Son zamanlarda neredeyse hemen her gün bir hastalık haberi duyar olduk… Bu hastalıklardan en çok da kanserden söz ediliyor… Yakın bir arkadaşım, uzaktan bir akraba öyle ya da böyle yakalanıyor bu illete… Öyle ki yaşı, cinsiyeti, mileti yok… Hastalık hiç bakmıyor gözünün yaşına hemen sarıveriyor vücudu… Yine böyle bir hastalık haberinden sonra kafamda onlarca soru oluştu…
Kanserin yaşı olur mu? Beslenme alışkanlıkları kanseri nasıl etkiler? Kaç çeşidi var? Tedavisi nasıl, nerede olur? Hepsini derledim topladım bu konuda bana en doğru bilgileri vereceğine inandığım adrese Türk Kanser Derneği’nde soluğu aldım…
Türk Kanser Derneği 1965 yılından bu yana 600 bin kişinin teşhisine tedavisine imkan tanımış ve bu insanlara yol göstermiş bir kurum… Derneğin amacı üye doktor onkolog, iş birliği yaptığı hastane veya teşhis merkezlerinde kişilerin tarama ve bakımlarını bazen daha ekonomik koşullarda bazen de ücretsiz yapılmasını sağlayabilmek… Hiç parası olmayan bir hastada da bu derneğe başvurabiliyor. Böyle durumlarda kampanyalar yaparak çeşitli kişi ve kurumlardan yardım isteyerek hasta için ihtiyaç olan parayı dernek toplamaya çalışıyor… Yani burada bağışlar devreye giriyor… Başkanı Burak Duruman da bu işe gönül vermiş bir isim… Bu yüzden sorularımı içtenlikle yanıtlıyor…
Çorlu’da tohum merkezi
Bir kanser hastası için süreç nasıl işliyor?
Hasta hastanelerden aldığı raporlarıyla bize başvurduğunda alternatif teşhis yöntemlerini belirliyoruz. Teşhisler tamamlandıktan sonra hastanın gerçekten kanseri varsa ona göre bir tedavi haritası çiziyoruz. Her yıl 170 bin kanser teşhisi konuyor. Yani kanser artık neredeyse grip gibi bir hastalık oldu.
Bu hastalığa karşı atılabilecek en büyük adım nedir?
Kanserin hangi bölgede ve ne olduğunu bilmek bu hastalıkla savaşmanın ilk adımı. Kanserli bir hastanın hayatı tümüyle değişir. Yaşı ve yaşam tarzına göre yeni bir hayat kurulur.
Bunun ilk basamağı nedir?
Kanserde beslenmek çok önemli. Bunun için Çorlu’da bir tohum merkezi kurduk. Bu merkezde doğal ve yerli tohumları çoğaltıp çevredeki çiftçilere dağıtıyoruz. Böylece %100 organik ve asıl tohumlarla üretim yapılmasını sağlıyoruz.
Kansere nasıl dur diyebiliriz?
Bireyin kendisi ve çevresi için ilk yapması gereken şey yaşam biçimini şekillendirmek. Yani sporla ve doğru beslenme alışkanlıklarıyla süren bir hayat oluşturmak. Bu bilinçle çocuklarımıza da sağlıklı beslenmeyi ve sağlıklı yaşamı öğretmemiz gerekiyor. Hayatı boyunca hiç spor yapmamış, sağlıklı beslenmemiş ve yaşam tarzına dikkat etmemiş bir birey için kanser sürpriz bir hastalık olmaz.
Hastalıkla ilgili kulaktan dolma bilgilere de sahibiz…
Çok haklısın. Ne yazık ki daha çok bir yakınımız ya da kendimiz bu hastalığa yakalanınca kanserle ilgili bir şeyler öğrenmeye başlıyoruz. Halbuki asıl olan kansere yakalanmadan kanserle tanışmaktır. Bu dünyadaki en büyük sevap önce kendimize bakmak. Vücudumuzu çok iyi tanımamız gerekiyor. Kendimizle iyi geçinmeliyiz.
Beslenmenin de belli bir standartı ya da biçimi var mı?
Doğal ürünlerle beslenmek en büyük koşul. Her şeyin aşırısından da kaçınmak gerekiyor. Her şeyi mevsiminde ve ölçülü yemek gerekir.
Yaşadığınız kent önemli
Yani nasıl yaşadığımız nasıl yaşayacağımızın teminatı mı oluyor?
Tabii. 12 yaşından beri sigara içen bir bireyseniz 25 yaşında ciğerlerinizde bu hastalıkla karşılaşmanız ya da bir ciğer taraması yaptırmanız gerekebilir… Ama 20 yaşında sigaraya başlamışsanız bu taramayı 35-40 yaşlarında yaptırmanız uygun olur. Bunların matematiksel hesaplamaları bile yapılıyor…
Matematiksel hesap derken?
