Serdar Arseven'in yazısı
“Camianın önde gelen isimlerinden Sayın Ramiz Ongun, bu seçimlerde ne yapacak?..”
Evet…
Tabandaki etkisi büyük olan Sayın Ongun’un “Bahçeli ekibine” destek verip vermeyeceği, MHP’nin alacağı neticeyi bir ölçüde belli edecek…
Bunun bilincinde olan MHP’li, bu konuyu netleştirmemizi talep ediyor…
İyisi… Sözü Sayın Ongun’a bırakmak:
- Sayın Ongun… Nedir efendim şu andaki pozisyonunuz?
-Kardeşim, bize hep taş işçiliği kalıyor… Allah rahmet eylesin; 14’lerden Dündar Taşer çok zeki ve çok kültürlü bir adamdı. ‘İki tür adam var’ derdi: ‘Biri katır, diğeri kelebek şanslı!..’ Ben katır şanslıyım! Yani, yerimizde duralım desek de, taş işçiliği yine bize kalıyor.
-Taş işçiliğinden kastınız?..
-Efendim, “tedbir olarak yerimizde duralım” dedik. Bahçeli de yine tedbir olarak, “Ramiz Abi’sinden icazetli gelenlere dikkat, aman ha, onlara hürmet etmeyelim!..” dedi.
-Ben farklı bilgiler almıştım: “Ongun’la anlaştık” havası hâkimdi…
-Böyle yapıyorlar. Anadolu’ya, “Ongun’la anlaştık. Adana liste başını verdik. Her ilden bir kontenjan verdik” diye yayıyorlar. Tam bir istihbaratçı metodu!..
-Size yakın aday adayının şansı yok mu yani?..
-Bilmiyorum. Müracaat edenler oldu ama…
-Sizin müracaatınız?..
-Niye edeyim ki?!. Bahçeli; solcu bürokratları, CHP’nin, DSP’nin hurdaya çıkmış adamlarını partiye davet ediyor da, beni aramıyorsa müracaat etmem tabii…
-Sayın Bahçeli’nin, seçim ortamında sizi dışlaması MHP’ye ne getirir ki?..
-Devlet Bey’in bütün işleri öyle… Anadolu’ya ayrı propaganda yapıyorlar. “İşte, biz beraberiz.” Yarın diyecekler ki, “işte verdik de, işte bak gelmedi” filan. Bu psikolojik savaş hep böyledir… Anadolu’da ayrı, merkezde ayrı devam etmiştir.
-Desteğinizi arasalar daha iyi olmaz mı parti açısından?
-Ya sevgili kardeşim; Türkiye’de iki politikacı var, bunlar ikiz kardeştir. Biri Deniz Baykal diğeri Devlet Bahçeli… Başbakanlığı kucaklarına at, derhal acil servise müracaat eder ve rapor alırlar, Başbakan olmamak için! Gönüllü gibi falan da… Bakmayın siz ona. Baykal nasıl olsa kendisine Başbakanlığın gelmeyeceğinden emin. Baykal’a bakın, Başbakan olmamak için, bir taraftan yapıyor diğer taraftan bozuyor. Başbakanlıktan bu iki şahıs çok korkar. Hele Devlet Bey, yani Başbakanlık değil, MHP’nin yüzde onun üzerine fazla çıkması bile onu çok rahatsız eder. Hele, Deniz abisinden yarım puan fazla alırsa, bak başına gelen belaya!.. Yani, tam böyle acil servislik bir hasta olur, derhal müracaat eder, rapor alır!..
-Niye istemesin ki Başbakan olmayı Sayın Bahçeli?
-Başbakanlığa tâlip değil, kapasitesi de ufku da, hazırlığı da hiçbir şeyi ona müsait değil. Halkımızın hep şikâyet ettiği, Ecevit’in karşısında, üfürükçü başı gibi (…) durması var… Şimdi de Deniz Baykal’ın karşısında öyle (…) durmaya hazırlanıyor.
-Baykal da Başbakanlığı istemiyor mu yani?..
