TAM TEŞEKKÜLLÜ TERÖR ÖRGÜTÜ 

Türkiye’yi kaosa sokup askeri darbeye zemin hazırlamaya çalışan Ergenekon’un yapılanması, eylemleri ve amacıyla tam anlamıyla terör örgütü olduğu ortaya çıktı. Ergenekon’un cephaneliğinden çıkan el bombalarıyla aynı seriden bombalar Hizbullah evinde de ele geçti. Ulusalcı terör örgütünün DHKP-C ve PKK ile işbirliği yaptığı belirlendi.

Fotoğrafı büyütmek için tıklayınız

TERÖR örgütü Ergenekon Operasyonu’na yönelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından başlatılan ve pek çok ile sıçrayan ‘Ergenekon Operasyonu’nda, örgütün çok önemli belgelerine ulaşıldı. Ele geçen ‘Manifesto’ ile bugüne kadar bir ‘bilinmeyen’ olan Ergenekon’un nasıl bir örgütlenme yapısına sahip olduğu ve ‘aktif bir terör örgütü’ olduğu ortaya çıktı. Örgütte son sözü söyleyen, ‘1 Numara’nın kol olduğu ise hala tespit edilemedi. Bugüne kadar JİTEM’in kurucusu emekli general Veli Küçük’ün lider olduğu sanılıyordu ama, gözaltındaki onlarca zanlının ifadeleri ve ele geçen binlerce sayfa belgede ortaya çıktı ki, ‘Bir numara’ Veli Küçük değil. Onun da üstünde olan ve ‘Kurmaylar’ oluşumunun içinde yer alan daha yüksek rütbeli bir kişi...

MANİFESTO BULUNDU

ÜMRANİYE’DE cephanelik evin ortaya çıkarılması ve emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin’in yakalanması üzerine örgütün deşifre edildiğini düşünüp kendi kabuğuna çekildiği belirlendi. Son dönemlerde peşpeşe ortaya çıkarılan Ergenekon örgütünün alt kadroda çözülmenin önüne geçmek için astsubay Oktay Yıldırım’a Ergenekon yapılanmasının içtüzüğünü verdikleri ve ‘Sen çok önemli bir yapılanmanın çok önemli bir elemanısın’’ diyerek çözülmeyi engellemeye çalıştığı, ancak Yıldırım’ın da ‘hava atmak’ için bu çok gizli bilgileri bazı kişilere gösterdiği öğrenildi.

PERİNÇEK-GÜNAY

MANİFESTOYA göre Ergenekon Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ve devleti yeniden yapılandırmayı planlayan gizli teşkilat... Dokümanlara göre Ergenekon manifestosunu 1999’da Küçük ve Doğu Perinçek’in isteği üzerine Tuncay Günay yazdı. Ümraniye bombaları nedeniyle gözaltına alınan Teknopark Bilişim’in sahibi Kuddusi Okkır ’ın, Tekin’in isteği üzerine yeni ‘Ergenekon raporu’ yazdığı öğrenildi.

MAFYAYLA ORTAK

ÇOĞUNLUĞUNU kamu görevlilerinden oluşan Ergenekon yapılanmasının bazen yaralama ve korkutma işlerini bazı mafya bağlantılarıyla yaptığı belirlendi. HABER MERKEZİ

Tatlıses ve Kırmızıgül’e suikast planı

Ergenekon’un 1999 yılında TİT aracılığıyla, Akın Birdal’ı öldürdükten sonra sırasıyla, ünlü sanatçılar Mahsun Kırmızıgül ve İbrahim Tatlıses’i öldürmeyi, Ümraniye HADEP binasına bomba atıp Kürt kökenli birkişiye Atatürk büstünü devirterek Kürt-Türk çatışması çıkartmayı planladığı öne sürüldü.

Dink’i vur emri Küçük’ten mi?

TERÖR örgütü Ergenekon operasyonunda, Türkiye genelindeki 17 bombalı saldırının yanı sıra Hrant Dink cinayetini de işlettiği ortaya çıktı. Dink cinayetinin tetikçisi O. S.’nin azmettiricisi Yasin Hayal’in ‘abisi’ Erhan Tuncel’in de üstündeki ‘büyük abinin’ Ergenekon’un önde gelen isimleri emekli binbaşı Zekeriya Öztürk, emekli albay Fikri Karadağ veya emekli paşa Veli Küçük olduğu ileri sürüldü.

