İşte Şamil Tayyar’ın Star’daki yazısı…
Başbakan Erdoğan, dün Dışişleri Bakanı Gül’ü de yanına alarak Genelkurmay Karargahı’nı ziyaret etti. 12 Haziran’da mini MGK’yı andıran Başbakanlık’taki terör zirvesi ve önceki günkü MGK toplantısını da hesaba katarsak, Erdoğan ile Büyükanıt son on günde üçüncü kez biraya gelmiş oldular.
Topluma sürekli bunalım pompalayan ve kaotik ortamdan beslenen kimi çevreler rahatsız olmuşlardır ama bu tablo, özlenen tablodur. Hele, Türkiye üzerinde çeşitli karanlık senaryoların yazılıp çizildiği bir dönemde zirvedeki ahenk, toplumdaki güven duygusunu güçlendirir.
Keşke, bu kareye Cumhurbaşkanı Sezer de dahil edilebilse. Maalesef, bu mümkün olmuyor. Kişisel kırgınlıkların ve ideolojik kutuplaşmaların unutulması gereken cenaze töreninde bile, hükümet üyelerine yüzünü çevirip CHP liderine selam vermeyi tercih etmesini, sağduyulu bir yaklaşımla izah etmek mümkün değildir.
Genelkurmay karargahındaki zirveye dönecek olursak, gündemin ana konusunun terörle mücadelede alınacak tedbirler olduğunu söylemek mümkün. Sınır ötesi operasyonun şimdilik rafa kaldırıldığı anlaşılıyor. Ancak tampon bölge seçeneği hala masada. Irak Başbakanı Maliki’nin Ankara ziyaretinde konuşulacak konuların başında geliyor.
PKK’nın terör örgütü olarak kabul edilmesi, örgütle bağlantılı tüm oluşumlar ile bunların silahlı ve siyasi faaliyetlerinin önlenmesi, sınır güvenliğinin sağlanması masadaki diğer konular olacaktır. Mayınlı saldırılara karşı en üst düzeyde teknolojik imkanların kullanılması, teçhizat alımı, terörle mücadelede yeni konseptlerin belirlenmesi gibi teknik detaylar da zirvede ele alınan başlıklar arasında sayılabilir.
Ancak, bu zirvenin sıradan bir terör brifingi olarak algılanması doğru olmaz. Belki, MGK toplantısının ertesi günü brifingin gerçekleşmesi, ‘Görüşme programı MGK toplantısı sırasında kararlaştırılmış’ düşüncesine yol açabilir ama doğru değildir.
Genelkurmay zirvesi, yaklaşık bir hafta önce planlanmıştı. İddia değil teyitlidir. Talep eden doğrudan Başbakan Erdoğan’dı. 12 Haziran’daki mini MGK zirvesinden hemen sonra... Üstelik, 20 Haziran’da MGK toplantısı da belirlenmişken...
Bu takvime baktığımızda, görüşme programının sadece terör konusunu görüşmek olmadığı ortada. Başka ne olabilir? 12-20 Haziran tarihleri arasındaki tartışma konuları ipucu olabilir mi? Mesela; 13 Haziran’daki Hudson Enstitüsü’nde tartışılan karanlık senaryolar...
Bir de ahenk fotoğrafı...
Sanıyorum ikisi de var.
Emel Ağar düz ovayı anlattı
DP liderinin Antalya mitingi öncesi eşi Emel Ağar’la uzun bir telefon görüşmemiz oldu. Seçim gezilerinde eşinin yanından ayrılmıyor, ‘Ona inandığım için sürekli yanındayım’ diyor. Samimi ve içten bir kadın. Sohbetin sonuna doğru ‘düz ovaya’ uzandık.
Emel Hanım’a, eşinin zaman zaman demokratik hak ve özgürlükler konusunda önemli açılımlar yaptığını ancak geri adım attığını söyledim. Mesela, düz ovada siyaset gibi...
Yanlış anlaşılmaktan şikayetçiydi: ‘Birileri bağırarak çağırarak terörü önleyeceğini söylerken eşim teröristlerin kurşunları arasında hayatı pahasına mücadele ediyordu. Çocuklarım hep ‘Anne neden babam gece eve gelmiyor, komşumuz falanca müdür amca akşam 6’da evinde’ dediler. Eşim kendisini devletine, milletine adamıştı. Hiç kimse eşimin iyi niyetinden şüphe duyamaz.’
‘Düz ova’ anına gelince... ‘Yaşlı bir Kürt anne geliyor gözü yaşlı. Bir oğlum dağda bir oğlum askerde, ne olur bu terörü durdurun diyor. Bu insanların dağa çıkmalarını önlemek ve siyasete girerek haklarını aramak gerektiğini söylüyor. Yoksa eli kanlı insanları kimsenin affettiği yok. Maalesef bu meseleyi birileri farklı maksatlarla kullandılar. Medya da insafsız davrandı.’
MHP sürpriz yapabilir
Siyasetin abisi Hikmet Çetin, Kanal 24’de Ankara Masası’nın konuğuydu. CHP-DSP birleşmesini ‘tatminkar’ bulmayanlardan. Siyasette iki artı ikinin dört etmeyeceğini düşünüyor. Ertuğrul Günay gibi sosyal demokratların başka partilere gitmesini ise CHP’nin dışlayıcı tavrına bağlıyor. Programdan sonra 23 Temmuz sabahını da konuştuk. ‘AK Parti yine 1. parti çıkar’ dedi. Üçüncü parti olarak MHP’nin de barajı geçeceğine inanıyor: ‘Sürpriz yapabilir?’
Nerede gazeteci kuruluşları?
Ahmet Abakay, uzun bir ayrılıktan sonra yeniden Çağdaş Gazeteciler Derneği genel başkanlığına döndü. Bir süredir takip ediyorum güzel işler yapıyorlar. Özellikle Abakay’ın Genelkurmay’ın Hudson skandalıyla ilgili açıklamasına verdiği cevap, dikkat çekiciydi. Bakın Abakay ne diyor: ‘Genelkurmay’ın basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına saygı göstermesini beklemek hakkımızdır.’ Ardından bildiride yalan haber yazmakla suçlanan Yasemin Çongar’ın gazetecilik görevini hakkıyla yerine getirdiğini belirtiyor. Sahi, diğer meslek kuruluşları nerede? Bravo ÇGD...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...