EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ KÖKSAL İLK KEZ GÜNEŞ’E KONUŞTU: ÇETELERE BALYOZ GİBİ İNİYORUZ…MOBESE YOK Kİ, SKANDALI OLSUN… YOĞUN BAKIMDAKİ ANNEMİ ZİYARETE GİDEMEDİM… 

Maliye kökenli, Kırıkkale doğumlu Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’la, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Türkiye’yi ziyaret ettiği günün telaşında konuştuk. Köksal, Dikmen’deki ultra lüks Genel Müdürlük binası yerine, daha mütevazi olan Bakanlıklar semtindeki makamında oturmayı tercih ediyor. İlk gördüğünüzde bile yabancılık çekmeyeceğiniz halk tipi sevecen bir havası var. Biyografisi de oldukça ilginç. Muhasebat Kontrolörü olarak başladığı memurluk hayatına; Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı, Vali Yardımcılığı ve Vali’lik görevlerini sığdırdı. Sevgi Köyü ve Eğitim Vadisi gibi ilginç projelere imza atan Köksal, üst üste iki yıl Yılın Valisi seçildi. Devlet Muhasebesi Uygulaması isimli kitabı da olan Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’ın, Mülkü İdare Amirlerinin görevleriyle ilgili çalışması, Kaymakamlık Kurslarında ders notu olarak okutuldu. Spor Şurası Üyeliği ile pek örtüşmeyen göbeğini eritmesi dileği ile, Vira Bismillah, işte ropörtaj:

RÖPORTAJ: TALAT ATİLLA

Bu, önceden hazırlığı yapılan bir düşünce miydi?

Ben göreve gelince araştırdım, istatistik yaptırdım. Türk polisi suçları çözmede İnterpol kayıtlarına göre çok önde. Suçları çözme oranımız yüzde 63. Avusturya’nın yüzde 40, Almanya’nın yüzde 35, Kanada’nın yüzde 28 olduğu bir ortalamada yüzde 63 çok yüksek bir rakamdır. Ve biz dedik ki tamam, çıkan suçun failini buluyoruz. Ama bu pahalı bir yöntem. Artı ortada bir de mağdur var, suç mağdurdan sonra çözülüyor. Ve biz dedik ki konsepti değiştiriyoruz ve önleyici zabıta hizmetlerine ağırlık vereceğiz. Yani suçları olmadan önleyeceğiz. Bunun için de toplum destekli polisi oluşturduk. Diğer taraftan polis davranışlarıyla ilgili akademiyle birlikte yeni bir proje hazırlattık.

Siz suç oranları yüzde 63 azaldı diyorsunuz ama 2006-2007’de suçlarda patlama olduğu yönünde pek çok tartışma oldu. Bu çelişki nereden kaynaklanıyor?

Daha bilgiler rastgele giriyordu, biz “suç analiz projesi” ile tüm suçların hepsini kayıt altına aldık. Biz şimdi en küçük bir olayı bile kayıt altına aldığımız için suç oranı artıyor gibi görülüyor. Oysa suç oranlarındaki artış olurken adliyeye düşüş oranlarındaki artış çok farklı. Yani birisinde artış yüzde 40 iken adliyeye gidişlerde yüzde 10’larda. Biz her şeyi kayıt altına alıyoruz ki geleceğe yönelik projeksiyon yapabilelim. Yoksa bıraksak, karakollar bazı suçları yazmazlar, denetlemeye gidince derler ki benim suçum şu kadar az. Onun için her şeyi yazmaya başladık ve şimdi suç oranlarında süratle bir düşüşe başladık.

FAİLİ İNTERNET YOLUYLA DA TAKİP EDİYORUZ

Yazılan suçları nasıl değerlendirip sonuca çeviriyorsunuz? İşleyiş nasıl?

Suç analiz projesi dediğimiz proje ile aylık istatistik çıkıyor, toplanıyoruz, istatistiklere bakıyor ve şu ilde şu suçta bir artış olmuş. Burada bir problem var. Önce buna bakın diyoruz. Hemen orayı ikaz ediyoruz. Taşrayı da harekete geçirerek uyguladığımız bir proje bu. Bazen bakıyoruz büyük şehirlerin etrafındaki yerlerde hırsızlık olayı artmış. Bundan anlıyoruz ki mesela Ankara’daki hırsızlar Kırıkkale’ye gidiyor, hırsızlık yapıp geri geliyor. Kırıkkale bunu istediği kadar araştırsın çözemez. O zaman bu iki yerin koordinasyon kurması lazım. Biz bunun için böyle bir sistem geliştirdik. Yani artık ilmi çalışmaya başladık.

Polisin şapkasını önüne koyup kendisi dahil her şeyi yeni baştan değerlendirdiğini söyleyebilir  miyiz?

Polis artık olaylara çok daha dikkatli yaklaşıyor. Ve tahlil yapıyoruz. Nerede yanlış yaptık diye soruyoruz. Yapılan her olayın, her hareketin peşinden onun değerlendirmesini yaparız. Bunun için geldiğimden beri 90 binin üzerinde polisin meslek içi eğitimini yaptık.

HER ŞEYE HAZIRIZ...

Özel tim, geçmişte PKK’nın hakkından gelen birimdi. Şimdi durum nedir?

Şu anda terör ile ilgili genel bir çalışma var. Bunu şimdi söylersek başka mecralara kayar. O noktada bir şey söylemek istemem. Ama genel olarak söylemek gerekirse, biz her şeye hazırız.

