1980’li yıllarda bankerlik furyasının başladığı dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Harekat İstihbarat Daire Başkanı olan Aytek, ‘’ O günlerde bir bankerlik faciası yaşanacağının sinyalleri geliyordu. İlgilileri uyardık. Kastelli’nin kaçması ise tam bir bomba etkisi yarattı’’ dedi ve şunları söyledi:
‘’ Kaçışın ardından İnterpol aracılığı ile girişimlerde bulunduk ve izine İsviçre’de rastladık. Ancak İsviçre uluslararası suçluları iadede bize her zaman güçlük çıkarıyordu. Kastelli’yi de iade etmeleri zor görünüyordu. Aynı günlerde Kastelli bu ülkeden sürpriz biçimde ayrılıp Tunus’a gitti. Tunus polisi de gözaltına alıp durumu bize bildirdi’’
‘’THY SEFERİ BAŞLATTIK’’
Kastelli’nin yurda getirilmesi için kendisinin görevlendirildiğini ve Tunus Hava Yolları ile Viyana üzerinden Tunus’a gittiğini belirten Aytek şöyle devam etti:
‘’ Ancak İstanbul’dan hareket ederken 35 civarında Türk gazetecisi de peşimizdeydi. Hepsi aynı uçakla ve benimle birlikte Tunus’a geldiler. Tunus Hava Yollarının, İstanbul’a haftada 2 seferi vardı. Biz Salı günü oraya ulaştık ve ilk dönüş de Cumartesi günüydü. Bu nedenle gazeteciler Cumartesi için dönüş biletlerini de almışlar. Aynı uçakla ve Kastelli ile döneceklerini hesap ediyorlardı. Ancak ben Ankara’dan yola çıkarken yanımda bir kripto vardı. Ertesi gün THY’nin Paris- İstanbul seferini yapacak olan uçağının, Tunus’a uğrayıp, Kastelli ile beni alarak, İstanbul’a devam etmesi öngörülüyordu. Bu kriptonun gereğini Tunus’daki Büyükelçilik müsteşarımız yaptı. Ertesi gün de THY uçağının tarihinde ilk kez Tunus’a geleceği bize bildirildi. Bugün de devam eden THY’nin Tunus seferleri de böyle başlamış oldu’’
‘’TESLİM EDİLİRKEN TİTRİYORDU’’
Ertesi gün Tunus polisine durumu bildirerek dönüşün o gün olacağını söylediğini anlatan Aytek, ‘’Tunus polisi de Kastelli’yi teslim etmek için havaalanına getirdi. Kendisini ilk gördüğümde çok tedirgindi, titriyordu. Kelepçelerinin çözülmesini istedim. Uçakta da kelepçe takmadık’’ dedi ve şöyle devam etti:
‘’Biz havaalanında Paris’ten gelecek THY uçağını bekliyorduk. Türk gazeteciler ise Cumartesi dönüleceğini zannettikleri için rahattılar. Birçoğunu Ankara’dan tanıdığım için gönlüm razı olmadı, birini otelden aradım. Havuza girip dinlendiklerini söyledi. Ben de Kastelli ile birlikte havaalanında olduğumu ve o gün Türkiye’ye döneceğimizi söyledim. Yarım saat sonra hepsi geldi. Ancak apronun dışında ve uzaktaydılar. THY uçağı indi. Biz uçağa binerken gazeteciler de ancak uzaktan fotoğraf çekebildiler. Ancak uçak havalanınca yanımıza gazeteci Örsan Öymen geldi. Nasıl olduysa konuyu öğrenmiş ve Paris’ten o da Tunus’a gelmiş. Kastelli ile konuşmak istedi. Ben de 35 gazeteciyi atlattığımı kendisinin konuşmasının haksızlık olacağını söyledim’’
‘’GAZETECİLERİN PARALARI BENDE’’
Aytek, uçakta Kastelli’nin çok düşünceli olduğunu ve fazlaca konuşmadığını da vurgulayarak ‘’ Enflasyon karşısında borçlarını daha rahat ödeyebileceğini, ölmeden önce de kendisini halka affettireceğini söyledi’’ dedi. Kastelli kaçtıktan sonra gazetelerin ‘’Mutlaka yakalanmalı’’ biçiminde yayınlar yaptığını da hatırlatan Aytek, ‘’Kastelli’ye gazetelerin bu yayınlarının nedenini sordum. Bana (Yakalanıp yurda getirilmemi en çok onlar istiyor, çünkü gazetecilerin yüzde 80’inin parası bende) cevabını verdi. İstanbul’da havaalanının askeri apronuna yanaştık ve Kastelli’yi İstanbul polisine teslim ettim’’ dedi.
EMİN ÖZGÖNÜL/GAZETEPORT
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...