Yayıncılık hayatıma gözümü TRT’de açtım ben...
1988 yazıydı.
Yazılı basında geçen 10 yıldan sonra, üniversitede eğitimini aldığım televizyonda çalışmak amacındaydım.
Sevgili hocam Ahmet Taner Kışlalı’nın tavsiyesiyle dönemin Genel Müdürü Cem Duna ile görüştüm ve Haber Dairesi Başkanı Ali Kırca’nın yanında yayıncılığa başladım.
Henüz özel TV’ler yoktu. TRT tek kanaldı ve kaynayan bir kazandı.
Kırca ile hazırladığımız Açık Oturum’da, daha sonra çalışacağım 32. Gün’de, yaptığımız belgesellerde, TRT’nin nasıl müdahaleye açık olduğunu, nasıl ağır bir sansür baskısı altında tutulduğunu bizzat gördüm.
Bu baskıya boyun eğenler, silinip gittiler.
Eğmeyenler ise, “ilkokul”ları TRT’den çoğu zaman hüzünle ayrılıp yeni kurulan özel kanallara geçtiler.
TRT, bünyesinden çıkardığı yeteneklerle, rakiplerini de yetiştirdi.
* * *
Bana gelince...
Açık Oturum, 1 yılı doldurmadan yayından kaldırılınca bir süre CNN Dünya Raporu programında çalıştım.
1991’de ABD’nin Bağdat’ı bombalamaya başladığı geceye kadar...
O gece canlı yayında CNN’in yayınını tercüme etmem istendi.CNN, Amerikan uçaklarının İncirlik’ten kalktığını vermeye başlayınca da henüz Dışişleri’nin doğrulamadığı bu bilgiyi “makaslamam” söylendi. Bütün dünyanın izlediği bir yayını ‘filtrelemek’, tam devekuşu tavrı olurdu.
“Yapamam” dedim ve o gece istifamı verdim.
Lakin TRT’de yetişip ayrılmak zorunda kalan yayıncılar ordusunun çoğu neferi gibi, gönlüm biraz TRT’de kaldı.
Hele “seyirci’nin “müşteri”ye dönüştüğü süreçte özel kanallar “Çalalım eğlenelim” yoluna girerken, özerk bir TRT’nin kamusal yayıncılığına ne kadar ihtiyaç olduğunu daha iyi anlaşıldı.
İsmail Cem, 35 yaşında, 10 yayıncıyla gelmiş, 500 günde Türkiye’ye TV’nin gücünü gösterip gitmişti.
Bu güç, iktidarı öyle korkutmuştu ki, ilk fırsatta TRT’nin bağımsızlığına son verilmiş, kurumun ipleri tamamen hükümetin kontrolüne terk edilmişti.
* * *
Şimdi TRT’ye yeni bir genel müdür atanacak.
Yasaya göre RTÜK, başvuranlar arasından seçtiği veya kendi önerdiği 3 adayı Hükümet’e bildiriyor ve bunlardan biri Bakanlar Kurulu tarafından atanıyor.
Başvurular bitti. RTÜK kararını yarınki toplantıda verecek.
Dünkü gazetelerde RTÜK’ün CHP’li üyelerinden Hülya Alp ve Şaban Sevinç’in bir açıklaması yer aldı:
“TRT için kurumu bilen, yayıncılıkta kendini kanıtlamış, vizyon sahibi, Türkiye’nin AB vizyonuna ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan, tüm siyasi partilere eşit mesafede, deneyimli bir yayıncıya ihtiyaç var” diyor ve Genel Müdürlüğe beni aday göstereceklerini söylüyorlardı.
Bir yayın kurumuna alakasız bürokratlar atanmasına haklı bir tepkiydi, bir yayıncı duyarlılığıyla, büyük iyi niyetle ama olurum alınmadan yapılan bir açıklamaydı; tabii ki büyük onur ve (yatışması hayli vakit alan bir) heyecan duydum.
Haberden sonra arayan, destek olan dostlara da bu koltuk için daha önce adı geçen Mehmet Barlas’ın yazısından iki cümle okudum:
“TRT’ye bir Ankaralı genel müdür olmalı” diyordu Barlas; “Ancak Ankaralılar, koltuk sahiplerinin çevrelerinin kalabalık olmasını ve koltuktan inenlerin yalnızlığını anlayabilirler.”
* * *
Sonra, TRT’de geçen 2,5 yılımı düşündüm.
Sansür seanslarını...
devletin hemen her kurumunun yayına müdahaleyi, kendine hak gören yaklaşımını...
yayıncıyı değil, işe karışanı kollayan yasaları...
Bağımsız bir gazetecinin adının, hükümetin “menüden” seçeceği bir listede yer almasının ve mevcut yasa gereği “memuriyet” yapmasının, onun mesleki kariyerine vereceği zararı...
Her hükümetin, kendi kadrolarıyla şişirerek hareket edemez hale getirdiği TRT, artık iktidara bile hizmet edemez halde...
Bu vesileyle bir kez daha görmeliyiz ki, Türkiye’nin ihtiyacı, BBC statüsünde özerk bir TRT’dir.
Hem içeriye, hem çevre ülkelere, özgür kamusal yayıncılığın kalitesini, etkisini gösterecek, yayıncısına çalışma şevki, seyircisine izleme keyfi verecek, çağdaş bir TRT...
Onu yaratana kadar TRT, “ilk gözağrımız” olarak kalacak.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |