Bir gün telefonum bozuldu.Ah işte o gün yok mu? İlk defa hayatımda gerçekten yokluk dediğim bir şeyle karşılaştım.
Otobüste otururken elim sürekli cebime gitti. Boş cebimde titreşim arıyordum. Yoktu ve o yokluk, sanki nefesimi yarıda bırakan görünmez bir el gibi içime çöktü. “Demek ki insan kalbinden önce telefonuyla çarpıntı yaşıyormuş.” diye düşündüm.
İlk gün arkadaşıma söyledim:
“Telefonum yok, çok üzgünüm.”
Ertesi gün yine:
“Telefonum yok, çok üzgünüm.”
Artık neredeyse taziyeye gelen misafir bekliyordum. “Başınız sağ olsun.” dense inanırdım.Hatta içimden, “Acaba siyah giysem mi?” diye bile geçirdim.
Sonra arkadaşım dayanamayıp pat diye şöyle dedi:
“Yahu boş ver, sen ona muhtaç mısın?”
(Vallahi ne yalan söyleyeyim, ben o cümleyi duyana kadar kendimi ona muhtaç sanıyordum.)
O an beynimde şimşek çaktı. Ben gerçekten muhtaç gibi hissediyordum, ama muhtaç olduğum şey meğerse telefon değilmiş; bildirim sesinin verdiği yapay mutlulukmuş. Yani kısacası ben, telefon bağımlısı değil, titreşim bağımlısıymışım! Cebim titreşmeyince ruhum da titreşmiyordu çünkü.
Bir ara çözüm aradım: Cebime simit koymayı denedim. Titreşim yoktu ama en azından çayla iyi gidiyordu.
O günden sonra şunu fark ettim: Bizim çağımızın en büyük yanılgısı, alışkanlıklarımızı ihtiyaç sanmamız.
– Kahvesiz yaşayamam diyen aslında kafeinsiz sabahı göze alamıyor.
– Klimasız uyuyamayan, aslında sessiz bir geceye sabredemiyor.
– Beğeni alamayınca morali bozulan, aslında kendini kendi gözünde beğenemiyor.
Telefon tamir edilip geri verildiğinde elimdeki eşya aynıydı ama ben, fakat ben! Değişmiştim.
Çünkü şunu öğrendim: İnsan ihtiyaçlarına değil, sahte ihtiyaçlarına esir oluyor.
Belki de en özgür an, “Valla telefonsuz da yaşıyorum, hem cebim daha hafif.” diyebildiğimiz andır.
Arkadaşımın sözü hâlâ kulağımda çınlıyor:
“Yahu boş ver, sen ona muhtaç mısın?”
Haklıydı. Çünkü bazen tek ihtiyacımız olan şey, bize “İhtiyacın yok” diyen bir dosttur.
Hem düşününce… Titreşim yok ama cebimde hâlâ bozuk para var; o da yeterince gürültü. Hem bildirim gibi ses çıkarıyor, hem de en azından sakız alabiliyorum.
Cebiniz hafif, gönlünüz dolu kalsın.
Esenlikle.