Google'ın ilginç savunması!
İşte Google'ın savunması! Amaç üzüm mü yemek yoksa bağcıyı mı dövmek? Bildiğimiz gibi dün AB'nin Google'ı tekel oluşturmaya yönelik iş stratejisi benimsemekle suçladığını ve Komisyon'dan çıkacak nihai kararın da bu ön inceleme kararını doğrulaması halinde Google'a dev bir ceza kesilebilecek...
Bildiğimiz gibi dün AB'nin Google'ı tekel oluşturmaya yönelik iş stratejisi benimsemekle suçladığını ve Komisyon'dan çıkacak nihai kararın da bu ön inceleme kararını doğrulaması halinde Google'a dev bir ceza kesilebileceğini aktarmıştık:
Google'ın, Android işletim sistemi üzerinden, iş ortaklarını kendi uygulamalarını kullanmaları yönünde teşvik ve sübvansiyonlarla desteklemek suretiyle, rekabet kurallarına aykırı hareket ettiğini öne süren AB, Google'a yönelik henüz ön inceleme aşamasındaki iddianın Komisyon tarafından onaylanması halinde cezai yaptırım uygulayacaklarını açıkladı.Kesilecek cezanın miktarı Google'ın 2015 yılı toplam gelirinin %10'unu bulabileceği belirtiliyor ki bu da yaklaşık 7.5 milyar dolar gibi devasa bir müeyyide anlamına geliyor. Brüksel'deki AB Komisyonu'nda düzenlenen basın toplantısında konuya ilişki konuşan AB Komisyonu'nun Rekabetten Sorumlu Üyesi Margrethe Vestager, Google'ın hakim pozizyonunu kullanmak suretiyle, Chrome, Haritalar ve Arama gibi kendi servis ve uygulamalarını operatörlere ve ekosistemdeki üretici iş ortaklarına ön yükletmesinin benzer servislere sahip olan rakipleri için dezavantaj oluşturduğunu söylerken beri yandan Android'in açık kaynaklı doğasına da dolaylı yoldan ihanet anlamına geldiğini vurguluyor.Hatırlarsak tamamıyla benzer bir konu geçtiğimiz yıllarda AB ile Microsoft arasında da yaşanmış ve Microsoft'un Windows'u kendi internet tarayıcısı ve medya oynatıcısı önyüklü biçimde yayımlamasının rekabet kurallarını aykırı olduğunu belirten AB, yazılım devine kurulum aşamasında çoktan seçmeli bir yükleme ekranı sunmaları yoksa cezai yaptırıma tabi tutulacaklarını yönünde uyarıda bulunmuştu. Microsoft da bunun ertesinde AB üyesi ülkelerde yeni düzenlemeye geçmiş ve örneğin tarayıcılarda kendi Explorer'ının yanısıra Opera, Safari, Chrome vb. gibi alternatifler arasında seçim yapabilecekleri bir ekran getirmişti. İşte AB ile Google arasında vuku bulan olay da bunun aynısı. Netice de muhtemelen benzer bir şekilde son bulur. Resmi açıklamaya buradan erişebilirsiniz.
Yukarıda haberimizde tüm detayları zaten verdiğimizden bir kez daha tekrar etmeyelim ama şu noktayı da yeniden bir hatırlamadan geçmeyelim:
- Brüksel'deki AB Komisyonu'nda düzenlenen basın toplantısında konuya ilişki konuşan AB Komisyonu'nun Rekabetten Sorumlu Üyesi Margrethe Vestager, Google'ın hakim pozizyonunu kullanmak suretiyle, Chrome, Haritalar ve Arama gibi kendi servis ve uygulamalarını operatörlere ve ekosistemdeki üretici iş ortaklarına ön yükletmesinin benzer servislere sahip olan rakipleri için dezavantaj oluşturduğunu söylerken beri yandan Android'in açık kaynaklı doğasına da dolaylı yoldan ihanet anlamına geldiğini vurguluyor.