MOBESE asayişin panzehiri olarak sunulmuştu ama etkinliğine dair şüpheler giderek artıyor. MOBESE’de son durum nedir?

MOBESE kameraları başkent dahil, hemen hemen hiçbir yerde yok.

Asayiş probleminin en yoğun yaşandığı İstanbul’da dahil mi bu duruma?

Şu anda İstanbul’da bazı yerlerde küçük küçük var. Biz onları büyütüyoruz.

Ama nasıl olur? Vatandaş en azından büyük illerde MOBESE kameraları ile korunduğunu düşünüyor…

Bu sisteme yeni başladık. MOBESE ile ilgili yoğun çalışmalarımız devam ediyor. İller ihalelerini bir bir tamamlıyor. Biz bütün şartnamelerini hazırladık. Ödeneklerini de bulduk. Çalışmalar sürüyor.

MOBESE YOK Kİ, SKANDALI OLSUN!

MOBESE haberleri skandal olarak birçok kez yazıldı. Mesela İzmir’deki patlamadan sonra sadece bir kameranın çalıştığı haberleri çıktı. O zaman bu haberler gerçeği yansıtmıyor muydu?

İzmir’de MOBESE yok ki skandalı olsun. İzmir valiliğim sırasında üniversite oyunları için bizim alıp koyduğumuz kameralar vardı. MOBESE ile kamerayı birbirinden ayırmak lazım.

Burada bir bilgi eksikliği var o zaman kamuoyunun.

Evet... MOBESE ile kamera farklı.

Fark ne peki?

Her vilayet kamera koyuyor, arabayı ya da başka bir şeyi gözlüyor. Ama MOBESE dediğimiz sistem başka bir sistem. İnsanlar bunu bilmiyor. Millet binaya girerken bir kamera görüyor, buna MOBESE diyor. MOBESE farklı bir sistem. Onda mesela arabanın plakasını alıyor, merkeze bildiriyor, 30 saniye sonra diyor ki bu araba çalıntı araba. Kurulmaya çalışılan böyle bir sistem.

İlginç bir mesleki profiliniz var; Malatya valiliğine gelince sel afeti il karşılaştınız (15 ölü), iki yıl sonra Denizli valisiyken hem sel hem deprem afetiyle karşılaştınız, Adana valisiyken yine deprem (185 ölü), Hatay seli yaşandığında Ankara’dan Hatay’a gönderildiniz ve İzmir’de de depremle karşılaştınız. Şimdi ise Emniyet Genel Müdürü olarak bu sefer de terör afeti ile karşı karşıyasınız. Bu nasıl bir tesadüf?

Bazı idarecilerin kaderi böyle oluyor işte. Sadece benim değil, diğer arkadaşların da başına buna benzer şeyler gelmiştir. Hatay’ı örnek verirsek, orada sel olunca ben Adana valisiyken geçici olarak hem Adana hem Hatay’a bakmak üzere görevlendirilmiştim.

Emniyet Genel Müdürü tüm asayiş olaylarından haberdar mı? Her şey geliyor mu size?

Problem olduğu zaman gece yarısı bile olsa bana hemen bildirilir. Ayrıca her gün sabahleyin de bütün illerdeki asayiş verileri toplanır, önüme önce o asayiş raporları gelir. Bütün illerde ne olmuş istisnasız her gün onlara bakar, gereğini yaparım.

Belli dönemlerde belli suçlarda patlama oluyor. Mesela bir dönem okullardaki şiddet artıyor, başka bir dönem sokak karışıyor, başka bir dönem başka bir suç. Suçun modası mı var?

Suçlar değişiyor. Bakıyorsunuz daha önce hiç olmayan suçlar ortaya çıkıyor. Hizmet içi eğitimlerimizde bu yeni değişimleri de gündeme getiriyoruz. Mesela bundan 10 sene evvel kapkaç var mıydı? Sonradan çıktı. Bunlar tamamen toplumdaki değişmelere paralel olarak ortaya çıkan suçlar.

ÇETELERE BALYOZ GİBİ İNİYORUZ

Son dönem çete operasyonlarında bariz bir artış gözleniyor. Çeteler mi arttı yoksa operasyonlar mı?

Bu dönemde, yakalanan çete haberlerinin artması bizim çetelere yönelik operasyonlarımızı  hızlandırmamızdan kaynaklanıyor. Gerçekten de çetelerle korkunç bir mücadele veriyoruz. Türk emniyeti olarak her türlü çetenin üstüne balyoz gibi iniyoruz. Devletin olduğu yerde hiçbir çete barınamaz.

Avrupa basını Türkiye’yi uyuşturucu trafiğinin en önemli kavşaklarından biri olarak lanse ediyor. Bu doğru mu? 

Durum şudur; Transit geçen uyuşturucularda Türkiye’nin yakaladığı uyuşturucu miktarı ile Avrupa’nın bütün ülkelerinin yakaladığı uyuşturucu miktarı eşit. Uyuşturucu trafiğini engellemede dünyanın en başarılı ülkelerinden biriyiz. Biz onu engelliyoruz ama bir de bizde olanlar var. Şimdi konsepti değiştirdik. Üç aydır yaptığımız özel bir proje ile  bütün illerde sokak satıcıları diye tabir ettiğimiz kişilerin üzerine gidiyoruz.

GÜNEŞ