'Atatürk Uluslararası Barış Ödülü' ilk olarak 1986 yılında Nato Eski Genel Sekreteri Joseph Luns'a verildi. Mandela'nın red ettiği ödül, en son olarak dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a uygun görülmüştü. Ya sonra? Sonrası inanılmaz! Türkiye Cumhuriyeti, 'Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nü, tam 7 senedir mevzuat değişikliğini bahane göstererek vermiyor. Kanun hükmündeki kararnameyle düzenlenen Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurulu'nun tüzüğü, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince 'Atatürk Uluslararası Barış Ödülleri' önce rafa, sonra da derin dondurucuya kondu. Kurucusunun ödülünü veremeyen bir Devlet, nasıl ilelebet payidar kalabilir ki?..
Başbakan'ın önündeki 'türkücü raporu'
AK Parti Genel Merkezi ve türkücü Fikret Yıldız arasında ilginç bir dava var. 2002 genel seçimlerinde AK Parti yöneticileri Başkent Müzik firmasının sahibi Fikret Yıldız'dan seçim müzikleri hazırlamasını isterler. Yıldız, 10 eserden oluşan albüm çalışmasını partiye teslim etmesine rağmen parası çeşitli nedenlerden dolayı kendisine ödenmez. Bundan sonrası film gibi! Fikret Yıldız, AK Parti'nin bir yöneticisini Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet ederek ifadesini aldırır. Cumhuriyet Savcılığı'nda ifade veren AK Parti yöneticisinin Yıldız'a yönelik tehdit telefonları Başkent Müzik yetkilileri tarafından kasede alınır. Arada kısa bir süre ateşkes yapılır. AK Parti, borcunun 10.5 milyarlık küçük bir kısmını öder ama devamı gelmeyince AK Parti'nin propaganda kasedini hazırlamak için evini ipotek ettiren Yıldız'ın evi mahkeme kararıyla satılır. Yıldız, bu gelişmeler üzerine önce spazm, sonra kalp krizi geçirir, en sonunda AK Parti'nin etkili bir yöneticisinin özel kalem müdürlüğünü yapan eşinden de mahkeme kararıyla boşanır. Sanatçı Fikret Yıldız tam intiharın eşiğindeyken bir umut ışığı belirir. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, 5 yıldır kronikleşen bu problemi Başbakan Erdoğan'a taşımaya karar verir. Ankara 26. Hukuk Mahkemesi'nde devam eden dava AK Parti'nin ilk MKYK toplantısında ele alınacak. Başbakan'ın dudakları arasına sıkışan bir hayat var yani.
MHP'den ilginç haberler geliyor. MHP'nin bazı kurmaylarına göre Bahçeli'ye dipten gelen muhalefet dozunda artış var. Tek başına iktidar söyleminden, Söğüt Şenlikleri'nde Erdoğan'la yürünen yolun, Bahçeli'nin karizmasına katkı sağlamadığı belirtiliyor. Hatta Söğüt Şenlikleri'ne yönelik üretilen bir de iddia var: Başbakan Erdoğan, yerel seçimlerde Devlet Bahçeli ile Söğüt Şenlikleri'nde verdikleri pozları seçim malzemesi olarak kullanacak. Rivayete göre Erdoğan, Bahçeli ile Söğüt Şenlikleri'nde verdikleri pozları seçim broşürü yapacak ve resmin üstüne de: BERABER YÜRÜDÜK BİZ BU YOLLARDA! diyecek. MHP Lideri Bahçeli, yukarda yazdığımız homurtulardan haberdar. Kısa bir süre önce sessiz sedasız MHP başkanlık divanı üyelerinin tamamının istifalarını aldı. Bahçeli bir süre havayı kokladıktan sonra başkanlık divanını yeniden şekillendirecek.
Seçimin MHP gibi bir başka gazisi de CHP. Baykal, eski havasında değil. Karizmatik ses tonu, etkili beden diliyle sık sık gündem belirleyen Baykal gitti, yerine halis mulis Baykal geldi. Ciddi bir tavırsızlık içinde. Bu ortamı iyi değerlendiren Sarıgül varlığını giderek daha fazla hissettiriyor ama iş liderlik konusuna gelince ibre yine Baykal'dan yana gibi görünüyor. CHP tabanı her şeye rağmen Sarıgül'ün yerel liderlik profilini aşamadığına inanıyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...