RECM İÇİN KÜRESEL KAMPANYA 

İslam Hukukuna Bağlı Yaşayan Kadınlar Ağı (WLUML), 25 Kasım “Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Uluslararası Günü”nde “Recm”in kaldırılması amacıyla “Kadınların Taşlanmasını ve Öldürülmesini Durdurun!” başlıklı küresel bir kampanya başlattı.

Kadın ve insan hakları alanında çalışan yerli ve yabancı konuşmacılar, “Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Uluslararası Günü”nde Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen panelde bir araya geldi.

"RECM"İN KALDIRILMASINA YÖNELİK KÜRESEL KAMPANYA

“Kadınlara Karşı Şiddetin Özrü Yok” konulu panelin ilk oturumunda, WLUML örgütü tarafından Afganistan, İran, Nijerya, Pakistan, Suudi Arabistan, Sudan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde “zinaya” karşı kanuni bir cezalandırma türü olarak kullanılan “Recm”in kaldırılması amacıyla “Kadınların Taşlanmasını ve Öldürülmesini Durdurun!” başlıklı küresel bir kampanya başlatıldı. Kapmanya kapsamında, son 12 ay içinde öldürülen kadınların anısına 1 dakikalık saygı duruşu ve İran'dan taşlama görüntülerini içeren bir video sunumu yapıldı.

“ŞERİAT KANUNLARI NEDEN DEĞİŞMİYOR”

Oturumda, “Nijerya'da Taşlanmaya Son - Yarıyolda mı Kalındı?” başlıklı bir konuşma yapan Uluslararası Dayanışma Yönetim Kurulu Üyesi Ayesha Imam, İslami yasaların meşru ve rasyonel bir tartışma alanı olarak kabul edilmesi için Nijerya'daki müslüman ve gayrimüslim topluluklarda kamuoyu görüşünün değiştirilmesi yönünde neler yapılması gerektiğine ilişkin düşünceleri paylaştı. Imam, ayrıca Şeriat Ceza Kanunlarının niçin değiştirilmediği ve başka neler yapılması gerektiğini irdeledi.

“NAMUS CİNAYETLERİ MESELESİ SADECE GÜNEYDOĞU BÖLGESİ'NİN MESELESİ DEĞİLDİR”

Kadın Merkezi (KA-MER) Direktörü Nebahat Akkoç da, “Bunu Durdurabiliriz: Türkiye'de Töre Cinayetleri” konulu konuşmasında, Türkiye'nin güneydoğu bölgesinde, kadınlara yönelik şiddetin, kadınları, kendi haklarına ve geleneksel statülerine sahip çıkmaya ve şiddete karşı direnmeye sevk ettiğini belirtti. Töre cinayetlerinin artmasıyla birlikte, KA-MER'in 2003 yılından itibaren çalışmalarını bu konu üzerine odakladığını söyleyen Akkoç, “Namus cinayeti demeyi tercih etmiyoruz. Bu tanım, kadın cinayetlerine ceza indirimi uygulayan ve namus kavramını kadınların beden, dil ve davranışlarında somutlaştıran zihniyet tarafından yaratıldı. Biz onların tariflerini kast edebilmek için “Namus” kisvesi altında işlenen cinayetler dedik” diye konuştu.

Akkoç, töre cinayeti tanımlamasını da kullanmadıklarını ifade ederek, töre cinayeti demenin, sorunun salt kültürel bir sorun olarak algılanmasının söz konusu olabileceğini dile getirdi. Sorunun bir insan hakları sorunu olduğunu ve insan haklarının da evrensel olduğunu kaydeden Akkoç, cinayetleri normalleştirmek için kullanılan her türlü sıfata karşı olduklarını vurguladı. Akkoç, dünyanın bir yerinde daha çok psikolojik, sözel şiddetin, diğer bir bölgesinde ise daha çok fiziksel şiddetin yaşandığına dikkat çekerek, “Türkiye'deki 'namus' cinayetleri meselesi sadece Kürtlerin ya da Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin meselesi değildir” dedi.

Ikinci oturumda ise “Kültür, Kadınlar, Şiddet: Kadınlara Yönelik Şiddetin 'Kültürel' Gerekçelerini Reddetmek” konulu uluslararası bir forum gerçekleştirildi