ORG. BÜYÜKANIT VEDA KONUŞMASINDA UYARDI: TÜRK-KÜRT ÇATIŞMASINA DİKKAT! 

Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt görevini Org. İlker Başbuğ'a devretti. Genelkurmay Karargahı'nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan katıldı. Büyükanıt görev tesliminde yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.

Org. Büyükanıt konuşmasında Türkiye'nin dünyanın en hassas bölgelerinden birisnde olduğunu belirtti. Türkiye'nin etrafı istikrarsızlıklarla dolu bir coğrafyada yer aldığını vurgulayan Büyükanıt, "Bölgesel ve iç çatışmalar refah seviyeleri arasındaki değişiklik, kökten dincilik yasa dışı göç uyuşturucu uluslar arası terörü desteklemektedir" dedi ve ekledi: Laik ve demokratik yapısıyla istikrarlı olan ülkemiz mücadele etmek zorundadır.

Türkiye'de ülkenin laik yapısını bozmak isteyenlerin bulunduğunu vurgulayan Büyükanıt "Bugün, gerek Atatürk milliyetçilikte uzaklaşılarak,  etnik milliyetçilik ve irticaya dikkat etmek gerekiyor" dedi.

Büyükanıt'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

- özellikle Ortadoğu ile ilgili güvenlik politikalarımızın bir bütünsellik içinde ele alınması gelişmeler açısından önem taşıyacaktır.

- Sorunlar bu açıdan incelendiğinde sorunların bazı ülkeler yüzünden kaynaklandığı görülmektedir.

- Irak’ta güvenliğin ve istikrarın sağlanamaması terörü ciddi boyutlara ulaştırdı. Gelinen bu noktada bir çok çevre, merkezi ırak yönetimi ile anlaşma yapmamız telkininde bulunmaktadırlar.

- Ancak merkezi Irak yönetimi güvenlik güçlerinin, Irak’ın kuzey’ine geçmeye yetkisi yokken, Kuzey’deki güvenlik güçlerinin her yere geçmeye yetkisinin olması istikrarsızlığın nedenidir.

- Doğu Akdeniz’de petrol haznelerinin araştırılmasına yönelik çabaları endişeyle izliyoruz. Bu çabalar hayata geçtiği takdirde Türkiye güneyde, Antalya Körfezi’ne haps olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.

- Birinci eşik, birinci körfez savaşıdır. Savaş öncesinde çökme aşamasına gelen terör örgütü savaş sonrasında K. Irak’ta geniş bir alan bulmuştur. Bu oluşumla birlikte Türkiye içinde terör olaylarında büyük tırmanma yaşamıştır.

- 1999’da Terör örgütü liderinin yakalanmasından sonra terör olaylarında büyük düşüş yaşanmıştır.

- Bu noktadan sonra ikinci bir eşiğe geldi. Bu da ikinci Körfez Savaşı 2003 – 2007 olarak tasnip etmemizde mümkündür.

- Bu dönemde sınır ötesi operasyonun yapılamaması Irak’taki karışıklıktan yararlanan örgütün çok sayıda silah elde etmesi 2004’ten itibaren terör olaylarını artırmıştır. Üçüncü eşik ise TSK’nın sınır ötesi yetkisi aldığı 28 Kasım 2007’den bugüne kadar geçen 9 aylık süreç.

- Bu dönemde bir plan dahilinde yetkiyi almamızdan 4 gün sonra sınır ötesi operasyona başlamıştır. Aralık ayında büyük çaplı hava harekatı yapılmış, Şubat 2008’de büyük çaplı kara operasyonu ve hava harekatı icra edilmiştir.

-Ortadoğu Güvenlik Politikası bütünlükle ele alınmalı. Buna bir örnek olarak Irak gösterilebilir. Irak'ta güvenliğin ve istikrarın sağlamaması yüzünden terör tehdidi ciddi boyutlara ulaştı. Merkezi Irak yönetiminın yetkilerinin Kuzey Irak'a dahi geçmesi yetmiyor. Bu Irak'ın istikrarsızlığı demek değil de nedir?

-Karadeniz sorunlar yumağı haline geliyor. Akdeniz'deki gelişmeleri de endişe ile izliyorum. Doğu Akdeniz'deki petrol arama çalışmaları endişe verici. Türkiye Doğu Akdeniz'de Antalya körfezine hapsediliyor. Her ulus kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder buna saygı duyarız ama bunu yaparken başka ülkelerin güvenliğini hiçe saymalarına saygı duyamayız.

-Terör Örgütünü'nün Kuzey Irak'ta hareket alanı elde etmesi mücadeleyi zorlaştırıyor. 2001'de sadece 11 şehidimiz varken özellikle 2004 yılından itibaren terör olayları arttı. 2004'ten bu yana aldığımız yetkiler çerçevesinde düzenlediğimiz operasyonlar var. Bu operesyonlarda Terör Örgütü'nün belini kıracağımızı gösterdik. İkinci olarak Kuzey Irak'nın terör örgütü için güvenli olmadığını sağlamak istedik. Sınır ötesi operasyonlar bu anlamda başarıya ulaştı. Ama unutmayın ki bir zamanlar teröristleri gitar çalan barış yanlısı insanlar gibi lanse edenler vardı.

-Terör örgütü yurt dışından destek görüyor. Irak'ın kuzeyinde ve içeride hiç bir zaman üçten fazlası bir araya gelmeyen teröristler var. Kendilerini emniyette hissetmedikleri için mağalarda değil ağaç altında geceleyenlerd var. Terör örgütünden kaçanlar var. Bize acılar yaşatan patlayıcıları yerleştiren işbirlikçiler var. Onların varlık sebebi bizim de varlık sebebimizdir.

-Terör çok boyutlu bir olgu. Sadece askeri boyutu yok. Ekonomiden siyasete kadar pek çok boyutu var. Bize düşen bunun sadece askeri boyutuyla mücadeledir. Çok ifade ettim tekrar ifade ediyorum. terörle mücadele toplu mücadeleyi zorunlu kılıyor. TEK YÖNLÜ MÜCADELE ÇÖZÜM DEĞİL.

-Türk Ulusu bugüne kadar yaratılmak istenen türk- kürt mücadelesinden kesinlikle kaçınmalıdır. Çünkü dün olduğu gibi bugün de bunu yapmaya çalışanlar var.

-Türk Ordusu bu konuda her türlü riski göze almış ve başarılı olmuştur. Bunlar hesaplı risklerdir. Terör örgütü üzerinde baskının sürmesi şarttır. Yılanın başı Irak'ın kuzeyinde, kuyruğu yurdumuzun içindedir. Başını kesmeden kuyruğu kesmenin çok da bir faydası yoktur.

-Terörle mücadele önleyici tedbirler çok önemlidir. bir kamyonda teröristler olduğu duyumunu aldık. Bu sağlam bir istihbarat. Bu yaşanmış bir olay. Görünüşte arı kovanı taşıyan bir kamyon. Erzincan'da yaşanan bu olayda malesef şehit de verdik. Teröristler gizli bölmede ama asker izin olmadan arayamıyor. Terörist silahını kamyonun dışına asmaz ya... Bu olayın iyi düşünülmesi ve analiz edilmesi lazım.

-Önce insan diyenlerin önce silah gereç dileyenlerin başarısızlığına şaşırmam.

-Bugüne kadarki görevimde başarılı olup oılmadığıma ben karar veremem. Ben büyük bir onurla taşıdığım üniformamı bugün son kez giyiyorum. Bu şerefli üniformayı bu törenden sonra çıkartıyorum.