CHP, Sabah-ATV’yi alan Turkuvaz’ın sermaye yapısında ortaya çıkan hileli işlemler nedeniyle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna (BDDK) başvurdu. CHP Konya milletvekili Atilla Kart GAZETEPORT’a yaptığı açıklamada, Turkuvaz’ın aldığı kredilerde Halkbank ve Vakıfbank’ın “iğfal edildiğini” belirtti ve kullandırılan 375’er milyon dolarlık kredinin geri alınmasını istedi.
CHP’li Kart, Sabah-ATV’yi alan Turkuvaz Radyo Televizyon Haberleşme ve Yayıncılık’ın sermaye yapılanmasında ortaya çıkan danışıklı ve kanuna karşı hile teşkil eden işlem ve eylemler sebebiyle Halkbank ve Vakıfbank tarafından Çalık Grubuna verilen 750 milyon dolarlık kredinin iptali istemiyle BDDK’ya başvurdu. Kart, dilekçesinde, BDDK’nın, bankacılık mevzuatından kaynaklanan denetim ve gözetim yetkisi kapsamında doğrudan mevcut olan yetkilerini kullanması gerektiğini vurguladı. Kart, BDDK Başkanlığı’na yaptığı başvuru dilekçesinde özetle şunları söyledi:
KANUNA KARŞI HİLE: Halkbank ve Vakıfbank’ta, siyasi himaye ve nüfuz yoluyla 750 milyon dolar kredi alan Turkuvaz Radyo Televizyon Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş.’nin; sermaye yapısının gerçeğe uygun olmadığı, bu yapılanmada danışıklı ilişkiler içinde olunduğu; gerek Lusall mensupları ve gerek Çalık Holding A.Ş., Çalık Turizm Kültür İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş., Gapyapı İnşaat A.Ş., Ahmet Çalık ve Serhat Albayrak’ın “organize bir şekilde kanuna karşı hile” teşkil eden bir yapılanma ve ilişki içinde olduğu ortaya çıkmıştır.
DANIŞIKLI İLİŞKİLER: Bankacılık kurallarını ihlal etme pahasına usulsüz kredi veren her iki banka yetkililerinin, Çalık ve Lusall Grubu’nun bu danışıklı ilişkileri içinde yer alıp almadığını bilemiyoruz. Ancak, ortada olan gerçek şudur; Turkuvaz’ın hissedarı olan tüm ortakların, gerek resmi mercilere ve gerekse kredi aldıkları bankalara karşı yalan beyanda bulunmanın ötesinde, kanuna karşı hile teşkil eden danışıklı ilişkiler içine girdikleri ortaya çıkmıştır.
BANKALAR İĞFAL EDİLDİ: Kredi alan şirketin, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 52 ve 53. maddelerini açık bir şekilde ihlal ettiği ortaya çıkmıştır. Şirket, bankaları iğfal etmiştir. Bu durumun kredi sınırlarını etkilediği, etkileyeceği ve kamu riskini yoğunlaştıracağı açıktır.
BDDK SORUMLULUĞU: Bu gelişmeden sonra, BDDK’nun sorumluluğu daha da artmıştır. Kurum; ilgili yasanın 93. maddesi kapsamında ; “…tasarruf sahiplerinin haklarını ve bankaların düzenli ve emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye sokabilecek ve ekonomide önemli zararlar doğurabilecek her türlü işlem ve uygulamaları önlemek, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak üzere gerekli karar ve tedbirleri almak ve uygulamakla yükümlü ve yetkilidir…”95. maddedeki “yerinde denetim ve gözetim” yetkisine sahip olan BDDK, bu yetkisini re’sen kullanma durumundadır. Bu anlamda BDDK’nu görev ve sorumluluğunun gereğini yapmaya davet ediyoruz.
RTÜK YASASI : Ortada, yasanın aradığı anlamda bir şirket yapılanmasının olmadığı ortaya çıkmıştır; RTÜK Yasasının aradığı şartları taşımayan bir şirketin varlığı söz konusudur. Üstelik bu yapılanmada danışıklı ve kanuna karşı hile teşkil eden özellikler vardır. Bu özellikler tüm unsurlarıyla bariz bir hal almıştır. Buna göre, yasanın aradığı anlamda bir şirketin varlığı söz konusu olmadığından; Halkbank ve Vakıfbank tarafından verilen kredilerin konusu kalmamıştır. Krediye konu olan şirketin yasal şartları taşımadığı sabit olduğu takdirde, kredinin geri alınması ve iptali sürecinin ivedi olarak işletilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...