PKK KAMPINDAN KAÇARAK TESLİM OLAN RUS TERÖRİST VLADİMİR ANATOLİY KOPİLOV'DAN ŞOK EDEN AÇIKLAMALAR !!! 

Hürriyet gazetesinin haberine göre; Kuzey Irak'taki PKK kamplarından sevgilisiyle birlikte kaçarak Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan Rusya uyruklu PKK'lı Vladimir Anatolıy Kopılov ile birlikte serbest bırakılan 5 PKK'lı ile ilgili kararı Yargıtay bozdu. Bozma gerekçesinde, sanıkların güvenlik güçlerine örgütü çökertebilecek derecede bilgi ve belge vermedikleri belirtilerek, bu nedenle 'etkin pişmanlıktan yararlandırılmaları' yönünde verilen kararın yerel mahkemede yeniden görüşülmesi istendi.

PKK'dan 2 yıl önce kaçarak Kuzey Irak'taki KDP peşmergelerine sığınan, ardından Habur Sınır Kapısı'na getirilerek güvenlik güçlerine teslim edilen PKK'lılar Rusya uyruklu Vladimir Anatolıy Kopılov, sevgilisi Filiz Bucak ile İbrahim Baydan, Mesut Anma ve Mehmet Çolak yargılandıkları Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ceza verilmeden serbest bırakıldı. 5 PKK'lı ile ilgili verilen bu hüküm, Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Bozma kararında, sanıkların TCK'nın 221/2 maddesini düzenleyen etkin pişmanlıktan yararlandırılarak ceza verilmeden serbest bırakıldıkları, ancak PKK'yla ilgili güvenlik güçlerine yeterli derecede bilgi ve belge sağlamadıkları, bu nedenle sanıkların etkin pişmanlıktan yararlanıp yararlanamayacaklarının, hükmü veren yerel mahkeme tarafından yeniden tartışılması gerektiğini belirtilerek, dosya 5'inci Ağır Ceza Mahkemesine iade edildi.

UÇAKLARA KARŞI STRELLA FÜZESİ
Sanıklardan İbrahim Baydan ile Vladimir Anatıloy Kopılov yasadan yararlanmak için mahkemede şu itiraflarda bulunmuştu:

İbrahim Baydan: Örgüt, Türk uçaklarına karşı motor ısısına güdümlü Strella füzeleri satın alıp Behdinan kampına yerleştirdi. Ben 10 yıl Haftanin, Behdinan, Hakurk, Kalatuka, Kandil, Gare ve Zagros dağındaki kamplarda takım komutanlığı yaptım. PKK'nın elinde Doçka uçaksavarın yanı sıra Rus yapımı ısıya duyarlı Strella füzesi var. Bu füzeler Kandil bölgesindeki Behdinan, Şehit Harun, Şehit Ayhan ve Kalatuka kampında Türk uçakları ve helikopterlerinin hava saldırılarına karşı kullanılıyor. 24 adet olan bu füzelere kimse yaklaştırılmıyor. Her kampta 6 tane var. Irak sınırları içinde 2 bin silahlı güç var. Örgüt mensupları psikolojik bunalım yaşıyor. Çünkü savaşmak istemiyor. Bunu dile getirmekten korktukları için ruhsal bozukluk içindeler. Birçoğu Avrupa Birliği sürecinde çıkan yasaları takip ediyor. Çıkacak olan yasalara göre çok sayıda kişi teslim olacaktır."

TELSİZ HOLLANDA'DAN, FÜZELER ERMENİSTAN'DAN
Vladimir Anatolıy Kopılov: Sibirya'da doğdum. Kandil Dağı'ndaki Kanicenge, Hınere, Kalatuka, Dola Hırpape kamplarında tim komutanlığı yaptım. Rusya Havalimanında jeneratör teknisyeni iken, Moskova'dan uçakla Tahran'a giderek PKK'ya katıldım. Rusya'daki arkadaşım Vitaliv Razyvayev bana Irak devletine karşı savaşan PKK diye bir örgüt olduğunu ve 2 bin dolar maaş verdiğini söyledi. Ben de örgüte katıldıktan sonra bunların Türkiye'ye karşı savaşan ve Kürdistan diye bir devlet kurmaya çalışan örgüt olduğunu öğrendim. Benim ajan olduğumdan şüphelendikleri için 3 ay sığınakta hapsedildim. Örgütün elindeki antitank ve antipersonel mayınlar ABD ve İsrail'in bölgeye gönderdiği mayınlardır. PKK telsizleri Hollanda'dan getiriyor. Füzeler Ermenistan üzerinden kamplara ulaşıyor. ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra Irak ordusuna ait silah ve mühimmatın bir bölümü PKK'nın eline geçti. Savaştan sonra kamyonlarla Irak devletine ait silahlar bulunduğumuz kamplara getirildi. Örgütte iken Hakurk kampına rütbe ve seviyesini bilmediğim ABD ordusundan bir heyet gelip, Amed Malazgirt adlı PKK'lıyla görüştüler. Bize görüşmeyle ilgili bilgi verilmedi."

Almanya'da çalışırken 11 yıl önce PKK'nın dağ kadrosuna katılan ve Ağrı'da silah ve techizatıyla birlikte 3 yıl önce güvenlik güçlerine teslim olan, ardından örgüte ait sığınakların yerlerini gösterip, yardım ve yataklık edenlerin yakalanmasını sağlayan 'Karker' kod adlı Mustafa Demir'e verilen 6 yıl 3 aylık hapis cezasını Yargıtay bozdu. Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, sanığın verdiği bilgilerin örgüt yapılanmasını çökertebilecek düzeyde olduğu, bu nedenle hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtti.

