ABD ve İsrail arasında son aylarda baş gösteren görüş ayrılığı, göreve geldiği Mayıs 2007'den beri Ortadoğu'ya hızlı bir giriş yapmaya çalışan Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy'nin de iştahını kabartmaya başladı. Bir yandan Suriye ve İsrail arasında arabuluculuk yapmaya çalışırken, diğer yandan da Filistin ve İsrailli liderleri bir araya getirerek, Ortadoğu barış sürecini yeniden canlandırmaya çalışıyor. Bunlarla da yetinmeyen Sarkozy, Irak'tan Lübnan'a, İran'dan Darfur'a bölgede de devam eden krizlere de ağırlığını koymaya çalışıyor.
Bu amaçla geçtiğimiz hafta ve bu hafta Sarkozy bir yandan Ortadoğulu liderleri Paris'te ağırlarken, diğer yandan da bölgede kendisi ve bakanları görüşmeler gerçekleştiriyor.
Sarkozy, bu süre boyunca Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile sarayında bir araya gelirken, Riyad'da da Suudi Kralı Abdullah'la bir araya geldi. Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner de Filistin ve İsrailli liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştirdi.
Ancak Sarkozy'nin bölgede izlediği etkin dış politikanın başarıya ulaşma şansı çok düşük görülüyor. Bunun en önemli sebebi ise Sarkozy'nin perde arkasında İsrail'i kollama siyaseti ve Türkiye'yi etkisizleştirme girişimleri gösteriliyor.
Bu konuda ilk darbesini hayali olan Akdeniz İçin Birlik Projesi'nde yiyen Sarkozy, başta Türkiye olmak üzere bazı ülkeleri ikna edemediği gibi, İsrail'i de projenin aktif bir üyesi haline getirmeye çalışınca Suriye ve diğer ülkelerin boykotuyla karşılaştı. Sarkozy diğer bir darbeyi de Suriye ve İsrail arasında arabulucu olmak istediğini belirtince yine Şam'dan yedi. Suriyeli meslektaşı Esed adres olarak Türkiye'yi gösterdi ve İsrail'i Türkiye üzerinden görüşmeye ikna etmesini istedi.
Fransa'nın bölgedeki en yakın müttefiklerinden eski kolonisi Lübnan'da bile sözünü geçiremediği bilinen bir gerçek. Geçtiğimiz yıl sonunda patlak veren ve bu yılbaşında ancak Katar'ın girişimleriyle çözülen Cumhurbaşkanı'nı belirleme sürecinde Fransa başarısız girişimlerde bulunduğu gibi, genel seçimlerden sonra dört ay devam eden hükümet kurma girişimlerinde de Paris etkin bir rol oynayamadı.
Sarkozy'nin İsrail ve Filistin arasında arabulucu olma girişimlerinin de başarılı olma şansı bulunmuyor. Çünkü hem Filistin hem de İsrail üzerinde mutlak etki yapabilecek tek ülke olarak Amerikan yönetimi gösteriliyor. Ancak önceki gün Fransa'nın güvercin dışişleri bakanı olarak gösterilen Kouchner'in bile yerleşim birimlerinin barış sürecinin önünde engel olmadığını dile getirmesi yeni Fransız politikasının bir yansıması olarak gösteriliyor.
Avrupa'daki en büyük Müslüman ve Yahudi nüfusunu topraklarında barındıran Fransa'nın bu durumu da lehine kullanarak ABD'nin rolünden apartmaya çalıştığı yorumları yapılıyor. Ancak başta Hamas olmak üzere El Fetih içinde de Fransa'nın tarafsız bir arabulucu olamayacağı yönündeki düşüncelerden dolayı Fransız yönetiminin Ortadoğu'da herhangi bir başarı sağlayamayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Fransa'nın 22 günlük Gazze Savaşı'nı Mısır'la birlikte durdurduğu yönündeki iddiaların da yersiz olduğunu belirten Arap uzmanlar, ateşkesin başta Mısır olmak üzere Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin Hamas üzerinde baskılarını yoğunlaştırmasıyla sağlandığını vurguluyor.
İran'a karşı da net bir tavır ortaya koyamayan Fransız yönetiminin, geçtiğimiz yıl Birleşik Arap Emirlikleri'nde kurduğu 500 kişilik deniz üssünün Tahran'da büyük bir güvensizlik meydana getirdiğini belirtiyor.
Uzmanlar, Türkiye'nin izlediği barışçıl politikalarının neticesini ekonomik olarak geriye döndürme girişimlerinin bir benzerini Fransa'nın da izlediğini, bu şekilde bölge ülkelerine milyarlarca dolarlık silah satışı gerçekleştirmeye ve bölge ülkelerinin girdiği nükleer enerji yarışından pay kapmaya çalıştığının altını çiziyor. Fransa başta Suudi Arabistan olmak üzere son iki yıl içinde Körfez ülkeleriyle on milyarlarca dolarlık silah ve nükleer işbirliği anlaşmaları imzalamıştı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...