BÜYÜK ABİ?

İERGENEKON örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 23 zanlı, dün İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Emekli binbaşı Zekeriya Öztürk tutuklanırken, aralarında Susurluk sanığı Sami Hoştan, Ali Yasak, Hüseyin Görüm ve ulusalcı avukat Kemal Kerinçsiz’in de yer aldığı diğer zanlılar tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut serbest bırakıldı. Öztürk, ‘Terör örgütü üyeliği’, ‘Halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik’ suçlarından tutuklandı.

SUİKAST KUTLAMASINA DAVET

VELİ Küçük, Fikri Karadağ ve Zekeriya Öztürk’ün Dink öldürülmeden bir gün önce 18 Dcak 2007’de yaptıkları şifreli e-mail yazışmalarını deşifre eden polis, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in üzerindeki ‘Büyük Abi’yi’ tespit etti. Büyük abinin, Ergenekon yapılanmasındaki Veli Küçük, Fikri Karadağ veya Zekeriya Öztürk olduğu iddia edildi.

Ayrıca, geçen Noel’de Veli Küçük ile Sevgi Erenerol arasındaki telefon konuşmasında Erenerol, ‘Paşam, Dink’in ölüm yıldönümü için bir etkinlik düzenleyeceğiz. Sizi de bekleriz’ daveti yapıyor. Küçük de, ‘İnşallah bir işim olmazsa katılırım’ diye cevaplıyor.

BOMBALAR BND AJANLARINDAN

ERGENEKON içinde yer alan bazı kişilerin, Alman istihbaratı görevlisi olduğu belirlenen kişilerle yakın ilişki kurdukları iddia edildi. Ümraniye’deki gecekonduda ele geçen el bombaları arasında bulunan Alman menşeili patlayacıların da BND ajanları tarafından Ergenekon’a verildiği savunuldu. HABER MERKEZİ

Aynı kafile bombaları

ERGENEKON ile bağlantılı olduğu ortaya çıkan Ümraniye’deki gecekonduda bulunan el bombalarının 2 kafile (2 bin adet) el bombasının parçası olduğu da belirlendi. Bin adet el bombası için ‘Kafile’ tanımı kullanılıyor. Ümraniye’de bulunan bombaların da bu kafileye ait olduğu belirlendi. Bir kafile ise halen kayıp. Soruşturmada kayıp kafiledeki bombaların 17 ayrı eylemde kullanıldığı belirlendi. Ümraniye bombalarının sahibi Oktay Yıldırım bombaları Hasdal Kışlası’nın çöplüğünden aldığını ifade etmişti. Seri numaraları belirlenen bombalar, kayıtlara ‘MKE’den Hasdal Kışlası’na gönderildi’ şeklinde geçti. Ergenekon operasyonunu başlatan Ümraniye’deki gecekonduda ele geçen 39 el bombasının kriminal incelemesi sonrasında, Türkiye genelinde 17 olayda kullanıldıkları ortaya çıktı.

HiZBULLAH’TAN DA AYNI BOMBA ÇIKTI

04.12.1998 Manisa Akhisar’da bir evde iki adet el bombası çıktı.

26.02.1999 Urla’da sahilde kuma gömülü 10 el bombasından biri.

25.03.1999 Şırnak’taki Hizbullah operasyonunda ele geçirilen 6 adet el bombasından biri.

26.05.1999 Trabzon Of’ta bir pasaja atılan el bombasıyla 1 kişi öldü.

30.12.2000 İzmir’de bir kişide el bombası bulundu.

29.07.2001’de Alanya’da bir otelde elbise dolabında 3 el bombası bulundu.

11.08.2001 Hatay’da bir araca bomba atıldı.

2002’de Kütahya’da çöpte bomba bulundu.

27 02 2003 İstanbul’da sahilde bir el bombası bulundu.

2003 Merzifon’da bir evde patlayan el bombasının fünyesi Eskişehir’dekilerle aynı çıktı.

25.11.2003 Ağrı Patnos’ta arazide pimi çekilmiş el bombası bulundu.

2005 Kırıkkale’de iki kişide el bombası bulundu.

10. 05.2006 Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar.

02.10.2006 İzmir’de kahveye atılan bombayla 1 kişi öldü.

