Futbol gündemini işgal eden şike meselesi pek çok taraftarın, futbolseverin tadını kaçırmış durumda. Takımların ve ligin önümüzdeki günleri karmaşaya ve belirsizliğe teslim olsa da, transfer dönemi sönük geçse de futbol spor gündeminin üst sıralarında kalmaya hiç kuşkusuz devam edecek. 'Türkiye'de en popüler spor futboldur. En popüler 2. 3. 4. spor da futboldur' diyor spor yazarı Bağış Erten. Fakat bu hengame içinde başka sporların da daha fazla dikkat çekebileceğini düşünüyor. Hep ünlü futbolcuların isimlerini gördüğümüz transfer haberlerinde, bu yıl manşetleri Deron Williams'ların, Kobe Bryant'ların süslemesi basketbol adına bu ihtimali kuvvetlendiriyor. Daha çok iki takımın çekişmesine alışkın olduğumuz basketbolda, bu yıl çok sayıda takım üst sıralar için yarışacak. Basketbolu yakından takip edenler 'dünyanın en iyi üçüncü ligi'nde, bir 'altın sezon'a şahit olabileceğimizi düşünüyor.
Futbolda kopan fırtınayı ve basketbolda doğan güneşi, havaya basketbol penceresinden bakan spor yazarı Kaan Kural'a soralım istedik. Mizahın eksik kalmadığı yazılarıyla tanıdığımız Aziz Kedi'den, iki arada bir derede kalan taraftarın durumu hakkında görüş aldık. Futbola geniş bir açıdan bakan spor yazarları Bağış Erten ve Uğur Vardan'dan günün manzarasını kısaca çizmelerini istedik. Bir taraftar olarak modacı ve Fenerbahçe Kongre Üyesi Barbaros Şansal'a, sinema yönetmeni Murat Şeker'e ve mizahçı Vedat Özdemiroğlu'na ruh hallerini sorduk.
Kaan Kural: Altın bir sezon başlıyor
- Futbol izler misiniz?
Pek değil. Basketbolla çok fazla ilgilenen biri olarak futbol zaman zaman bana çok yavan geliyor. 20 dakika izliyorum 'Eee gol olmadı' diyorum kendi kendime. Kısır bir orta saha mücadelesi bazen çok sıkıcı olabiliyor. Ama futbolun güzelliği zaten kültürü. Eskiden beri Arsenal'i severim. Her maçını olmasa da yarısını izliyorum.
- Futbolun gündemindeki şike meselesinin, oynanan oyun ve taraftar katında nasıl karşılık bulacağını düşünüyorsunuz?
Adaleti bir kere zedelediğin zaman açılan yaranın tedavisi çok zor olur. Kandırılmışlık hissi o bağlılığı derinden zedeler. Ben açıkçası her şeyden önce futbolseverlerin, hangi takımın taraftarı olursa olsun kendini kandırılmış hissettiğini düşünüyorum. Güven yıkılınca yeniden temin etmek zor. Hele ki Türkiye'deki düşmanlık ortamında sürekli pişirilip sunulacaktır. Komplo teorileri ile yaşayan bir ülkeydik zaten. Şimdi hale bak.
- Seyirci futbola küsüp başka sporlara yönelir mi?
Futbol tutkunları yine futbolu seçer. Ama Türkiye Ligi'nde sıtkı sıyrılan Premier Lig'e, La Liga'ya bakar. Zaten izliyorlar. Takım bağlılıklarını da basketbolda gösterebilirler. Futbolda kendini kandırılmış hisseden kişi, daha önce göz ucuyla baktığı sporlara alıcı gözle bakar ama futbolun yerini alamaz başka spor.
DÜNYANIN EN İYİ ÜÇÜNCÜ BASKETBOL LİGİ
- Basketbolda epey bir hareketlilik, sansasyonel transferler dönemi yaşanıyor... Altın çağına mı girdi basketbol?
