SÜLEYMAN SOYLU BİZE YEĞENİNİ ANLAT! GAZETECİLERE 6 BİN DOLARLIK HEDİYE! YÖK BAŞKANI'NI MECLİS TV YAKTI! GÖKÇEK REST ÇEKTİ! 

Bize Yeğenini Anlat!

Hatırlarsınız; Nevşehir’de yapılan açılış töreninde bir teğmenimize yumruk atılmıştı. AK Parti’li bir bürokratımız, bir ordu mensubumuzu dövmüştü. Her ne hikmetse bu olayın üzerine medya hiç gitmedi. (Güneş ve bir iki gazete hariç) Bir nevi üstü örtüldü. Basındaki bu karartmayla ilgili ortalıkta çok ilginç iddialar dolaşıyor. Dayak yiyen teğmen olayının haber yapılmaması için araya girenlerin cesareti nereden geliyor olabilir? Bir düşünün isterseniz? Cevabını çabuk bulacağınıza eminim!

Dayak yiyen teğmen olayında ilginç bir tevakufa dikkatinizi çekmek istiyorum;

Nevşehir’deki açılışta Teğmeni yumruklayan AK Parti’li bürokrat Sadık Soylu, DP Genel Başkan adayı Süleyman Soylu’nun öz yeğeniymiş.

Süleyman Soylu ile hiç tanışmadım, yaşlı siyasetçilerden bıkan bir insan olarak aslında kendisine sempatim de var ama kafamızdaki sorulara cevap bulmak da hakkımız. Merak ediyorum; DP Genel Başkan adayı Süleyman Soylu, bu olaydan sonra yeğeni Sadık Soylu’yu arayıp, “Hangi hakla bir ordu mensubunu döversin yeğenim?” dedi mi acaba? Ya da, yeğeninin yanlış yaptığına dair basına tek kelimelik bir demeci oldu mu? DP, tarihinin tüm süreçlerinde orduya karşı hep saygılı oldu, orduyu peygamber ocağı bildi. Unutulmamalı ki; Hiç bir bürokrat, ‘Türk Subayına’ meydan dayağı çekecek kadar kuvvetli olamaz, hiçbir lider adayı da bu olayı kınamadıkça lider olamaz! Bu böyle biline!

Süleyman Soylu’nun AK Parti ile olan hukuku, akrabası Sadık Soylu ile de sınırlı değil. Sabah’ın usta kalemlerinden Mahmut Övür, 30.11.2004 tarihinde Süleyman Soylu ile ilgili bir makale kaleme almış. Övür, “AK Partide sürpriz bir isim: Süleyman Soylu” başlıklı yazısında, “Eski DYP'li Süleyman Soylu'yu AK Parti'de görmek kimseyi şaşırtmamalı.” ifadesini kullanıyor. Mahmut Övür siyasi kulisleri iyi takip eden bir gazetecidir. Süleyman Soylu o dönemde AK Parti ile ciddi bir ünsiyet bağı kurmamış olsaydı, Övür bu satırları sütununa taşımazdı. Üstelik bu yazı tekzip de edilmemiş. Elbette AK Parti ile siyaset yapmak, ya da yapmayı istemek son derece meşru bir haktır ama başka bir partinin lider adayı için en azından kazanç hanesine yazılamaz…

Yazımızı bir espri ile bağlayalım; Dikkat! AK Parti DP’yi de ele geçiriyor!

Gazetecilere 6 bin dolarlık hediye

Kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül beraberinde birçok Bakanla Türkmenistan’ı ziyaret etti. Türkmenistanlılar, Cumhurbaşkanımız Gül’ü kendi Cumhurbaşkanları gibi ağırladılar, bağırlarına bastılar. Tabii bu 1. sınıf ağırlamadan Cumhurbaşkanımız Gül’e refakat eden Bakanlar ve gazeteciler de nasiplerini aldılar. Türkmen yetkililer, Bakanların odalarına Dünyaca meşhur özel yapım Türkmen halısı gönderdiler. Tabii bu pahalı hediyelerden Gül’ü takip eden gazetecilerin odalarına da gönderildi. Bakanlar ve gazeteciler Türkmen yetkililere teşekkür ederek hediyeleri kabul ettiler. Bir gazeteci hariç! Hürriyet muhabiri Ümit Çetin kendisine verilen bu pahalı hediyeyi kabul etmedi. Merak edenler için Bakan ve gazetecilere hediye edilen Türkmen halısının değerini de söyleyelim; 6 bin dolar. Keşke Gazeteci arkadaşlarımız bu halıları Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlasalar. Bunu yaparlarsa, kimsesiz çocuklar adına kendilerine buradan tek tek teşekkür etmeye hazırım. Bekliyorum!

Perde arkası

Yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın Meclis Başkanı Toptan’ı ziyaretinde kameralar kapalıyken sarf ettiği, “İpimizi çekerler” sözleri Türkiye’yi karıştırdı. Bu olayın perde arkası en az önü kadar ilginç; YÖK Başkanı Özcan’ın bu sözlerini kayda alan yalnızca Meclis TV muhabiri oldu. Meclis TV muhabirinin ham haliyle VTR’ye teslim ettiği kasedi diğer gazeteciler de ele geçirince ortalık karıştı. Bu gelişme üzerine TBMM Başkanı Toptan’ın talimatıyla Meclis TV yönetimi hakkında gizli bir soruşturma açıldı. Konunun öneminin kavranması açısından şu dip notu yazmamızda fayda var; 1994 yılında kurulan Meclis TV’nin tarihinde ilk kez soruşturma açılmış oldu.

Reste rest!

Belediye gelirlerindeki kesinti oranının hükümet tarafından yükseltilmesi en çok Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’i rahatsız etti. Kulislerde konuşulanlara göre Gökçek, “Bu yasayla beni çalışamaz hale getirmek isteyenler var. Geçmişte Hikmet Uluğbay döneminde de buna benzer bir yasa çıkmıştı ama yanlıştan çabuk dönülmüştü” şeklinde tepki verdi. Melih Gökçek’in bu tepkiyle yetinmediği, kabinenin en etkili bakanına yönelik somut tavır aldığı da öne sürülüyor. Gökçek’in söz konusu bakanın yakınının belediyeden alacağı 6 trilyonluk ödeneği durdurduğu belirtiliyor.

GÜNEŞ/TALAT ATİLLA