11.12.2006 Iğdır’da bir otelin kazan dairesinde el bombası bulundu.

23.01.2007 Yozgat’ta el bombası bulundu.

2006’da Tuzla’da bir apartmanın girişinde bulunan el bombasının fünyesi Eskişehir’dekilerle aynı çıktı.

Fotoğrafı büyütmek için tıklayınız

5 TUTUKLAMA 10 SERBEST

ERGENEKON Operasyonu kapsamında dün 27 kişi adliyeye sevk edildi. Beş kişi tutuklandı. 10 kişi serbest bırakıldı. Aralarında Veli Küçük, Ali Yasak ve Hüseyin Görüm ile Sami Hoştan’ın da bulunduğu diğerlerinin sorgusu ise gece boyu sürdü. Operasyon kapsamında tutuklanan ilk isim Zekeriya Öztürk oldu. Akşam saatlerinde de Kuvvacıların çaycısı Erol Ölmez, kendini grubun istihbarat grup başkanı olarak lanse eden Erkut Ersoy ve Kahraman Şahin ile uzman çavuş Muhammed Yüce tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu arada serbest bırakılanlardan İstanbul Adliyesi katibi Atilla Aksu’nun ifadesinde, 4 yıllık dostu Kerinçsiz’e isteği üzerine ünlü işadamları ve siyasilere ilişkin dosya numaralarını verdiğini anlattığı iddia edildi. Kerinçsiz Aksu’dan sunucu Seray Sever’e ilişkin bir dava açılıp açılmadığını da sormuş.

Drej ve Hoştan’dan ‘tetikçi’ istemişler

ÖRGÜTE yönelik operasyon sırasında polisin kapısını çaldığı gazeteci Güler Kömürcü’nün MİT’ten bir tanıdığını arayarak, ‘Polis beni gözaltına almak için evime geldi’ dediği iddia edildi. Operasyonlar nedeniyle ‘saha elemanı’ sıkıntısı çeken Ergenekon’un yeraltı dünyasının ünlü isimleri Drej Ali (Yasak) ve Sami Hoştan’dan örgüte tetikçi bulmalarını istediği öğrenildi.

ERGENEKON örgütünün kendilerine engel olarak gördüğü üst düzey bürokratlar, öğretim görevlileri ve bazı işadamları hakkında özel dosyalar tuttuğu, evlerinin ve işyerlerinin krokilerini çıkardığı geliş gidiş saatlerini takip ettiği de öne sürüldü.

Hablemitoğlu’nun katili de Ergenekon

ÜMRANİYE’DE ele geçirilen el bombalarıyla aynı seriden olan iki el bombasıyla yapılan saldırıda geçen yıl İzmir’de öldürülen İbrahim Çiftçi’nin Doç. Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili olarak sorgulanıp serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Bunun üzerine soruşturmayı yürüten savcılık, Hablemitoğlu cinayetinin dosyası ile İzmir’deki bombalı saldırı dosyasını da incelemeye aldı. Çiftçi, Hablemitoğlu cinayetine ilişkin bilgisi olduğunu söyledikten sonra öldürülmüştü. Ergenekon ile Ankara’da Mercedes Vito minibüste ele geçirilen bombalar arasındaki bağ da çözülmeye çalışılıyor.

Poyraz’ın belgeleri ve Genelkurmay’da temizlik

ERGENEKON yapılanmasının çözülmesinde geçen temmuzda tutuklanan ‘Psikolojik savaş yazarı’ Ergün Poyraz’ın evinde ele geçirilen belgelerin etkili olduğu ortaya çıktı. Poyraz’ın evinde ele geçirilen ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na (KKK) ait bir bilgisayardan gönderildiği belirlenen bu orijinal belgeler Genelkurmay’ı da harekete geçirdi. Genelkurmay ve KKK Ergenekon bağlantılı isimlere yönelik olarak gözlerin Yüksek Askeri Şura’ya yöneldiği günlerde büyük bir temizlik operasyonu yaptı. ZAFER KÜTÜK

İhtilalden kastım askeri ihtilal değil

SERBEST bırakılan Fuat Turgut ifadesinde Veli Küçük’ün telefonuna gönderdiği ‘RTE / ABDullah G. ve şürekası eliyle parçalanma sürecine itilen TC’ni KORUMAK için; milliyetçi/devrimci ihtilal KAÇINILMAZDIR!’ mesajıyla ilgili şunları söyledi: ‘Ben bu mesajı Küçük ve Erenerol dışında telefonumda kayıtlı 700-800 kişiye Kurban Bayramı mesajı olarak gönderdim... İhtilalden kasıt, askeri ihtilal değildir.’

