Yılmaz, Enflasyon Raporu'nun açıklandığı toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
IMF ile anlaşmaya ilişkin sorular üzerine Yılmaz, IMF-Dünya Bankası İlkbahar Toplantıları'ndan henüz dün döndüklerini hatırlatarak, ilgililerle konunun görüşüldüğünü ve Gelir İdaresi Reformu ile ilgili talep konusunda herhangi bir sorunun olmadığını, o konuda bir mutabakat bulunduğunu kaydetti.
Vergilendirmenin çapraz denetimi ile ilgili önemli farklılıkların giderildiğini ve önemli ölçüde mutabakat sağlandığını da belirten Yılmaz, 2009-2010 yılı mali önlemlerinin büyüklüğü ve içeriği ile ilgili olarak Türk tarafının IMF'ye bir görüş bildirdiğini belirtti.
Yılmaz, söz konusu görüşün ilgililer tarafından değerlendirilerek Türkiye'ye bildirileceğini ve bunun üzerine de karar alınacağını, alınacak kararın da siyasi bir karar olacağını söyledi.
Stand-by anlaşmalarının çok detaylı anlaşmalar olduğunu ve görüşmelerin o noktaya gelmediğini kaydeden Yılmaz, genel bir makro çerçevenin çizildiğini, bu makro çerçevenin neleri ihtiva ettiğinin IMF'ye ilkbahar toplantıları sırasında iletildiğini, oradan gelecek cevaba göre bunun niyet mektubuna dönüştürüleceğini ifade etti.
Yılmaz, bu makro çerçevenin Katılım Öncesi Ekonomik Program'da (KEP) varolan verilerin üzerine bindirilen rakamlarla ilgili olduğunu kaydederek, ''Bu bir görüşme sürecidir, sizlerle paylaşacağım tek husus, bu konuda karşı tarafa bir teklif verildi, onlar değerlendirecek, Türk hükümetine bildirecek. Hükümet de bu konuda bir karar alacak. Sonuçta bu iş siyasi bir karar. Biz, teknik danışmanlık yapıyoruz, görüşlerimizi söylüyoruz'' dedi.
DIŞ FİNANSMAN İHTİYACI
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, gerek IMF'nin, gerek Amerikan ekonomi birimlerinin, gerek Avrupa Merkez Bankası'nın, gerekse Avrupa Birliği'nin ekonomik birimlerinin ve her ülkenin kendi ekonomik birimlerinin yaptıkları tahminlerin çok hızlı sürede revize edildiğini ve değiştirildiğini kaydederek, kendilerinin de bu genel trendin dışında olmadığını söyledi.
Yılmaz, ''Elimizdeki verilere göre ne olabilire bakıyoruz ve cevabı bulmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bugün itibariyle, 30 milyar dolar civarında olabileceğini söylediğimiz bu finansman ihtiyacı, bugün çok daha aşağı noktalara gelmiştir'' diye konuştu.
IMF'den sağlanacak para ile ilgili soru üzerine de Yılmaz, şu yanıtı verdi:
''Bizim Merkez Bankası olarak, para gelirse sisteme, Türk ekonomisine kullandıracak imkan ve olanaklarımız var. Ancak biz bunun Hazine'ye gitmesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz. Hazine'nin dış borç çevirme oranları düşerse, reel sektöre bırakılacak fonlar daha fazla olacak ve dolayısıyla reel sektöre daha fazla imkan sağlanacak. Gelecek olan paranın Hazine'ye gitmesi daha doğru olur. Bizim tercihimiz Hazine alsın, Hazine kullansın.''
Yılmaz, ''IMF ile anlaşmanın gecikmesinin maliyeti ne olur, anlaşmanın süresi ne olmalı?'' şeklindeki soru üzerine de, maliyeti rakamsallaştırmanın kolay olmadığını söyledi.
Belirsizliğin her zaman kötü olduğuna ve bir maliyeti bulunduğuna, ortadan kısa sürede kaldırılması gerektiğine işaret eden Yılmaz, Türkiye için 3 yıllık, stand by anlaşmasının daha uygun olduğunu ifade etti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...