E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Karakol Var, Karakol Var! Saygı Öztürk'ten Çarpıcı Tespitler...

Aktütün saldırısından sonra, karakolların durumu tartışılmaya başlandı. Hakkari ve Şırnak sınırı Jandarmanın, diğer sınırlar ise Kara Kuvvetleri’nin sorumluluğunda. Asıl sorun jandarma karakollarında.

8.10.2008 - 17:58
Karakol Var, Karakol Var!

Saygı Öztürk'ün Hürriyet'teki yazısı...

Gazetemiz Hürriyet’in arşivine bakıyorum. 10 Ağustos 1991 Cumartesi günü, birinci sayfa olduğu gibi Şemdinli’ye ayrılmış. “Öldüler… Bayrağı indirtmediler” başlığının hemen altında “Bu destan unutulmaz… Çünkü bu destan, 33 Mehmetçiğin, 150 teröriste karşı kahramanca direnişinin destanıdır. Bu destan, ağır silahlarla yapılan bir gece baskınına direnişin destanıdır. Bu destan; kan verip, can verip teslim edilmeyen bayrağımızın destanıdır” yazıyordu.

Teröristlerce basılan Şemdinli’nin Samanlı karakoluna ulaşmak için yola çıkıyorduk. O dönem Hürriyet Ankara Temsilci Yardımcısı Enis Berberoğlu, foto muhabiri Ümit Turpçu’yla birlikte önce Diyarbakır’a iniyor, orada taksici Vedat’ı buluyor, Şemdinli ilçesine gidiyorduk.
Samanlı karakoluna gitmek ne mümkün. Şemdinli çıkışından itibaren asker yolları tutmuş. Binbaşı Cem’e “Komutanım bakın gazetemizin başlığında Atatürk var, bayrağımız var” diyoruz ama boşuna. Komutan bizi kırmamak için telefonu kaldırıp birilerine ricamızı anlatıyor. Çalan bir telefonu kaldırdığında “Emredersiniz komutanım” diyor. Binbaşı Cem’in aldığı talimat, “kesinlikle gazetecilerin geçişine izin verilmeyecek” oluyor.

Şemdinli’ye gitmişsiniz, Samanlı köyüne gidemiyorsunuz. Nasıl Çukurca’nın Çayırlı köyüne katırla dağ yollarını aşarak ulaştıysak, Samanlı’ya da gidişin bir yolu olmalıydı. Meslektaşım, o yöne giden köylülerin arasına yöre halkı gibi giyinip karışmayı denedi, ama boşuna…

Askerler yorgundu. Sınırötesi harekât başlamış, gece-gündüz uykusuz kalan askerler de perişan olmuştu. Köprü başında sadece bir asker nöbet tutuyordu. Diğerleri dereye girmiş yüzüyorlardı. Boğucu sıcakta serinlemek için başka yolları yoktu.

Ümit Turpçu, yol açmakta, bahane bulmakta beceriklidir. Askere “Koçum memleket nere?” dediğinde, “Vay koçum, ben de oralıyım. Kimlerdensin sen?” diyor, memleketlisi olmayan askerin böylece dostluğunu kazanmaya çalışıyordu. Taksici Vedat, Ümit Turpçu’nun her gittiği yerde konuştuğu her askere aynı memleketten olduğunu söylemesine alışıktı. Hiç gülmüyor, gülümsemiyordu. Ümit, gazeteci olduğumuzu söylemiyordu.

Bir yol bulduk, bir iz bulduk, geçilmeyen yerlerden geçtik, atların su içtiği eşmelerde yüzümüzü yıkadık, başımızı suya soktuk. Patika yollardan ilerlerken alabildiğine toz kalkıyordu. Yol ayrımları geldiğinde o dağ başlarında, silahların patladığı yörelerde “Bu sefer sağdan gidelim” diyor, bazen de “Demin sağa girdik, bu kez şansımızı soldan deneyelim, sür Vedat” diyorduk.

Önce bayrağımızı gördük. Yaklaştıkça yanmış, yıkılmış, o dağ yamacının dibinde başlayan düzlükte kurulmuş karakolu gördük. Karşımızda Samanlı karakolu vardı. Karakola yaklaştıkça Ümit Turpçu birkaç kare fotoğraf çekiyor, hemen o filmi çıkartıp donumuzun içine, çorabımızın arasına, otomobilin koltuklarının altına atıyorduk… Çünkü, çektiğimiz filmlerin bir yerlerde elimizden alınabileceğini biliyorduk. O yüzden tedbirli davranıyorduk.
Sınır ötesi operasyon da devam ediyordu. Samanlı’ya giderken sınır taşlarının da yanından geçiyorduk. “Hatıra” olsun diye sınır taşlarının yanında fotoğraf çektiriyorduk.