PKK'nın İran ve Irak'taki kamplarında askeri ve siyasi eğitim alan 28 yaşındaki Mustafa Demir, örgüt tarafından Ağrı Dağı'na gönderildi. Demir, 1 yıl burada faaliyet gösterdikten sonra üzerinde taşıdığı kalaşnikof tüfek, dürbün, el bombası ve fişekleriyle birlikte 10 Ağustos 2004 günü Doğubeyazıt İlçe Jandarma Komutanlığı'na teslim oldu. Demir'in verdiği bilgiler üzerine operasyon başlatan güvenlik güçleri, Ağrı Dağı eteklerinde içinde silah, erzak ve mühimmat bulunan PKK'ya ait 4 sığınak bularak imha etti. Demir'in verdiği bilgiler bununla da sınırlı kalmadı, örgüte Ağrı kırsal alanında yardım ve yataklık eden 24 kişiyi fotoğraflarından teşhis ederek tutuklanmalarını sağladı. Hakkında örgüt üyesi olmak suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle Erzurum 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Demir, tutuklu bulunduğu Doğubeyazıt Cezaevi'nden bir dilekçe daha gönderip, örgüte ait farklı noktalarda bulunan sığınak ve mayınlı bölgeleri deşifre etmek istediğini belirtti. Bu talep üzerine savcılıktan alınan özel izinle Demir operasyon bölgesine götürüldü ve sözünü ettiği sığınakları güvenlik güçlerine gösterdi.

'ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANDIRILMALI'
Yapılan yargılama sonucunda Demir, güvenlik güçlerine yeterli düzeyde yardımcı olmadığı gerekçesiyle örgüt üyesi olmaktan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. 3 yıldan beri tutuklu olan Mustafa Demir ile ilgili kararı Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi bozdu. Bozma kararında, sanığın kendiliğinden örgütten ayrılması, verdiği bilgilerle örgüte ait çok sayıda malzemenin ele geçmesi ve örgüte lojistik destek sağlayanların tek tek fotoğraflarından teşhis edilmesi nedeniyle Mustafa Demir'in TCK'nın 221/2 maddesini düzenleyen etkin pişmanlıktan yararlandırılması gerektiği belirtildi.

Yargıtay'ın bozma kararı üzerine sanığın avukatı İsmail Dolap, müvekkilinin acilen tahliye edilmesi talebiyle en yakın Ağır Ceza Mahkemesi sıfatıyla Diyarbakır nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu.

ŞOK İTİRAFLAR
Mustafa Demir, teslim olduktan sonra Savcıya ve yargılama sürecinde mahkemeye verdiği ifadelerde şu itiraflarda bulundu:

"Almanya, Hollanda, Romanya, Macaristan, Yunanistan, Fransa ve Belçika'da siyasi faaliyetlerde bulunduktan sonra İran'a gelerek örgütün dağ kadrosuna katıldım. Hakurk, Hınere, Şehidan, Kelereş, Kelaşin kamplarında kaldım. Akif, Xebat, Botan, Roni, Bager, Hevler, Delil, Çayan kod adlı kişiler davaya inançsızlık nedeniyle infaz edildi. Ağrı Dağı'na tırmanmak için gelen turist ve dağcıları at sırtında taşıyan A.A. adlı köylüden taşıdığı turist başına para alıyorduk. Aksi halde turistlerin can güvenliğinin tehlikeye gireceğini bildiği için bize para vermeyi kabul ediyordu. Askeri araçlar operasyon ve pusu için ilçe merkezinden çıktığı anda köylüler bize haber veriyor, biz de tedbir alıyorduk. Devlet yanlısı kişilerin öldürülmesi, askeri birliklere uzaktan saldırı, riski az, etkisi fazla olacak şekilde polis noktalarına saldırı yönünde karar alındı. Ancak 'Roj' telsiz kodlu örgütün askeri genel sorumlusu 'Dr. Bahoz' kod adlı Feyman Hüseyin bizim bulunduğumuz eyaleti sürekli eleştirip, eylem yapmayarak devlet güçleriyle denge oluşturduğumuzu söylüyordu. Bunun üzerine Patnos'daki Emniyet Müdürlüğüne ait Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliğine saldırı yapılarak 2 polis şehit edildi. Polisleri Baver ile Elvent kod adlı kişiler vurdu."

'ABD PKK'YA BİLGİ VERİYOR'
Kuzey Irak'ta ABD'nin PKK, KDP ve KYB ile işbirliği içinde olduğunu, PKK'lıların faaliyet yürüttüğü alanlarda yapılacak olan hava ve kara harekatı hakkında önceden bu bölgedeki PKK'lılara bilgi verildiğini ileri süren Mustfa Demir, ifadelerinde şöyle dedi:

"Irak'ta oluşturulacak siyasi yapıyla ilgili KDP, PKK ve KYB arasında koordinasyon sağlamak maksadıyla ABD tarafından diplomasi yürütülmektedir. KDP denetimindeki Çeman kasabasında KDP güçlerine saldırdık. KDP 35 kayıp verdi. Bizden 18 kişi öldü. KDP'ye, Abdullah Öcalan'ın yakalanmasına katkı sağladıkları için saldırdık. Ağrı Dağı'nda iken örgüte olan inancım kalmadı. İnsanların basit nedenlerden infaz edildiğini görünce kaçmaya karar verdim. Çiftlik Köyü'ne gelerek buradaki bir köylünün cep telefonundan 118'i arayıp Şanlıurfa'da yaşayan babamın numarasını sordum. Sonra babamı arayıp teslim olmak istediğimi söyledim. O da jandarmayı aramamı istedi. Bunun üzerine 156 Jandarma İmdat telefonunu arayıp yerimi bildirip beni almalarını istedim. Cahillik ettim. Türk adaletine sığınıyorum."