Basketbolun altın sezonu 2007-2008 sezonuydu bana göre. Beş takımın başa oynadığı, hemen her takımın Avrupa Kupaları'nda ses getirdiği harika bir sezon olmuştu. Şimdi yine benzer bir sezon başlıyor. Elbette kağıt üzerinde heyecan veren hamlelerin parkeye nasıl yansıyacağını görmek lazım ama şu anda ABD ve İspanya'nın ardından dünyanın en iyi 3. ligi. NBA'de lokavt sürerse 2. bile diyebiliriz. Bu sezon Avrupa Ligi Final Four da İstanbul'da. Gerçekten heyecan verici bir sezona giriyoruz. Üstelik son finali bu ülkede en çok takipçisi olan iki takım oynadığı, geçen yaz dünya ikinciliği geldiği için büyük bir rüzgar var. Altın bir sezon başlıyor gibi.
- Bu yılın iddialı takımlarını, flaş transferlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beşiktaş'a gelen Deron Williams Avrupa'ya gelmiş en büyük oyuncu. Hem de saha içi bir general. Büyük yıldız. Fenerbahçe daha çok sorumluluğu bölüşen, bir-iki ismin değil herkesin öne çıktığı, 12 iyi oyuncudan kurulu bir takım. Efes, Huertas'ı alabilirse süper olur. O da Deron Williams'ın Avrupa (gerçi Brezilyalı ama olsun) şubesi gibi. Pota altı da duvar oldu Efes'in. Galatasaray'da en ilgi çeken isim Lakoviç ama ben onun hücumuyla seyirciyi mutlu etse de, göze pek batmayan savunma eksikleriyle olumlu olmayacağı görüşündeyim. Genç Furkan Sarı-Kırmızılı seyirciyi kısa sürede etkileyecektir.
- Bu takımlar dışında ilk sıralara oynayan, takip etmemizi önerdiğiniz takımlar var mı?
Banvit. Önceki sezon üçüncü, geçen sezon ikinci oldular ligde. İstanbul takımı olmadığı için biraz göz ardı ediliyor belki ama son üç sezona bakarsak Efes-Fenerbahçe zirvesini en yakından izleyenler onlar. İyi de takım kurdular. Telekom da ligin tehlikeli takımı oldu. Ama kadrolar daha henüz net değil. Efes bile net değil. O yüzden daha net bir değerlendirme için biraz erken.
- Deron Williams transferini başarılı buluyor musunuz?
Dediğim gibi olağanüstü oyuncu Deron Williams ama neden Beşiktaş dışında kimse o yola girmedi? Bunun cevabını düşünmek lazım. Avrupa'da da büyük takımlar bu yola girmiyor. Basketbolda asıl sezon Nisan-Mayıs'ta play-off'da, Final Four'da oynanır. O zaman bu oyuncuların kalma ihtimali çok az. Ama olur da lokavt uzarsa o zaman işler değişir. Transferler de artar ama bence lokavt en geç Aralık'ta biter.
UĞUR VARDAN: Kafa karışıklığı 'gerçek' sporsevere yarayabilir
'Bizler ne yazık ki futbolun dışındaki sporları ne severiz, ne anlarız, ne ilgi gösteririz, ne de yeşermeleri için izin veririz. Dolayısıyla futbolumuzun şimdilerde yaşadığı kafa karışıklığının 'gerçek' sporseverden başkasına yarayacağını düşünmüyorum. Bizim basketbol seyircimiz bile, o gün futbol takımının maçı olmadığı için 'mecburen' salona yollanmış ve ruhu holigan olan taraftardır. Futbolumuzun dünya standartlarında bir özelliği olduğuna inanmıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse spor servisinde çalışmasam diğer ligleri daha çok izlerim.