-İstemiyor… Deniz Baykal’ın tatlı bir hayatı var. Ben bakıyorum: Sabah, takımıyla buluşuyor, Eymür gölünde yürüyüş, geliyor mükellef bir kahvaltı. Partiye geliyor… Orada bir tantana… Öğlen nerede yemek yenecek, akşam nerede yemek yenecek, kafa çekilecek. Lale devri. Bu parti liderliği, bu siyasetçilik değil ki.
-Sayın Bahçeli’nin sosyal faaliyetleri fazla öne çıkmıyor…
-Sayın Bahçeli, çok üzüntü verici bir asosyal arkadaş.
-Solcu bürokratlara teklif götürülmesinden şikâyetçi oldunuz…
-MHP’ye bir tek Bahçeli zarar verebilir. Bundan sekiz, on ay evvel, MHP’nin potansiyeli büyüktü. Dedim ki; “Sekiz on kişilik bir yemek, bir kahvaltıyla bunu pekiştirelim.” Baktım ki, şuurlu olarak yine kaçıyor. Şu kanaatimi ifade ettim: “Göreceksiniz, Devlet Bey bu potansiyeli ‘yüzde onun altı mıydı, üstü müydü’ tartışmasına getirecek.” Bunu büyük ölçüde de başardı doğrusu!.. Şimdi bakıyoruz, özellikle CHP’den DSP’den kullanma tarihi bitmiş sol tipleri arıyor. Partiye ancak böyle zarar verebilir ve ancak Bahçeli zarar verebilir.
-MHP yönetiminin aday belirlemedeki kıstası ne?..
-Eski CHP’li olmak!..
-CHP ile söylemlerinin yaklaşmasının mı etkisi var bunda?.. ‘MHP’nin AB söylemi ile CHP’ninki çok farklı değil’, deniyor…
-Baykal’ın açıklamalarına dikkat ediyorum: Pek ala AB’yi, yabancı sermayeyi istiyormuş, dış münasebetlerde Amerika ile ‘gayet tabii’, AB ile ‘gayet tabii’…E, mitinglerdeki konuşmalarla bunun alâkası var mı?.. Aynı şeyleri AKP savununca vatan haini oluyor da, sen savununca nasıl vatanseverlik oluyor?..
-MHP yönetimi şu anda, “AB’ye ne evet ne de hayır” noktasında…
-Özellikle, Bahçeli’nin bu konularda fikri olmaz. Elinde broşürler gösterir, birini bile okumamıştır. MHP çok büyük bir camia; korkarım ki potansiyeli israf edecekler.
-MHP yönetiminin vatandaşa vaadi ne?..
-Öyle hiçbir şey söylemeden, bir şey yapmadan, o vaziyette oturarak, “Ya efendi adam, bak yerinde öyle oturuyor, tam dişimize göre..” dedirtecek… Malûm, CHP’liler MHP ile koalisyon yapabileceklerinden bahsetmişlerdi… Bu, MHP’ye atılmış büyük bir kazıktı… Bu kazığı etkisiz kılmak için MHP yönetimi ne yaptı? “Bak, CHP bile bizle koalisyon yapmak istiyor” der gibi kompleksli bir yaklaşım içine düştü. Bizim bildiğimiz MHP’de böyle bir kompleks yoktu!.. Hatta sağın sol karşısındaki kompleksi bizi rahatsız ederdi. CHP’nin tam bir yedek parçası, yedeği, koltuk değneği olarak hazırlanıyor. Ve buna razı gibi görünüyor. Bu çok çirkin bir şey… Ben, DSP ile koalisyondan önce, “MHP lider partidir. Kaptan olmalı, tayfa olmamalıdır” demiştim. Üstelik o günlerde sağın lideriydi. O zaman da bir mekanizma götürdü MHP’yi sola tayfa yaptı.
-Cumhurbaşkanlığı tartışmalarında MHP’nin aldığı bir pozisyon hakkında neler düşünüyorsunuz?
-Yeter!.. Bunları konuştukça canım sıkılıyor. İçinde bulunduğumuz duruma üzülüyorum!.
Vakit
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...