Şemdinli yine gazeteci kaynıyordu. Ancak bırakın sınır ötesine gitmek, Şemdinli’de saldırıya uğrayan ve 9 askerimizin şehit edildiği karakola bile gidilmesi mümkün değildi. Bizim geçtiğimizi öğrenen diğer gazeteciler durumu yetkili makamlara bildiriyor, kendilerinin de geçişlerine izin verilmesi için uğraşıyorlardı.

Bizim gazeteci olduğumuz öğrenildiğinde yer yerinden oynamıştı. Ümit Turpçu, her durduruluşumuzda, fotoğraf makinesindeki boş filmi çıkartıp “Vallahi fotoğraf çekmedik, billahi fotoğraf çekmedik” diyordu. Tabii ki inanılmaz küfürler duyuyorduk. Bu arada meslektaşlarımız da boş durmuyordu. Bir meslektaşımız, yalvarıp yakarmayla sonuç alamayacağını bildiği için, yörede kadınların giydiği elbiseden alıp kara çarşafa girdi.
Köye gidebilmek için bir traktör kiralamıştı. Köyüne giden insan rolüne girmişti. Askerler köprü başında durdurmuştu. Kara çarşaflı kadının halinden şüphelenmişlerdi.

Askerin, “Hey bayan” seslenişine, gazeteci sesini bayana benzetmeye çalışıp “Buyurun Mehmetçik bey” dediğinde onun bir erkek olduğu anlaşılmıştı. Kara çarşafa giren değerli meslektaşım Bengüç fena yakalanmıştı… Son umudu da boşa gitmişti…

Mayınlı arazileri, geçilmeyecek yolları geçmiş, haberi, fotoğrafları gazetemize ulaştırmıştık. Genelkurmay Başkanlığı ise bu müthiş, duygu yüklü haberimizin yer aldığı gazeteden 5 bin adet aldırıp, helikopterle sınır karakollarına dağıtmıştı. Enis Berberoğlu ve Ümit Turpçu’yla dönerken, Hakkâri-Van arasında bulunan Hoşap Kalesi önünde hatırı fotoğrafı çektiriyorduk…
Gazeteye geldiğimizde, Ankara Temsilcimiz Fatih Çekirge bizi bekliyor, Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök’ün başarılı çalışmamızdan dolayı teşekkürlerini iletiyordu. Türkiye’de ilk kez bir karakol baskınını ve onun müthiş öyküsünü Hürriyet okurları, çarpıcı fotoğraflarla birlikte görüyordu… O günü çok iyi anımsıyorum, Şemdinli’den haberi telefonla yazdırdığım arkadaşım Sezai Şengün telefonda ağlıyordu.

İŞTE O KARAKOLLAR

Samanlı Karakolunun nasıl yele bir edildiğini gözlerimle gördüm. Asker değilim ama daha gün “Karakolun yeri böyle yerde olur mu? Tam açık hedef” demiştim. Aradan yıllar geçti. Aktütün Karakolunun görüntüleri yürekleri burktu. Olay, karakolun dışında meydana gelmesine rağmen, hep karakol tartışılmaya başlandı. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın, karakolun yerinin değiştirileceğini açıklaması, parasızlık yüzünden bunun zamanında yerine getiremediği ise herkesi üzdü… Komutan böyle söylememeliydi…

Hakkari ve Şırnak sınırındaki karakollar Jandarmanın, diğer sınırlardaki karakollar ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın sorumluluğunda. Daha çok kaçakçılıkla mücadele amacıyla kurulmuş karakollar, bugünün ihtiyaçlarını karşılamıyor.

Sınırdaki karakollarımızın durumunu bazı askerler “facia” diye niteliyor, kaçakçılıkla mücadele amacıyla yapılmış karakolların, bugün yerlerinin değiştirilmesinin gerekliliğini belirtiyorlar. Karakolların daha çok “mahkum” yani çukurdan çıkarılıp, “hakim” alana çıkarılması gerektiğini vurguluyorlar.

Karakolların, gelen “misafir birlikler” nedeniyle ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak kaldığını anlatan komutanlar, karakolların eklentilerinin ihtiyaca göre daha çok askerlerin kendi olanaklarıyla yaptığını belirtiyorlar. Daha çok briket kullanılıyor.

Basılan Dağlıca karakolumuzun, Aktütün karakolumuzun fotoğraflarına bakıyoruz. Karın yağmasıyla birlikte yolları da kapandığı ve aylarca açılmadığı için karakollar kara kışa teslim oluyor. Duvarında “Vatan bizim anamız, feda olsun canımız” yazan karakolun karlar altındaki fotoğrafı hüzün veriyor…
Baharın karlar eridiğinde, zaten patika olan yollar, acemi ustaların elinden çıkma menfez ve köprüler de kullanılamaz hale geliyor. Tek aracın sığabildiği yollar, yol olmaktan da çıkıyor. Bu hemen her karakolun kaderidir.

