Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2009 yılında iç talebin canlandırılmasına yönelik uygulamalar nedeniyle bütçede sapmalar olduğunu belirterek ‘Dolayısıyla bütçe açığı ve borçlanma artacak. Ancak hükümet ileriye yönelik olarak 2010, 2011’de tekrar trende dönmek, mali disiplini sağlamak için neler yapılacağı konusunda önceden taahhütte bulunmalı” dedi.
Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası’nın 2009 yılı 2. Enflasyon Raporuna ilişkin düzenlediği basın toplantısında hükümetin mali politikalarına ilişkin uyarılarda bulundu. Türkiye ile IMF arasında yılan hikayesine dönen yeni anlaşmaya da değinen Yılmaz, IMF ile Gelir İdaresi reformu ve vergilendirmenin çapraz denetimi ile ilgili iki konuda önemli ölçüde mutabık kalındığını ve bu kuruluşa genel bir makro ekonomik çerçeve çizildiğini söyledi. Başkan Yılmaz, IMF ile anlaşma sürecine yönelik “Belirsizlik her zaman kötü. Belirsizlik ortadan kısa sürede kaldırılmalıdır” dedi.
Toparlanma 2010’da
Yılmaz, konuşmasında Ocak ayında açıklanan Enflasyon Raporu’ndaki küresel ekonominin 2010 yılının başından itibaren toparlanacağı varsayımının rafa kalktığını ifade etti. Yılmaz, son üç ayda küresel ekonomide güncellenen tahminlerin, daha önceki Rapora kıyasla 2009 yılı için daha derin bir daralmaya, 2010 yılı için ise daha kademeli ve yavaş bir toparlanmaya işaret ettiğini dile getirdi. Yılmaz, “Bu çerçevede bugün açıkladığımız Nisan 2009 Enflasyon Raporu’nda, 2009 yılında küresel ekonomideki daralmanın bir önceki Rapor dönemine kıyasla daha derin olacağı ve toparlanmanın 2010 yılının ortalarına doğru gerçekleşeceği bir çerçeve esas alınmıştır” dedi.
İşsizlik sınırlandıracak
Başkan Yılmaz, işsizlik oranındaki artışın 2009 yılının ilk çeyreğinde hızlanarak sürdüğüne dikkat çekerek, iş gücü piyasasındaki mevcut koşulların birim iş gücü maliyetlerindeki ve iç talepteki artışı bir süre daha sınırlamaya devam edeceğini öngördüklerini söyledi. Ayrıca Yılmaz, son dönemde kredilerde sınırlı bir canlanma gözlenmekle beraber, küresel ekonomi istikrara kavuşadıkça bu hareketin kalıcı bir toparlanmaya dönüşe ihtimalinin düşük olduğunu sözlerine ekledi.
‘Kriz bitti’ işareti yok
Küresel krize karşı alınan önlemlere rağmen krizin sona erdiğine dair bir işaret olmadığını belirten Yılmaz şunları söyledi:
“Gelişmekte olan ülkelerin küresel sermayeye erişimlerindeki zorluklar devam etmekte ve bu ülkelerin risk primi göstergeleri, 2009 yılının birinci çeyreğinin son bölümünde gözlenen sınırlı toparlanmaya rağmen, halen yüksek seviyelerde seyretmektedir. Küresel sermayeye erisim imkanlarındaki sıkılığın devam etmesinin beklenmesi, gelişmekte olan ülkelerin döviz kurları üzerindeki potansiyel baskının devam edebileceğine işaret etmektedir “ dedi.
Mutabakat sağlandı
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz enflasyon raporunu açıkladığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. IMF ile ilişkilerin ilkbahar toplantılarında ele alındığını söyleyen Yılmaz, “Gelir İdaresi reformu ile ilgili talepler konusunda herhangi bir sorun olmadığını düşünüyoruz. O konuda mutabakat var. Vergilendirmede çapraz denetimle ilgili önemli farklılıklar giderilmiştir. Önemli ölçüde mutabık kalınmıştır. 2009-2011’in mali önlemlerinin büyüklüklükleri ve içeriğiyle ilgili Türk tarafı görüş bildirmiş, o görüş ilgililer tarafından değerlendirilip Türkiye’ye bildirilecektir. Genel bir makro çerçeve çizildi. Bunun neleri ihtiva ettiği IMF’ye iletildi. Oradan gelecek cevaba göre bu niyet mektubuna dönüştürülecek. Sonuçta karar siyasi bir karar olacaktır”
Belirsizlik hep kötüdür
Yılmaz, IMF’den gelecek paranın Türk ekonomisine kullandırılacak imkanları olduğunu, paranın Merkez Bankası’na verilmesi halinde gereğinin yapılacağını ancak Hazine’ye verilmesinin daha doğru olacağını düşündüklerini söyledi. Yılmaz, bir soru üzerine IMF ile anlaşma olmamasının her zaman bir maliyeti olduğunu ifade ederek, “Piyasalar anlaşmayı fiyatlandırdı. Süre uzarsa belirsizlik artar. Belirsizlik her zaman kötüdür. Belirsizlik ortadan kısa sürede kaldırılmalıdır” diye konuştu. Ayrıca Yılmaz, IMF anlaşmasının kısa değil uzun vadeli olmasının daha uygun olacağını belirtti.
