer isteklerden bazılarını yerine getiriyor fakat Kıbrıs meselesini halletmedikçe hiçbir ilerleme olmayacak.

Bu durum karşısında AB, pragmatik bir tavır benimsemeye karar verdi: Ekonomi ilişkileri ile katılım sürecini farklı yollara ayırmak. Katılım sürecinin felce uğramasına rağmen -15 yıl önce imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması’nın ürünü olan- Türkiye ve AB ekonomilerinin entegrasyonu tartışmasız bir gerçektir. Karşılıklı ticaret, yıllık 100 milyar avroya ulaşıyor ve Türkiye’ye yatırım yapan yabancı sermayenin yüzde 80’i de AB’den geliyor. Mesela Fiat, Dublo modelini özellikle Türkiye’de üretiyor ve Mercedes kamyonlarının çoğu da Türk tesislerinden çıkıyor. İleride İstanbul’a ulaşacak Ankara ve Eskişehir arasındaki yüksek hızlı tren, İspanyol şirketi CAF tarafından üretiliyor.

Ülkenin yaşadığı coşku havasına rağmen Türk ekonomisi hâlâ zayıf noktalara sahip. Yabancı sermayenin girişi ve turizmin doruğa ulaşması, büyük enerji faturasını –Türkiye gaz ve petrolden yoksun- karşılamak için yeterli değil; zira bu nedenle ülke kronik bir cari işlemler açığı yaşıyor. Ayrıca Türk lirasının döviz piyasalarındaki yükselişi, ihracatların rekabetini azaltıyor.

Hükûmetteki parti ile büyük Türk şirketleri arasındaki sıkı ilişkinin ürünü olan yolsuzluk, ciddi bir sorundur. Ülke, Transparency International’ın (Uluslar arası Şeffaflık Örgütü) yıllık olarak hazırladığı göstergede 178 ülke arasında, Namibya, Ürdün ve Suudi Arabistan’ın altında, 56. sırada yer alıyor.

Ayrıca kayıt dışı ekonomi, çalışanların yüzde 43’ünün sigorta primlerinin ödenmemesi durumunun gösterdiği üzere, çok büyüktür. Kadınların sadece yüzde 25’i ev dışında çalışıyor ve nüfusun dörtte biri de (AB’de yüzde 3) tarımla uğraşıyor. Diğer sorun da düşük vergi tahsilatıdır. Vergi yükü yüzde 20’ye yükseliyor.

Babacan, hükûmetinin olası bir balon ekonomisinden endişe duymadığını ve şimdilik, Brezilya’nın yaptığı gibi, yabancı sermaye girişine limit koymayı planlamadıklarını belirtiyor. Enerji kaynaklarının yoksunluğu karşısında Türkiye, Kuzey-Güney ve Doğu-Batı enerji dağıtımının bir merkezine dönüşmek istiyor.

Kaynak: El Pais

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İtalya'da Gösteriler: 100 yaralı
İtalya'da Başbakan Silvio Berlusconi hükümetinin güvenoyu almasına tepki ...
Altın Küre Adayları Belli Oldu
Altın Küre adayları belli oldu. Başrollerini Colin Firth, Helena Bonham ...
ABD, İnsansız Uçakla Vurdu: 4 ölü
Pakistan'ın Kuzey Veziristan bölgesine insansız Amerikan uçağı tarafından ...
 
Assange'a Kötü Haber
WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın kefaletle serbest bırakılma talebini ...
Rusya'nın Terör Saldırısı Alarmında Türkiye de Var
Rusya Dışişleri Bakanlığının, Türkiye'yi, terörist saldırı ihtimali bulunan ...
Hollanda'da Taciz Şoku
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da iki kreşte çok sayıda çocuğun cinsel ...
 
İsrail İşi İyice Abarttı
İsrail, Karmel dağlarındaki yangını söndürme çalışmalarında yardıma koşan ...
Oscar'ın Ayak Sesi Duyuldu!
Oscar'ın habercisi olarak kabul edilen Altın Küre ödüllerinin adayları açıklandı.
Assange Kefaletle Serbest
Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ın İngiliz Westminster Asliye Hukuk ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
beşiktaş
Club Brugge
İsrail
ygs
TCMB
Demba ba
Euro
Jose Mourinho
yakmak