Ne kadar zamandır içtiğiniz, günde ortalama kaç adet içtiğiniz ve yaşınız bunlar hep birbiriyle ilişkilendiriliyor. Sizin nikotin tablonuz ortaya çıkartılıyor. Yaşadığınız şehrinde büyük önemi var. Mesela Rize’de yaşıyorsanız farklı, İstanbul’da yaşıyorsanız farklı sonuçlar çıkabiliyor.
Şehrin etkisi nasıl olabilir ki?
Rize’de yaşıyorsanız sizi daha az bir risk bekliyor. Çünkü daha temiz bir havası var. Egsoz gazı yok, gürültü, stres daha az. Yaşam mücadelesi İstanbul’daki kadar yorucu değil.
Kanser taraması ve kontroller ne zaman yapılmalı?
Kontrollerin zamanı, vücudunuzun bölümlerine göre, yaşadığınız şehre ve beslenme alışkanlıklarınıza göre değişiklik gösterir. Kadınlar için ergenlik dönemiyle beraber göğüs kontrollerinin ve simir testlerinin başlaması gerekir. Erkekler ise 40 yaş itibariyle kolonoskopi yaptırmalı.
40 yaşın önemi nedir?
Kontroller için öngörülen yaş. Ama hastalık için yaş yok. 25 yaşında da bu hastalık karşınıza çıkabilir. Ama ortalamalar ve ağırlıklı veriler daha çok 40 yaş civarını gösteriyor… Bir de vücudun her yerini her saniye kontrol altında tutmak mümkün değil.
Hücre 8-12 yıl arasında bozuluyor
Kanser zengin hastalığı mı?
Kanser herkesin yakalanabileceği bir hastalık. Ne var ki tedavi yöntemleri ciddi maliyetli ve bütçe gerektiren bir hastalık. Şu an Türkiye’de her yıl 170 bin kanser teşhisi konan hastadan söz ediyoruz ama bu önümüzdeki 10 yıl içinde milyonları bulacak… Bu da Türkiye bütçesi içinde çok büyük bir yer tutacak…
İlaçlar ve tedavi yöntemleri neden bu kadar maliyetli?
Çünkü ilaçların çoğu yurtdışından geliyor ve pahalıya geliyor…
Kanser bir gecede çıkan bir hastalık mı?
Hayır… Öyle bir yanılgı var toplumda. “Bir gün doktora gitti kanser olduğunu öğrendi” deniyor. Orada ‘bir gün’ sizin doktora gitme zamanlamanız… Oysa kanserin oluşum zamanlaması ortalama 8-12 yıl arası.
12 yıl bu hücre bedenimizde var oluyor yani öyle mi?
Hücrelerin bozulma süresi 8 ile 12 yıldır… Bu hücreler vücudun içindeki birçok şeye zarar verdikten sonra kanser halini alıyor. O yüzden zamanında taramalar ve kontroller diyoruz ya hep.
Peki doğan çocukta neden kanser çıkıyor?
Her şeyin sebebi ne yazık ki bilinmiyor. Kimi zaman genetik nedenler de bu hastalığın sebebi olarak karşımıza çıkabiliyor. Ama biz genel olan hücrelerin deformasyona uğrayıp bu hastalığa sebep olmasını kabul ediyoruz.
Türkiye’de hangi kanserler yaygın?
Kaç çeşit kanser olduğunu söyler misiniz?
O kadar çok ki. Ülkelere göre de kanser çeşitleri değişiyor. Ülkemizde en çok göğüs, prostat, kolon, cilt kanserleri görülüyor.
Bütün kanserler öldürür mü?
Hayır, hepsi öldürücü değil. Ancak erken tanı çok önemli. Zamanında kontroller yapılırsa kanser çeşitlerinin birçoğu başarıyla atlatılabilir. Ama teşhis konduktan sonraki süreçte uygulanan tedaviler çok radikal ve zor. Bu tedavi yöntemleri de en az hastalık kadar vücudu bozuyor.
Kanserli hasta için doğru bir yaşam tarzı nasıl belirleniyor?
Bu da halkta genel bir yanılgı. Sanırlar ki tek bir kural var herkes onu uygularsa hastalığın süreci hafifler. Kanser çeşidi ne olursa olsun bedeni bütünüyle ilgilendiren bir hastalıktır. Bu nedenle kişiye ve hastalığa göre bütün doktorların bir araya gelip gerekli standartları belirlemesi gerekir.
Yani her hastaya farklı bir uygulama ve alışkanlık mı?
Evet… Kişinin yaşam standartına, kilosuna tedavi yöntemine göre yani kişiye göre belirlenir. Klişe yöntemler kanser hastaları için geçerli değildir. Şöyle ki; kemoterapiden önce ve sonra ne yenir, ne içilir? Ne kadar yenir? Bunları bile diyetisyenin, hastanın doktoruyla belirlemesi gerekir. Hiçbir şey tek başına olmaz.
Kanser hastalarının yakınları da çok etkileniyor…
Aynen öyle. Hasta yakınının ve hastanın psikolojik desteğe çok ihtiyacı olduğunu bildiğimiz için psikologlarla da çalışıyoruz. Yakınlara da danışmanlık yapıyoruz
sözcü
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...