Habib Güler'in haberi...
Yeni oluşumun iddiası, Türkiye'yi gerçek anlamda bir sosyal demokrat partiye kavuşturmak. 10 Aralık Hareketi, TBMM'de temsil edilen sol partilerden CHP ve DSP'nin aksine yeni anayasa konusunda ısrarlı. Anayasanın hazırlanması yöntemi ve içeriğiyle ilgili politikasını da ayrıntılı olarak açıkladı.
Türkiye'de yıllardır yaşanan 'sol siyasette boşluk' tartışması birbiri ardına yeni oluşumların doğmasına sebep oluyor. CHP'yi sosyal demokrat söylem ve politikalarda yetersiz bulan sol çevreler, 'daha çok özgürlük, daha çok demokrasi' iddiasıyla örgütleniyor. Bunlardan biri de 10 Aralık Hareketi. Henüz partileşmeden ortaya koyduğu politikayla, farklı bir sol olacağının mesajını verdi. Yeni oluşumun hazırladığı 'Nasıl bir Anayasa?' başlıklı çalışmada da yeni bir anayasanın şart olduğu vurgulanırken, anayasa hazırlanırken uygulanacak yönteme ilişkin önerilerde bulunuldu. Oluşumun hukukçu isimlerinden Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu tarafından kaleme alınan çalışmada, çağdaş bir anayasa için en demokratik yöntemin 'halkla başlamak ve halkla tamamlamak' anlayışı olduğu kaydedildi. Hareketin yeni anayasanın hazırlanış şekliyle ilgili görüşü şöyle: "Meclis'in olağan işleyişine devam etmesi kaydıyla, sırf anayasa yapmak üzere halk tarafından örneğin 100-150 kişilik temsili niteliğe sahip ve tarafsız bir Meclis seçilmeli, bu kişilerin sonraki yaşamlarında siyaset yoluyla elde edilen makamlara aday olma haklarından vazgeçmeleri istenmelidir. Anayasa taslağı, kurucu Meclis'in hazırlık çalışmaları sırasında toplumun katkı sunabilecek bütün kesimlerine açık olmalı. Temsili kurucu Meclis'çe kabul edilen metin kurulu TBMM tarafından da teyit edildikten sonra, son sözü söylemek üzere halkoyuna sunulmalı; ancak ret varsayımında halka tanınan seçenek de önceden belirlenmelidir."
Kaboğlu'nun hazırladığı çalışmaya göre, bazı konuları anayasada açıkça ve kimi zaman ayrıntılı bir şekilde düzenlemeye ihtiyaç var. Anayasa, yurttaşların hak, özgürlük ve ödevlerini 'insan onuru' temelinde, kamu makamlarının yetki, görev ve sorumluluklarını ortak yarar ereğinde yansıtan nesnel düzenlemeler içermeli. Bununla da yetinilmemeli. İnsan haklarının sadece devlete karşı koruyucu kuralları değil, ilerletici kuralları da işlenmeli. Devlet organlarının yapılanmasında erkler ayrılığının vazgeçilmezliğine vurgu yapılırken, yasama-yürütme arasında işbirliği ilkelerinin geçerli olduğu, ancak yargı erkinin mutlaka ilk ikisinden ayrı ve bağımsız bir şekilde yapılanması ve işlemesi gerektiği kabul edilmeli.
Hiçbir kuruma kutsallık atfedilmemeli
10 Aralık Hareketi, yeni anayasanın insan hakları temelinde hazırlanmasını istiyor. Hareketin içerikle ilgili görüşleri şöyle:
Başlangıç kısmı, elden geldiğince kısa ve özlü olmalı. Toplumun tüm farklılıklarını kucaklayıcı, ortaya koyduğu hedefe yönlendirici biçimde, 'Biz Türkiye yurttaşları olarak, ... bu anayasayı hazırladık' gibi bir formülle başlanmalıdır.
Herhangi bir kişi, kurum ya da değere kutsallık atfetme kaygısı taşımaktan uzak, anayasaya 'toplum sözleşmesi' olma niteliğini kazandıracak bir içeriğe sahip olmalıdır.
Cumhuriyetin temel ilkeleri formüle edilirken, herhangi bir muğlaklığa meydan vermeyecek, açık ve net hukukî kavramlar tercih edilmelidir.
Hak ve özgürlükler kısmında yer alan kötüye kullanılma yasağı hükmü, bireylerin hak ve özgürlüklerinin yanı sıra devlet yetki ve görevlerini de kapsayıcı bir çerçeve içinde bu kısma konulmalıdır.
Sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, uzmanlar ve duyarlı yurttaşlar anayasa platformları oluşturmalıdır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...