Ama yine de seçeneği futbolda arayanlar için La Liga'yı, Bundesliga'yı, Premier Lig'i tavsiye edebilirim. Ama futboldan başka sporlara da göz kırpanlar için gayet doyurucu bir mönü var önümüzde. Bu sezon Efes Anadolu ve Galatasaray basketbolda önemli isimleri transfer etti, keza Beşiktaş da NBA'deki lokavttan yararlanarak Deron Williams'ı kadrosuna kattı (hoş bunun göz boyama yolunda yeni bir hamle olduğu kanısındayım).
Kadınlar basketbolunda takımların kadrolarında bulundurdukları isimlere bakarsak, Türkiye belki de dünyanın en iyi liglerinden birisine sahip. Keza kadınlar voleybol ligi de bir o kadar zevkli ve çekişmeli geçmeye aday. Ekim'de İstanbul'da düzenlenecek WTA turnuvasında kadın tenisinin yıldızlarını izleyebileceğiz.'
AZİZ KEDİ: Bugün hiçbir kulüp, taraftarın gözyaşına değmiyor
Futbolu severim. Ama kereviz ya da reçel sever gibi; ara sıra canım çeker. Her gün önüme konsun istemem. Beşiktaş taraftarıyım. Türkiye'de en az yüz yıl boyunca hiçbir spor faaliyetinin, futbolun yarattığı heyecanı karşılayamayacağını düşünüyorum. Basketbol, voleybol, tenis, golf, yüzme, atletizm... Bunlar mutlu seyircinin sporlarıdır. Büyüklerimden, hatta onların da büyüklerinden gördüğüm, anladığım bir şey var. Futbol, endüstrileşmeden önce taraftarı için adeta bir 'yol', bir ahlak öğretisi ve aynı zamanda sınıfsal bir konumlanma aracıydı. Fenerbahçe kalabalık orta sınıfı, Beşiktaş işçi/emekçi kesimi, Galatasaray ise elit entelektüelizmi temsil ederdi. O zamanın futbol takipçisi, tuttuğu takımı kendisine benzetmekten mutluluk duyar, kulübünü tıpkı içtiği sigara, oy verdiği parti ya da giydiği ayakkabı gibi, kimliğini temsil eden unsurlardan biri sayardı. Kişi ve tuttuğu takım arasındaki ölçülebilen, somut ve sosyolojik bağlar daha kuvvetliydi.
Fakat şimdi, sayısız değişimden sonra, futbol taraftarı 'Takımım aynen benim gibi' yerine, 'Ben aynen takımım gibiyim' diyor. Bir oyuncunun beş kulüp değiştirmesinin normal sayıldığı fabrikasyon futbol çağında, tüm takımlar tektipleştiği için taraftar da 'başarılı, zengin, yenilmez, şanlı' olma arzularını kolayca bir ekip üzerine yansıtabiliyor. Ancak bugün hiç kimse bir futbol takımını niçin 'ölümüne' sevdiğini rasyonel bir şekilde açıklayamıyor.
'RUH' DENEN ŞEY ŞAKA SANILIYOR
Bireysel sporcular için 'alanının en iyisidir' gibi iddialar koymak çok daha anlamlı. Çünkü örneğin bir tenisçi, emekli olana dek tutarlı bir teknik ve oyun anlayışıyla başarı kazanabilir ve oyunu yalnızca 'göze hoş geldiği' için bile taraftar toplayabilir. Ancak tüm kadrosunu her sezon yenileyen, hatta sezonda üç teknik direktör değiştiren bir futbol takımının 'her zaman, her yerde, en büyük'lüğünü ölçecek bir metot olmadığı gibi, böyle bir saptama anlamlı da değil. Üstelik o 'en büyük'lükten taraftara düşen pay, müphem bir kuruntudan ibaret.
Hiç kimse istatistiklere bakıp en çok şampiyon olmuş takımı tutmadığına göre, geriye tek bir mana kalıyor, o da 'ruh'.
