Antidemokratik yöntemlerle iktidar olmak isteyen bu kesimlerin milliyetçiliğe zarar verdiğini vurgulayan Gürgür, "Bunların siyasî hesap ve projeleri var. Toplumsal desteğe sahip olmamanın çaresizliği içindeler. Bu çevrelerin geçmiş yıllarda millî fikir ve düşüncelere karşı hangi tavırlar içerisinde oldukları unutulmamalı." dedi. Zaman'a önemli açıklamalarda bulunan Nuri Gürgür, ulusalcıların millî konuları sahiplenerek kendilerine yönelik güvensizlik ve antipatiyi unutturmak istediğini belirtti. Türkiye üzerinde bazı oyunlar oynandığına işaret eden Türk Ocakları Başkanı, gençlere itidal çağrısı yaptı.
Hrant Dink cinayeti milliyetçilik tartışmalarını alevlendirdi. Bazı çevreler, Dink cinayeti zanlısının siyasi eğiliminden yola çıkarak milliyetçi bilinen parti ve kurumlara ağır eleştiriler yöneltiyor. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'ndan sonra milliyetçi camianın 'ağabeyi' olarak bilinen Türk Ocakları Başkanı Nuri Gürgür de bu konuda önemli açıklamalar yaptı. Gürgür, Türk milliyetçiliğinin ırkçılık, şovenizm ve şiddeti değil birlik, beraberlik ve huzuru hedefleyen hareket olduğunun altını çizdi.
Türkiye üzerinde oynanan oyunları bozmak için milliyetçi gençlere itidal tavsiye eden Gürgür, kamuoyunda 'ulusalcı' olarak bilinen çevrelerin milliyetçiliği temsil etmediğini vurguladı. Ulusalcıların, milli kültür ve tarihten kopuk olduğunu savunan Gürgür, "Bu çevreler milliyetçiliğe zarar veriyor." dedi. Hrant Dink cinayetine ilk tepki gösteren kurumlardan birisi Türk Ocakları oldu. Başkan Nuri Gürgür, yaptığı yazılı açıklamada olayı, 'feci bir cinayet' olarak değerlendirdi. Cinayetin toplumun inançlarına aykırı olduğunu hatırlatarak Dink'in ailesine ve sevenlerine taziyelerini sundu. Gürgür, Dink'in özellikle seçilmiş bir hedef olduğu ve cinayet üzerinden bazı projelerin devreye sokulmak istendiği düşüncesinde. Olayın, 17 yaşındaki Ogün Samast'ın tesadüfen işlediği bir cinayet olmadığını vurgulayan Gürgür, "Öylesine hassas bir vuruş yapıldı ki, sosyal denge, psikolojik yapı sarsıldı. İç ve dış olaylara etkisi oldu." diyor. Gürgür'ün dikkat çektiği bir başka nokta da cinayetin ardından başlayan milliyetçilik tartışmaları. Özellikle marjinal sol gruplar ve ideolojik kesimlerin mağduriyet psikolojisi oluşturarak Dink üzerinden siyasi rant sağlama peşinde olduklarını söyleyen Gürgür, milliyetçi gençleri uyarıyor: "Kampanyanın ilk hedefinde milliyetçi kesimler var. Milliyetçiliği saldırgan, ırkçı, antipatik bir düşünce olarak takdim ediyorlar. Ülkemiz, milletimiz açısından bu olayı en az zararla geçiştirebilmek için itidalli, huzur ve barışımızı bozmak isteyenlere karşı dikkatli ve sabırlı olmalıyız."
Avrupalılar ve Türkiye'deki bazı kesimler, milliyetçiliği 'ırkçılık'la eşdeğer tutuyor. Bu tanımın Türk milliyetçiliği ile ilgisi olmadığını ifade eden Gürgür, kavram kargaşasına açıklık getiriyor. Türk milliyetçiliğinin, 'Fikir, düşünce, felsefe hareketi' olduğunu söyleyen Gürgür, Avrupa'nın yaşadığı travmatik dönemin ürünü olan Hitler ve Mussolini'yi 'hastalıklı tipler' olarak tanımlıyor. Faşizmin Türk milliyetçiliği ile ilgisi olmadığını kaydediyor. Gürgür, şöyle devam ediyor: "Dar şablonlara hapsedilmek istenen milliyetçilik, Türkiye'nin en önemli fikir ve düşünce geleneğine sahip unsurudur. Milliyetçilik her şeyden önce bir tefekkür hareketidir. Yahya Kemal'den Peyami Safa ve Nurettin Topçu'ya kadar uzanan geniş bir fikri ve felsefi çizgi milliyetçiliğin zengin altyapısını oluşturur. Milliyetçiyim diyenler kendi fikir zenginliğine, tarihine, kültürüne sahip çıkmalı. Bilgi birikiminden, kültüründen mahrum, milliyetçilik adına hareket edilmesi kaba cehalettir. Milliyetçilik milli huzuru, bütünlüğü, birlikteliği sağlamayı amaçlar. Bu yöneliş doğal olarak kavgayı, şiddeti, ırkçılığı reddeder. Sevgiyi, saygıyı, huzuru yöntem olarak zaruri kılar."
Ulusalcıların geçmiş yıllardaki millî değerlere yaklaşımını unutmayın
Türkiye, birkaç yıldır kendilerine 'ulusalcı' diyen çevrelerin farklı organizasyonlarına sahne oluyor. Bu çevrelerin 'milliyetçi' söylemini kullanmaları dikkat çekiyor. Türk Ocakları Başkanı, 'ulusalcı'ların milliyetçiliğe zarar verdiği görüşünde. Ulusalcıların, milli konuları sahiplenmeye çalışarak toplumdan kendilerine karşı sürüp gelen güvensizliği, antipatiyi unutturmak istediklerini söylüyor. Bu çevrelerin geçmiş yıllarda milli fikir ve düşüncelere karşı hangi tavırlar içerisinde olduklarının unutulmaması gerektiğine işaret ediyor: "Ulusalcı çevrelerin kendi tercihleri olan siyasi hesap ve projeleri var. Açıkçası toplumsal desteğe sahip olmamanın çaresizliği içinde demokratik olmayan yöntemlerle yönetimde etkili olmak, hatta iktidar olmak istiyorlar."
ZAMAN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...