Evet, bu hatırlatmanın ertesinde haberimize geçebiliriz:
Google'ın Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Baş Avukatı Kent Walker AB'nin yönelttiği suçlamalara yönelik bir savunma yayımladı. Resmi blog üzerinden yayımlanan açıklamada özetle şunları ifade ediyor Walker:
Google olarak, iş ortaklarımızın alternatif işletim sis
- temlerine sahip telefon satışı yapmalarını engelleyen bir kısıtlamamız yok.
- En nihayetinde Android açık kaynaklı bir proje olduğundan herkes Android'i Google'sız biçimde kullanıp dilediğince modifiye edebilir.
Google bu konuda bildiğimiz gibi haklı. En büyük iş ortağı olan Samsung'un Tizen işletim sistemli telefonları var. Yine başta Çin pazarındakiler olmak üzere Google'ın servislerinin yer almadığı (ki zaten yasak) pek çok Android tabanlı marka/model satışta. Keza Amazon'un Kİndle Fire'ları için de aynı şeyi söyleyebiliriz.
Burada olay şu ki, Google alternatif Android kullanımını falan yasaklamıyor. Bununla birlikte iş ortaklarına eğer telefonlarında Google'ın uygulama mağazası Play Store'a yer vermek istiyorlarsa kendi servislerini ön yüklemeleri gerektiği şartını koşuyor. Yoksa aynı Çin'de yahut diğer örneklerde olduğu gibi üreticiler Play Store'suz (ve tabii Google'ın servisleri olmadan) satışa da sunabilirler. Burada Google'ın bir müdahalesi söz konusu değil.
Buna ek olarak Google'ın bir diğer kısıtlaması da şu konuda:
Diyelim bir üretici veya operatör Google'ın şartlarını kabul etti ama alternatif servisleri varsayılan olarak atamak istedi. Yani örneğin Samsung, Android tabanlı modeline Yandex uygulamasını da yüklemek istiyor. Yükleyebilir sorun yok ama varsayılan olarak atayamaz. Buna karşın aynı şey tarayıcı da geçerli değil mesela. Burada tek kısıtlama Chrome'un yüklü olmak zorunda oluşu ama kullanıcıların da bildiği gibi açılışta varsayılan olarak Samsung'un kendi tarayıcısı geliyor ve sistem bize 'varsayılan tarayıcı hangisi olsun?' diye soruyor. Bunun haricinde kullanıcılar tabii ki kendi istedikleri üçüncü parti rakip uygulamaları yükleyip kullanmakta serbestler.
Bununla birlikte ABD ve Avrupa pazarındaki üreticiler niçin böyle bir yola girsinler ki? Neticede ne Çin gibi doğrudan devlet tarafından gelen bir yasaklama var ne de Amazon gibi alışveriş üzerine kurulu münferit bir ekosistem üzerinde yol alıyorlar. Beri yandan Google'dan teşvik de alıyorlar (ki bu da tamamen yasal) vs. Kısacası tam olarak oturmasa da 'alan razı satan razı' durumu var. Buna karşın AB'in öne sürdüğü şey, Google'ın kullanıcılara 'alternatifleri kendiniz arayın' demeye getirdiği ki zaten vurmaya çalıştığı nokta da tam olarak burası.
Walker sözlerinin devamında, Google'ın Android'in geliştirilmesi, güvenliği, pataent davalarıyla mücadeleleri vb. gibi durumlar için paraya ihtiyaçları olduğunu ve bu geliri de uygulama ve servislerden elde ettiklerini belirtiyor ki burası da gayet net.
Velhasıl sözün özü şu ki, Google yukarıda da okuduğumuz üzere tüm dediklerinde haklı. Bu arada 'yasal ama etik değil' gibisinden bir yan yola da sapmıyorlar. Doğrudan haklılar yani.
Peki AB ne istiyor ki?
Komplo teorisyenliği yapmayalım ama okuduğumuz gibi aklımıza ilk gelen soru şu oldu:
''ABD'nin siyasi amaçlarla Avrupa'nın beyni Almanya'nın en büyük markası olan VW'yi emisyon skandalıyla vurmasının ardından gelmesi acaba tesadüf mü?''
yenişafak
|
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bu haber henüz yorumlanmamış...
Bunlar da ilginizi çekebilir...