Ulusalcı basından bir garip savunma

Ergenekon operasyonuyla ilgili haberlere Yeniçağ ve Tercüman gazetelerinden ise eleştiri geldi. ‘Darağacı kurup ipi çektiler!’ başlığını kullanan Yeniçağ gazetesi ‘Operasyon üzerinden milliyetçilere saldıranlar yasak masak dinlemedi’ iddiasında bulundu. ‘Yayın yasağı komedisi’ manşetiyle yayımlanan Tercüman gazetesi de ‘35 gözaltıda hak-hukuk dinleyen yok. Ama tek elden ifadeyle ‘Darbeciler... Suikastçılar’ manşetini atan çok’ ifadesini kullandı.

ORTAK TAVIR

Derin devletin en derinini bulmalıyız

ERGENEKON terör örgütüne yönelik operasyon medyadan büyük destek gördü. Soruşturmada sonuna kadar gidilmesini isteyen Türk basınının öncü kalemleri, bu tür yasadışı yapılanmaların ülke gündeminden çıkarılmasının önemine dikkat çekti. İşte öne çıkan yorumlar:

MİLLİYET:

Hasan Cemal (25 Ocak): Ergenekon Operasyonu, bu ülkede demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insan hakları düzenini çok yakından ilgilendiriyor. Hatta yaşamsal denilebilir... Eğer gerçekten demokrasi diyorsak, hukukun üstünlüğü diyorsak ve eğer bütün bu konulardaki hassasiyetimizin hakiki olduğunu söylüyorsak, o zaman şu Ergenekon Operasyonu’nda ipin ucunun çekilmesine el vermekten başka çaremiz yoktur. Yoksa inandırıcı olamayız.

YENİ ŞAFAK:

Fehmi Koru (24 Ocak):... Devlet ilk kez kendi derinliklerini soruşturma cesaretini gösteriyor. Soruşturmanın sonucu ne olursa olsun, kendisini ‘dokunulmaz’ gibi göstermeyi başaranlar açısından durum bundan sonra çok farklı olacaktır. Eskiden bazı konulara girmek, cesaret isterdi. Bu son gelişmeler görüntüyü tersine çevirdi: Hiç ilgileri olmadığı halde devlete ait yetkileri kullanmaya kalkışanlar korkacaklardır bundan sonra...

RADİKAL:

İsmet Berkan (25 Ocak): Nerede ‘Kızıl Elma’, nerede ‘Ulusalcılar’ son altı-sekiz aydır?... Bence yeraltına indiler, yukarıdan basılacak yeni bir düğmenin haberini bekliyorlar. O yüzden soruşturma o ‘yukarı’ya kadar uzanmazsa, yarın öbür gün benzer şeylerin ülkemizde yaşanmayacağının hiçbir garantisi yok.

ZAMAN:

Ekrem Dumanlı (24 Ocak): Geçenlerde bir siyasi yetkiliye ‘Çeteler bitti mi?’ diye sorduğumda ‘Acele etmiyoruz, somut deliller elde etmeden operasyon yapmıyoruz’ demişti. Hak verdim. Nice şaşaalı operasyon fos çıktı. Ergenekon, şu ana kadar yapılan en çaplı operasyon...

TARAF:

Ahmet Altan (25 Ocak): Bu ülkede darbe yapabilecek tek örgüt var: Ordu. ‘Ergenekon’ operasyonunda yakalananların orduyla ilişkisi nedir?... Bu ülke ve bu devlet bir tür derinlik sarhoşluğu yaşıyor. Derin devlet lafı hepimizi uyuşturuyor. Derin devlet deyip duruyoruz. Bu sarhoşluktan uyanma vakti geldi bence. Baksanıza hálá darbe hazırlıklarından söz ediliyor. Biz bu ‘derin devletin’ en derinini bulmalıyız artık...

SABAH:

Ergun Babahan (24 Ocak): Türkiye, İttihat ve Terakki’den kalan bu güçleri tasfiye etmedikçe sağlıklı demokratik bir ortama kavuşamayacak.