Bankalar zorlanamaz
Yılmaz Merkez Bankası’nın faiz indirimlerini bankaların tüketicilere kullandırdığı kredilere aynı ölçüde yansıtmadığının anımsatılarak, “Bu konuda ne yapılabilir” diye sorulması üzerine, kredi piyasalarındaki bu sorunun Türkiye’ye özgü olmadığını söyledi. Yılmaz, sorunun güven bunalımından kaynaklanığını ve yine piyasalarda güven tesis edilmesiyle çözülebileceğini belirterek, “Zorlama ile olacak bir şey değil. Bize düşen bankaların likidite ihtiyacını ölçülü ve sürekli şekilde karşılamak. Biz de onu yapıyoruz” dedi.
Son çeyrekte büyürüz
“Yılın ilk çeyreğinde çift haneli ekonomik daralma görülecek diyorsunuz, arkasından mali disiplin diyorsunuz bu bir çelişki değil mi” sorusu üzerine Başkan Durmuş Yılmaz, şu yanıtı verdi:
“Elimizdeki veriler çift haneli gerilemenin olası olduğunu gösteriyor. Yılın ilk çeyreğinde çift haneli ekonomik daralma görebiliriz. Ancak, bu 2009’un tamamında böyle olmayacak. 2009 yılının son çeyreğinde de pozitif büyüme olacak, dolayısı ile 2009 yılının tamamında ekonomik büyüme birinci çeyrekte söz ettiğimizin çok daha üstünde bir yerde gerçekleşecek.
2009’da IMF de G-20 de mali alan imkanı olan ülkelerin iç talebi canlandırmak için, genişlemeci maliye politikaları uygulamalarını öngörüyor ve tavsiye ediyor. Türkiye’de bu çerçevede yapabileceği kadar önlem aldı. Dolayısıyla biz bunu çelişki olarak görmüyoruz. Bizim burada söylediğimiz, 2009’da bunlar yapıldı, bütçede sapmalar olacak, bütçe açıkları artacak, dolayısı ile borç yükü de artacak. Fakat ileriye yönelik olarak bu senenin verilerini esas alarak, ileriki yıllarda tekrar mali disipline dönmek için ne yapılacağı konusunda önceden taahhütte bulunması gerektiğini söylüyoruz, bir çelişki söz konusu değil.”
Özel sektörün fonu azalır
Hükümetin borçlanma limitinin 4 kat artırılmasını öngören yasa tasarısının etkisinin sorulması üzerine, Merkez Bankası Başkan Durmuş Yılmaz ekonomide fonların miktarının belli olduğunu, bunun önemli bir kısmının kamu tarafından çekilmesi durumunda özel sektörün ihtiyaç duyuduğu fonları azalacağını kaydetti.
Yılmaz, kamunun borçlanma gereğini azaltıcı tedbirler alması gerektiğini belirtirken, aksi durumda faiz indirimlerini etkisini azalacağını kaydetti. Başkan Yılmaz, “Hükümetin mümkün olduğu kadar piyasa oyuncularına bir perspektif vermeli. Orta vadede nasıl bir borç dinamiği ve maliye politikası gelişeceğini ortaya koymalı. Elimizdeki verilere göre bu sene borç milli gelire oranı bir miktar artacak. Buradan geriye nasıl döneceğiz, oranın yeniden aşağı çekilmesi için ne yapılacak? Bunlar önceden taahhüt edilmeli. Bu sene elimizdeki veriler bugün itibariyle,borç milli gelir oranı bir miktar artacak, brütte yüzde 45, nette de yüzde 33-34 seviyelerine kadar yükselebilir. Bu oranlardan geriye nasıl döneceğiz, aşağı çekilmesi için ne tür tedbirler alınacağının önceden taahhüt edilmesi gerekir diye söylüyoruz” ifadelerini kullandı.
Varlık barışı rakamı açıklanmalı
Varlık barışına ilişkin rakamları bilmediklerini dile getiren Yılmaz, ödemeler dengesinde ölçülebilenler ve ölçülemeyenler olduğunu kaydetti. 14 milyar dolarlık net hata noksanının nerelerden geldiğinin açıklanması gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Bu rakam yeniden revize edilmeyecek. Ancak bu rakamın açıklamasıyla ilgili farklı veriler ortaya çıkabilir” dedi. Bir gazetecinin Hazine’nin finansman programının açıklamadığı bir ortamda siz tahmin yaparken neyi esas alıyorsunuz” sorusu üzerine Yılmaz, Merkez Bankası’nın bir rapor açıklamak zorunda olduğunu ve ellerinde bulunan neyse onu ‘ete kemiğe’ büründüklerini, bunların tahmin olmadığını, yeni bir rakam ortaya çıktığında bunların değişeceğini kaydetti.
“Enflasyon düşmeye devam ettiği sürece Merkez Bankası faiz indirimlerine devam edecek” diyen Yılmaz, bu yılki finansman ihtiyacının 30 milyar dolar civarında olabileceğini ancak bu ihtiyacın aşağı da inebileceğini söyledi.
Enflasyon tahminleri aşağı çekildi
Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre, 2009 yılı boyunca ölçülü faiz indirimlerinin devam edeceği varsayımı altında, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2009 sonunda orta noktası yüzde 5.2 olmak üzere, yüzde 3.9-6.5 arasında; 2010 sonunda orta noktası yüzde 4.5 olmak üzere, yüzde 2.7-6.3 arasında; 2011’de ise yüzde 4.2 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. MB Ocak ayında açıkladığı Enflasyon Raporu’nda ise 2009 enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2009 sonunda, orta noktası yüzde 6 olmak üzere, yüzde 4.6-7.4 arasında; 2010 sonunda, orta noktası yüzde 4.6 olmak üzere, yüzde 2.8-6.4 arasında; 2011’de ise yüzde 4.1 düzeyinde gerçekleşeceğini öngörümüştü. (Radikal)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...