İRAN’IN KALE KARAKOLLARI

Karakolumuzun hemen karşısında İran topraklarında kale görüyoruz. Kuşkusuz çok eskilerden kalma tarihi kale diye düşünüyorsunuz. Asker, “O kale iki yıl önce bir Türk firması tarafından yapıldı” diyor… İran sınırına niçin kale yapılsın? Bakışımdaki soru işaretini anlamıştı. “O kaleden İran sınırında çok var. Onlar, İran askerlerine ait karakollar. Askerler orada kalıyor. Bir bizim karakollara, bir de onlara bakın. O da karakol, bu da karakol” diyor.

Yol boyunca, İran’ın dini lideri Humeyni’nin dev posterleri Türkiye’ye bakıyor… Bazen bir kaleden, bazen bir tepeden…

YORUMLAR
Toplam 11 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
keskindilli 2 Ekim 2008 Perşembe 

Gölge savaşcısı, çıkıp ne konuşacak orada eline verdikleri , önünden akıp geçen yazıyı okuyamaz ki....Kendi konuştuğu azcık da sinirlendirildiği zaman da Ananı al da git diyor, şehit annesine o kadın diye hitap ediyor, affetme yetkisi maktulün ailesindedir diyor ( ama bunu hapishaneleri boşaltıp pkk'lıları dağa çıkartarken düşünmedi) velev ki türban biizm simgemiz diyor, yahuuu diye başlıyor, ne şeker bayramı filan döktürüyor...BAŞKA BİR BİLGİSİ YOK SADECE DİN İSTİSMARIDIR SÖYLEMİ..

Yorumu oyla      18      10  
keskindilli 2 Ekim 2008 Perşembe 

ATIF ABD üçüncü dünya ülkesi, Fransa 3. Dünya ülkesi....Ama senin saddam tipi liderlerin, kralların olduğu tartışmaya gerek olmadığı cehalet yuvası müslüman ülkeler 1. sınıf ülkeler...DURMAK YOLA ÇUKURLAŞMAYA DEVAM...

Yorumu oyla      18      10  
ATIF 2 Ekim 2008 Perşembe 

Böyle maymunluklar 3. sınıf ülkelerde olur bir ülkenin başbakanı ve anamuhalefet partisi lideri tvde tartışacak bir sürü insanda onların sözlerine göre goool diye bağıracak.Medya malzeme bulamıyor bunda mı yelteniyor,BAYKAL ı zaten adamdan sayan yok bu işler boş. 2002 yılında tv de bunları gördük her ikisinide ozaman oyu yüzde 32 idi şimdi yüzde 48.

Yorumu oyla      18      10  
fatoş .g.2 2 Ekim 2008 Perşembe 

başbakan deniz baykalla basın önünde canlı tartışmaya çıkmaktan kaçmıştır çünkü deniz baykalın soracağı çok önemli yolsuzluk ve usulsüz kredi vardır.deniz feneri e.v frankfurt vakıflar bankası şubesinden 1 milyon 700 bin euro kredi almıştır.bu kredi geri ödendimi? ödendi ise belgeleri. bankanın frankfurt şube müdürü neden türkiyeye geri çağrılmıştır tayyip erdoğan bu soruya nasıl cevap verecektir mutlaka veremiyecektir bu paranın hangi şirketlere sermaye yapıldığını

Yorumu oyla      18      10  
fatoş .g. 1 Ekim 2008 Çarşamba 

fatih bey ne demek istediğinizi anlamadım cümlen düşük anlamsız ordan oraya atlamışsın doğru cümle kur anlaşılır olsun sana öyle cevap vereyim .haaaaa benim hangi milletten olduğumu sormuşsun ben türküm orta asyadan göç eden 300 yıldır anadolu topraklarında hırsızlık ve yolsuzluğun ne olduğunu bilmeden yaşayan soy ağacı olan türküm sen anlamazsın ya

Yorumu oyla      18      10  
fatih 1 Ekim 2008 Çarşamba 

fatoş baykal erdoğanın muhatabı olamaz. baykal dünü bugünü bir olan basit bir adamdır. başbakan başarılı oldukça malum medya kaynaklı yolsuzluk haberleri eksik olmaz,sizinde oyuncağınız eksik olmaz dolayısyla...ha biz türk halkı olarak şanlı mazimiz geleceğimize ışık tutuyor,yeterki darbelerle,devlet organlarındaki makam kaybetmek istemeyn chplilerin haksız yargılamaları önümüze geçmesin.siz hangi milletin mensubusunuz acaba?

