RASMUSSEN ANINDA ÇARK ETTİ:  KENDİMİ TÜRKLERE SATMADIM!

NATO zirvesinde bizzat ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye’ye verilecek tavizler konusunda kefil olmasıyla NATO Genel Sekreterliği görevine gelen Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen ülkesine dönüşünün ardından TV2 kanalına verdiği röportajda çark etti. PKK’nın yayın organı olan Roj TV konusunda Türkiye’nin taleplerine yıllardan beri kulak tıkadığı için Türk basınında bir dönem “Rojmussen” olarak anılan Danimarka liderinin Türkiye’nin vetosunu çekmesi karşılığında bu televizyonu kapatmayı kabul ettiği belirtilmişti.

‘Kendimi satmadım’

Rasmussen, TV2’de yayınlanan demecinde, “Türkler’e kendimi satmadım. Onlara boyun eğmedim. Roj TV’nin kapatılması gibi bir söz vermedim. Bu, Danimarka mahkemelerinin verebileceği bir karardır. Bazen yüz yüze gelmek iyidir. Türklerle yüz yüze geldim ve onları ikna ettim” ifadelerini kullandı.

Buna karşın zirvede süren kriz sırasında Başbakan Erdoğan’la uzun bir telefon görüşmesi yapan ve bu nedenle aile fotoğrafını dahi kaçıran İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, Rasmussen’in sözlerinin tam aksi yönde ifadeler kullandı. Berlusconi, İtalyan gazetecilerin krizin nasıl aşıldığı konusundaki soruları üzerine, şöyle konuştu: “Rasmussen görüşmeler sırasında Roj TV konusunda Türk tarafına sözler verdi. Bu kanalın Kopenhag’daki merkezinin ya kapatılacağını ya da bir başka ülkeye taşınması için baskı uygulayacağını söyledi. Türkiye Rasmussen’i kabul etmek için garantiler istedi, garantileri aldı.”

Roj TV: Kimse kapatamaz

Hz. Muhammed’i küçük düşüren karikatürleri yayınlayarak tüm dünyanın tepkisini çeken Jyllands Posten gazetesi haberi, “İşte NATO Genel Sekreterliği için ödeyeceğimiz 3 bedel” başlığıyla verdi. Rasmussen’in kendi yayınladıkları karikatürler konusunda İstanbul’da bir özür konuşması yapacağını, Roj TV’nin kapatılacağını ve NATO’ya bir Türk yardımcı atanacağını kaydetti. 4 yıldır Kopenhag’daki merkezinden yayın yapan PKK’nın yayın organı Roj TV’nin yayın müdürü Yılmaz İmdat ise Politiken gazetesine yaptığı açıklamada, “Bizi kimse kapatamaz” diyerek meydan okudu. İmdat, “PKK ile hiçbir alakamız yok. Kürt olduğumuz için bunları yapıyorlar. Danimarka’da 3 kez hakkımızda kapatma girişimi oldu. Hepsinden aklandık. Türkiye’den korkmuyoruz” ifadesini kullandı.

Dünya basını da Rasmussen’in seçimi konusunda Türkiye’nin vetosunun kaldırılmasına geniş yer verdi. Obama’nın Gül ve Rasmussen ile yaptığı zirvenin yanı sıra Erdoğan’ı da arayarak telefonda konuştuğu ortaya çıktı. Wall Street Journal da Türkiye’nin yeni genel sekretere itirazlarının, AB’ye katılma çabalarındaki bazı engellerin kaldırılması ile yatıştırıldığını yazdı.

Savcı: Sözü geçerli değil

Roj TV’nin terör bağlantılarını inceleyen Kopenhag başsavcı yardımcısı Anders Riisager ise BT gazetesine yaptığı açıklamada, “Rasmussen Roj TV konusunda hiçbir şekilde söz sahibi değil. Bu tamamen yargının alacağı karara bağlı. Eğer bu konuda bir söz verilmişse bunu unutabilirsiniz. Berlusconi’nin sözleriyle ne kastettiğini bilmiyorum ama çok açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki Rasmussen’in bu konuda bir müdahalesi olamaz” dedi.


Bugün İstanbul’da konuşacak


TÜRKİYE’NİN iki gün süren çetin pazarlıklar sonucunda NATO Genel Sekreteri olmasına onay verdiği Anders Fogh Rasmussen bugün İstanbul’a geliyor. BM Medeniyetler İttifakı Forumu’na katılacak olan Rasmussen, zirvede en çok dikkat çeken isimlerden biri olacak. Toplantıda Rasmussen’in NATO zirvesinde söz verdiği üzere, karikatür krizinin ardından İslam dünyasında oluşan olumsuz imajını iyileştirmek için bir açıklama yapması bekleniyor.ye amacıyla forumda vereceği mesajlar dikkatle izlenecek.


Danimarka’da üçüncü Rasmussen dönemi

DANİMARKA’DA, Başbakan Anders Fogh Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri seçilmesiyle boşalan başbakanlık koltuğuna önerilen Maliye Bakanı Lars Lokke Rasmussen, hükümeti kurma görevini kabul etti. Lars Lokke Rasmussen’in hükümetinin güvenoyu alması halinde, Danimarka’da birbiriyle akrabalığı olmayan Rasmussen soyadlı 3. kişi arka arkaya başbakanlığa geçmiş olacak. Sosyal Demokrat Poul Nyrup Rasmussen 1993-2001 yılları arasında başbakanlık görevini yapmış, 2001’de bu görevi rakibi Liberal Parti’den Fogh Rasmussen’e devretmişti.