YıldırımTürker/ Radikal
Daha birkaç ay önce mahkeme kapısı nümayişçisi ünlü vatansever Recep Akkuş'un şikâyeti üstüne bana açılması olası bir 301 davası konusunda ifade vermek için adliyeye gittim. Odasında ifade vermekte olduğum savcıyla tatlı tatlı sohbet ederken kapı aniden açıldı ve içeriye ünlü bir vatandaş dalıverdi. Kemal Kerinçsiz'i o an, savcıya ifade verirken karşımda buluvermek, tahmin edersiniz, oldukça tuhaf bir duyguydu. "Aa, meşgul müsünüz, ben sonra gelirim" diye gerisingeri çıkan Kerinçsiz'in ardından savcı bezgin bir ifadeyle bana dönüp, "Bunlara da yüz verdik, başımıza çıktılar" deyiverdi.
Farkında değilim ama belki ben de sıkıntısını paylaşırcasına dudak büzüp başımı sallamışımdır.
O an savcıya, "Pekiyi neden yüz verdiniz? Kapınızdan hâlâ zırt pırt içeri dalıveren bu zâtın değerli bir hukukçu olduğu kanısında mıydınız? Şimdi neden bunaldınız? Şu an sağ kolunun beni şikâyet etmesi üzerine birlikteyiz. Bu durum size de tuhaf gelmiyor mu?" diye sorabilirdim. Ama muhtemelen Batı'dan kapmış olduğum bir ahlaksızlık sonucu susmayı ve bir an evvel oradan uzaklaşmayı yeğledim.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...