Yeni dünyada 'ruh' denen şey de maalesef acıklı bir şaka olarak anlaşıldığı için geriye yalnızca kazanmak, yine kazanmak ve ne pahasına olursa olsun kazanmak kalıyor. Sonra da bizler oturup 'Aaa şike yapmışlar!' diye şaşırıyoruz. Düşünmesine, okumasına, yazmasına, söylemesine, kendini gerçekleştirmesine, risk almasına, kısacası mutlu olmasına izin verilmeyen taraftar; gönülden seveceği, uğrunda kendini feda edeceği bir şeye ihtiyaç duyuyor ve onu futbol kulüplerinde buluyor. Fakat bu kulüpler 'en birinci' olmaktan başka bir hedefe ve 'zengin'likten başka olumlu bir haslete sahip olmadığı için, futbola illegal ticaret karıştırınca da en çok üzülen yine futbol izleyicisi oluyor. Taraftarın gönlü kırılmasın. Bugün hiçbir kulüp, taraftarının safiyane duygularını karşılayacak kadar büyük değil. Ve hiçbiri taraftarın gözyaşına değmiyor. Taraftarın eski günlerine dönmek için yapacağı tek şey ise, takımına benzemek yerine takımını kendisine benzetmek olacak.'
BAĞIŞ ERTEN: Başka sporlardan oksijen alabilirsiniz
'Türkiye'de en popüler spor futboldur. En popüler 2. 3. 4. spor da futboldur. Futbolun domine ettiği, hatta dikte ettiği bir spor kültürümüz var. Bu güzel oyuna haksızlık yapıp fırsatçılığa düşmeyelim ama şike olaylarının yarattığı olumsuz hava içinde, bu durum biraz kırılabilirse 'her işte bir hayır vardır' diyebiliriz. Öyle bir ihtimal de görüyorum.
Özellikle basketbolda Avrupa'nın en iyi liglerinden birine sahip olacağız, kadınlar voleybolunda son yılların birikimiyle bu yıl yine çekişmeli geçecek. Bunun dışında uluslararası spor organizasyonlarına ilgimizin artacağını da düşünüyorum. Şu anda Türkiye'deki futbolda tartışılan şeyler ciddi bir keyif kaçıklığı yaratacağı için Türkiye dışındaki futbol liglerinin de her zamankinden daha fazla izlenecek. Sevgilisinden ayrılana 'İşinize ağırlık verin' tavsiyesi gibi, futbol sevdası hırpalanana da başka sporlara bakmalarını tavsiye etmek fena fikir değil gibi. Basketbol Avrupa şampiyonası geliyor, dünya yüzme şampiyonası geliyor... Şimdi herkes futbolda ne olduğunu anlamaya çalışıyor ama kararlar verilip durum anlaşılınca, hastalık tespit edilince başka sporlardan oksijen alınabilir.'
Fenerbahçe Basketbol Takımı, Ataşehir'deki 13 bin 800 kişilik Ülker Arena salonuna kavuşuyor. (VEDAT ÖZDEMİROĞLU)
Futbolun yerini hiçbir şey tutmaz
'Bu şike olayları İtalya'da olduğunda bile tadımı kaçırmıştı. Bu sene asidi kaçmış bir lig izleyeceğiz ama yine de futbolun yerini başka bir şeyin tutmayacağını düşünüyorum. Hem takım ruhunun, hem yeteneğin bu kadar kullanıldığı başka bir spor yok. Her spor dalını severim ama Maradona'yı en kral tenisçiye değişmem mesela.' (Barbaros Şansal)
Futbolu başka bir şeye dönüştürdüler
'Futbolun şu andaki gündemi yalnızca futbol değil, yaşam zevkimi kaçırttı. Taraftar olarak bu davaların samimiyetine inanmıyorum. Futbolu başka bir şeye dönüştürdüler. Amerika'da böyledir, davalar pembe dizi gibi her gün takip edilir. Biz de öyle yaşamaya başladık. İkinci sporum basketboldur. Kombine biletim de var. Zevkimi onunla tatmin etmeye çalışacağım.'
akşam
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...