Türk sinemasının simge isimlerinden Kadir İnanır, yıllardır izinsiz şekilde yayınlanan filmleri için hukuki mücadele başlattı. Usta sanatçı, Yeşilçam döneminde rol aldığı yapımların televizyon kanalları ve dijital platformlarda defalarca yayınlanmasına rağmen hiçbir gelir elde etmediğini belirterek yapım şirketlerine dava açtı. İnanır, “Bu sadece kişisel bir dava değil, tüm sanatçıların onur mücadelesidir” dedi.
“BUGÜN BEN KONUŞUYORUM, YARIN BAŞKA BİR SANATÇI SESİNİ YÜKSELTECEK”
Romatem Fizik Tedavi Merkezi’nde tedavisi devam eden ve uzun süredir kamuoyuna açıklama yapmayan İnanır, T24’e verdiği demeçte telif hakkı davasının sadece kendi adına değil, tüm sanatçılar adına verilen bir hak mücadelesi olduğunu vurguladı:
“Emek sömürüsüne karşı hakkımı talep ediyorum. Bu davalar yalnızca bireysel bir hesaplaşma değil, sanatçıların kolektif haklarının teslimidir. Bugün ben konuşuyorsam, yarın başka bir sanatçının sesi yükselecek. Bu mücadele, yıllarca emek veren sanatçıların sesidir; yok sayılan meslek onurunun, gasp edilen emeğin geri alınmasıdır. Ben inanıyorum ki bu mücadele, sanatçının hak ettiği değeri yeniden bulmasıyla sonuçlanacak.”
“O DÖNEM SÖZLEŞME YOKTU, HAKLAR DA DEVREDİLMEDİ”
İnanır’ın avukatı Bişar Abdi Alinak, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, yapım şirketlerinin yıllardır İnanır’ın oynadığı filmleri telif ödemeksizin yayınladığını ve bu yolla ciddi gelir elde ettiğini belirtti. Alinak, hukuki gerekçelere de dikkat çekti:
“Müvekkilimiz o dönemlerde yazılı bir sözleşme yapmaksızın, yalnızca oyunculuk emeğiyle yer aldığı yapımlarda yer aldı. Yeniden iletim hakları, yani filmlerin daha sonra dijital platformlarda veya televizyonlarda yayınlanması hakkı, o yıllarda hukuki bir karşılık taşımıyordu. Dolayısıyla bu hakların devri de söz konusu değildir. Yargıtay kararları da bu yöndedir. Bugün açtığımız davalar, sadece Kadir İnanır’ın değil, Yeşilçam kuşağında emeği karşılıksız bırakılmış tüm sanatçıların haklarını aramak içindir.”
YEŞİLÇAM’A EMSAL OLACAK KARAR BEKLENTİSİ
Avukat Alinak, davanın sonucunun emsal niteliğinde olabileceğini vurgulayarak, yıllarını sinemaya vermiş ancak telif geliri elde edememiş sanatçılar için bu mücadelenin bir dönüm noktası olabileceğini ifade etti.
İnanır'ın Gülşah Film'e açtığı dava dilekçesinde, şu ifadelere yer verilmişti:
Müvekkilin icracı sanatçı sıfatıyla sahip olduğu haklar, ancak yazılı bir devir karşılığında kullanılabilir. Bu filmler en pahalı yayın kuşaklarında sayısız kez yayınlanmaktadır. Gülşah Film, bu sayede ciddi bir maddi gelir elde etmektedir. Buna rağmen Kadir İnanır’ın ilgili filmlerden doğan haklarının karşılığı ödenmemektedir. Kadir İnanır maddi ve manevi zarara uğramıştır. Müvekkil, haklarını hiçbir şekilde bu şirkete devretmemiştir. Şimdilik 20 bin lira tazminatın Gülşah Film’den faiziyle tahsilini talep ediyoruz.
Kadir İnanır’ın başlattığı bu telif hakkı davası, Türkiye’de sinema emekçilerinin yıllardır süren sessiz mağduriyetini kamuoyunun gündemine taşıdı. Sanat camiası ve hukuk çevreleri, bu davanın yalnızca bir hak arayışı değil, aynı zamanda kültürel mirasın korunması için önemli bir adım olduğunu düşünüyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...