Stand-by’a geçmiştim markalaşmayla canlandım 

KOÇ Holding’de uzun yıllar üst düzey yöneticilik yapan, emekliliğinin ardından Karsan’daki çoğunluk hisseyi alarak profesyonel iş hayatına devam eden İnan Kıraç, “Koç Grubu’ndayken içimde ukte kalan marka yaratmayı Nahum kardeşlerle gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bazı insanlar vardır ileriyi görürler. Bazıları vardır ufku görür. Eşim Suna Kıraç öyle biridir ki, ufkunda ötesini görüyordu. Ona hep hayrandım. Bu yüzden son yıllarda zamanımın büyük bölümünü onunla geçiriyorum. Ona hâlâ tutkuyla bağlıyım. Eşimin rahatsızlığı nedeniyle iş hayatımda stand-by’daydım. Ama Nahum kardeşler beni harekete geçirdi ve heyecanlandırdı. Koç Grubu’nda ben yöneticiyken yapmadığım markalaşmayı Karsan’da gerçekleştirme heyecanını yaşıyorum” dedi.

Marka özlemi

Türkiye’nin marka yaratmayı çok özlediğini ifade eden İnan Kıraç, şöyle konuştu: “Kendi markamıza ihtiyacımız vardı. Büyüklerimiz ortaklı oldukları için onların bu şansı az, dolayısıyla yüzde 100 yerli ve herhangi bir yere bağımlı olmayan bir yapıya ihtiyaç vardı. Karsan bu konuya sahip çıktı. Bu mücadeleye girmeye karar verdi. Karsan, bağımsız bir şirket olarak her türlü fırsata açık.”

Dünyanın aracı olacak

İnan Kıraç, Karsan’ın New York’a dönük geliştirdiği taksi projesini de şöyle değerlendirdi: “Geliştirilen taksi projesi için New York olur, olmaz. Ama göreceksiniz bu vasıta dünyanın vasıtası olacak. İstanbul’un, Türkiye’nin vasıtası olacak ve ilk yerli isim olarak bir başlangıç olacak. Daha sonra yeni girişimciler bu inanca sahip çıkacak ve artık Türk markalarının bu piyasada görülecek.”

Yanlış yapmayalım

Kıraç, Türk toplumunun, hükümetlerin otomotiv sanayine sahip çıkması gerektiğinin altını çizerek, şunları dile getirdi: “Herhangi bir yanlış yapılmamalı. Küçük bir yanlış her şeyi bozabilir, buradaki en büyük faktör Türk yan sanayisidir. Türk yan sanayisini eğer kaybedersek, bunu yapmamız mümkün değil. O nedenle alınacak her türlü kararın çok düşünülmesi lazım.”

Peugeot ortak olmak istedi

KIRAÇA Holding’in ve Karsan’ın patronu İnan Kıraç, Peugeot’nun bundan 4-5 yıl önce “satmaz” diye fikri mülkiyet haklarını devrettiği J9’dan dolayı pişmanlık duyduğunu da hatırlatarak, “Zaten kısa bir süre önce Karsan’a tekrar ortak olmak istediler. Biz kabul etmedik. Biz çünkü Türk otomotiv sektörünün geleceğini markalaşmada gördük. Eğer biri çıkıp bu hamleyi yapmazsa, bundan 10-15 yıl sonra bu sektör hedeflenen noktaya gelmez. Ancak bizim gibi bağımsız biri çıkıp, marka yaratırsa, diğerleri takip eder. Bu Türk otomotiv sektörünün hedeflenen noktaya gelmesi demektir” dedi.

11 yıldır ALS’yle mücadele ediyor

KOÇ Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un kızı, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Suna Kıraç, 1999 yılından bu yana yakalandığı Stephen Hawking’in hastalığı ALS ile savaşıyor. Kaslarını kullanamayan Kıraç, sadece gözleriyle haberleşiyor.

Tofaş, kuş serisini bugün üretse en az 20 bin adet satar

KARSAN Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, Tofaş’ın ürettiği “kuş serisi”nde (Doğan, Şahin, Kartal, Serçe) hep suçlandığını belirterek, “Bize hep ‘Eski araçları üretiyorsunuz, montajcısınız’ damgasını vurdular. İkisi de doğruydu ama başka şansımız yoktu. Eğer yılda 20 bin adet araba pazarlayabiliyorsanız bunun model yılını uzatmak zorundasınız. 400 bin adetlerde satmıyorsanız yenileme şansınız yoktu” dedi. Ancak bu araçların Türk toplumuna iyi hizmet ettiğini savunan Kıraç, bugün 45 yaşında olan bir Tofaş 124’ü halen Türkiye yollarında görüldüğünü söyledi. Kıraç, şöyle konuştu: “Hatta bugün Tofaş fabrikasına deseniz ki ‘kuş serisinden 20 bin tane yap’, iddia ederim ki bu 20 bin adet Türkiye’de satılır, ihraç da edilir. Hiçbir zaman Türk toplumunu yanıltmadık. Çok dikkatli hareket ettik, doğru araçlar yaptık.”

Onlar unutsa da tarih unutmuyor

İNAN Kıraç, Koç Holding’in en iyi adamlarıyla çalıştığını belirterek, “Bugün Koç Holding’de otomotiv bir noktaya gelmişse, bundan bu kişilerin büyük emeği vardır. Tarih bu kişileri unutmaz” diye konuştu. İnan Kıraç, Türk otomotiv sektörünün ve Koç Grubu’nun en büyük gurur kaynaklarından biri olan Doblo’nun yaratılmasında büyük emeği olan Jan Nahum ve Antonio Bene’nin, önceki gün düzenlenen 1 milyonuncu Doblo’nun üretim törenine davet edilmemesine üzüldüğünü belirterek, “Geçmiş unutulmamalı. Değerlere sahip çıkılmalı. Unutulmamalı ki, Koç Grubu unutsa bile tarih unutmuyor” cevabını verdi.

Hürriyet