Yorumu oyla      18      10  
Baki Karakol 1 Ekim 2008 Çarşamba 

Başbakan, önüne gelen çok büyük fırsatı kaçırıyor. Korkmasın, D. Baylak efendiyle canlı yayına çıksın. Ekim 2002'deki canlı yayından en az 5 kat puan toplar. Bu puanlar da sandığa yansır, Deniz Feneri gibi olaylara inişe geçen oyları tavan yapar. Canlı yayında karşısına alacağı ya da karşısına oturacağı "Deniz Baykal" adlı siyasi, gene kem küm edecek, gırtlağını temizleyecek, kekeleyip duracak, hiç bir şey söylemeyecek, tartıştığı insana puanlar kazandıracak hareketler yapacak... Adamın işi bu!.

Yorumu oyla      18      10  
SABRİYE 1 Ekim 2008 Çarşamba 

YOLSUZLUKLARI AÇIĞA VURDURMAK, SİZCE SİYASETİ YOZLAŞTIRMAKMI ERDOĞAN?.SİZCE BU KAÇAMAK CEVAP DEĞİLMİ?SİZİN YAPTIĞINIZ DÜPE DÜZ KAÇMAKTIR.BAŞKA AÇIKLAMASI YOK.ZİRA İSTESEYDİNİZ,SİZE BU TEKLİF GELMEDEN ÖNCE,DOKUNULMAZLIKLARIN KALKMASI İÇİN ÇABALARDINIZ.YEMİNİNİZİ UNUTTUNUZMU?HANİ DOKUNULMAZLIKLAR KALKACAKTI?YAKIŞTIRAMADIM.YEMİN EDERİM HAKKINIZDA İYİ DÜŞÜNEYİM DİYE KENDİMİ ZORLARKEN,BOŞUNA ZORLADIĞIMIN FARKINA VARMIŞ OLDUM.YAKIŞTIRAMADIM ERDOĞAN YAKIŞTIRAMADIM..

Yorumu oyla      18      10  
fatoş .g 1 Ekim 2008 Çarşamba 

kimseye prim yaptırmam demek ne demek. korkuyorum kaçıyorum desen daha dürüst bir cevap olurdu dengir beyin durumuna düşmekten korktun. baykalın prime ihtiyacı yok.hakkınızda açılmış yığınla yolsuzluk dosyası var bunu sağır sultan bile biliyor akbil yolsuzluğu herhalde belleklerden silinmedi ama türk halkı yolsuza oy vermekten hoşlanır rüşvet verende alanda işini bilir zihniyeti oldukça siz daha çok götürürsünüz

Yorumu oyla      18      10  
Hasan Tahsin 1 Ekim 2008 Çarşamba 

Sn Erdoğan ve Sn Baykalın perde arkasında yapılmış bir anlaşmaları varmış gibi bir manzara seyrediyoruz. Klasik kayıkçı kavgalarından esintiler. Ülke problemlerinin çözümüne yönelik SOMUT PROJELERDEN eser yok. NEREDE KALDI ÇAĞIN UYGARLIK PROJESİ OLAN "AB" ye KATILIM MÜCADELESİ??? Rafa mı kaldırıldı? Yoksa Erdoğan ve Baykalın bilinç altında saklı farklı projeler mi var? Olur ya Birinin amacı İslam Projesi,diğerinin amacı AB karşıtı "KUZEY ÜLKESİ-Ortadoğu ittifakı"(BAAS) projesi mi var?

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Fatih Karaca: Tuncay Özkan Grubun’dan Kimseyi İşten Atmadık, Kendileri Ayrıldı...
Aralarında Kanaltürk ve Bugün Gazetesi'nin de bulunduğu Koza-İpek Medya ...
Emniyet Genel Müdürü Köksal: Gazeteciler İçin Özel Dinleme Yok…
Türk basınının lokomotif gazetelerine dahi röportaj vermeyen Emniyet Genel ...
Kızılay Başkanı Küçükali Turktime'a Konuştu: Veli Küçük'ün Kızılay’dan İhale Aldığını Sizden Öğrendim!
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'den Turktime'a çarpıcı açıklamalar: ...
 
Türköne Konuşuyor: Eşimle Aram Kötü Olursa, Ak Parti'ye Muhalefet Ediyorum… MİT İşe Yaramaz, İlhan Selçuk Faşist, Çatlı Arkadaşımdı... Türkeş Bana Komünist Derdi…
Zaman’dan başka gazetede yazmam… Çok yakında medya savaşı çıkacak… Milliyetçilik ...
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
 
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
Sağlık Bakanlığı'nın Taslaktan Haberi Yok
Sağlık Bakanlığı, hekim hatalarına verilecek cezaları düzenleyen kanun ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Almanya
survivor all star
mehmet özkan
Yükseköğretime Geçiş Sınavı
kardemir karabükspor
çin
siyanürlü mektup
Kırıkkale
MESUT ÖZİL