CNN TÜRK - Dışişleri Bakanı Babacan, Ankara'ya çalışma ziyaretinde bulunan Lüksemburg Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Göç Bakanı Jean Asselborn ile Dışişleri Bakanlığı'nda bir araya geldi.
Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Babacan, Lüksemburg ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geleneksel dostluğu dayalı olduğunu ve hem ikili, hem çok taraflı platformlarda güçlü bir işbirliğinin söz konusu olduğunu kaydetti.
Ziyaretin iki ülkenin dışişleri bakanları olarak sorunsuz seyreden ilişkilerin daha da geliştirilmesi yönündeki karşılıklı siyasi iradeyi bir kez daha ifade etmek için imkan sunduğunu belirten Babacan, görüşmelerde ikili ilişkilerin farklı boyutlarını, Türkiye-AB katılım sürecini ve her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konuları ele aldıklarını ifade etti.
Türkiye'nin AB katılım sürecine Lüksemburg'un sağladığı destekten dolayı teşekkür eden Babacan, "Bu güçlü desteğin önümüzdeki dönemde de devam etmesini bekliyoruz" diye konuştu.
Lüksemburg'un AB'yi kuran ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Ali Babacan, Lüksemburg'un Avrupa'nın en dışa açık ve müreffeh ülkesi olduğunu belirtti.
Babacan, özellikle dünyanın önde gelen bankacılık ve finans merkezlerinden biri olan Lüksemburg ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin de önemli yer tuttuğunu ifade etti.
Ali Babacan, "Önümüzdeki dönemde Lüksemburg ile olan ilişkilerimizi çok daha ileri boyutlara götürmek için, her alandaki ilişkilerimizi geliştirmek ve derinleştirmek için Türkiye olarak elimizden gelen çabayı sürdüreceğiz" dedi.
Asselborn: "Reform süreci devam etmeli"
Lüksemburg Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Göç Bakanı Asselborn da konuşmasına Türkiye'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.
Türkiye'nin AB sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Asselborn, "Lüksemburg'da siyasi bir kişi olarak şöyle düşünüyorum. Bizim çocuklarımıza, torunlarımıza karşı görevimiz, ileride AB'ye sırtını dönmüş bir Türkiye'den ziyade, AB'ye yüzünü dönmüş bir Türkiye sağlamaktır. Bu bizim siyasi olarak görevimizdir. Eğer zaman içinde AB içindeki büyük ülkelerin bu konuyla ilgili sorunları varsa, onların tabii ki böyle bir tercihi var, ama ben böyle bir sorun görmüyorum. Göreceksiniz, Türkiye'de ve AB'de, Türkiye ve AB'nin geleceği konusunda açık bir vizyona sahip kişiler doğru tarafta olacaklardır" diye konuştu.
Ancak bu süreçte hem AB'nin, hem de Türkiye'nin üzerine düşenleri yapması gerektiğine işaret eden Asselborn, "Reform süreci devam etmeli" diye konuştu.
Bu konuda Türkiye'yi teşvik etmek istediğini ifade eden Asselborn, özellikle insan hakları konusunda reformların sürdürülmesi gerektiğini, şimdiye kadar pek çok şeyin başarıldığını ve sürecin devamının önemli olduğunu söyledi.
Kıbrıs sorunu
Kıbrıs konusunu da değinen Asselborn, AB içerisindeki herkesin Kıbrıs sorununun çözümüne yardım etmesi gerektiğini ve konuyla ilgili bir "fırsat penceresi oluştuğunu", 2008 yılının sorununun çözümü için fırsat olabileceğini kaydetti.
İrlanda'nın Lizbon Anlaşması'na "hayır" demesinin rahatsızlık yarattığını, ancak ümitsiz olmadıklarını da dile getiren Lüksemburglu Bakan, AB'nin genişlemesi ve derinlemesinin her zaman paralel olduğunu, ancak ikisi bir arada olduğunda işe yaradığını belirtti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |