Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, bugün Türkiye'nin; bulunduğu coğrafyada gerek piyasa ekonomisiyle gerekse demokrasisiyle 'parlayan bir yıldız' olduğunun görmezden gelinemeyeceğini vurgularken, “Daha gelişmiş bir demokratik yapı, Türkiye'yi iç çekişmelerden uzaklaştırarak gereksiz enerji ve kaynak kaybını önleyecek, toplumsal uzlaşmayı tesis ederek siyasal ve ekonomik istikrarı kalıcı hale getirecektir” dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, bugün Türkiye'nin; bulunduğu coğrafyada gerek piyasa ekonomisiyle gerekse demokrasisiyle 'parlayan bir yıldız' olduğunun görmezden gelinemeyeceğini vurgularken, “Daha gelişmiş bir demokratik yapı, Türkiye'yi iç çekişmelerden uzaklaştırarak gereksiz enerji ve kaynak kaybını önleyecek, toplumsal uzlaşmayı tesis ederek siyasal ve ekonomik istikrarı kalıcı hale getirecektir” dedi.
TÜSİAD tarafından hazırlanan, “Türk Demokrasisi'nde 130 Yıl: Prof. Dr. Bülent Tanör'ün Anısına Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri 10. Yıl Güncellemesi” başlıklı rapor, İstanbul'da düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Sabancı, derneğin demokratikleşme konusundaki yaklaşımı ve çalışmalarından bahsettiği konuşmasında, bundan 10 yıl önce, 1997 yılı başında, “Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri” raporu kamuoyuna sunarken, TÜSİAD'ın başlıca kaygısının, bir sanayici ve iş adamı örgütü olarak, derin ve tartışma yaratacak bir konuyu neden gündemine aldığını anlatabilmek olduğunu aktardı. Ömer Sabancı, şöyle dedi: “TÜSİAD'ın, siyaset alanında böylesine kapsamlı bir konuya eğilmesinde üç temel tespit rol oynamıştı: Bunlardan birincisi; Türkiye'de serbest piyasa ekonomisinin kalıcılığını sağlamak için, toplumsal uzlaşma kanalları açık, geniş katılımlı, çoğulcu demokratik bir siyasal yapının zorunlu olmasıdır. İkincisi, ekonomik ve siyasi demokrasinin kurumlaşmasının, ancak, ülkenin aydınlık geleceği için demokrasinin tek çıkar yol olduğunu düşünenlerin kesintisiz çabalarıyla mümkün olmasıdır. Ve üçüncüsü, insanların sistemin kurumlarına veya bütününe olan güvenini kaybetmemesi için, sistemin kendini eleştirebilmesi ve kendi çözümünü üretebilmesi gereğidir.”
Prof. Dr. Bülent Tanör tarafından kaleme alınan “Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri” adlı raporun, aslında TÜSİAD'ın demokrasi konusundaki ilk çalışması olmadığını belirten Sabancı, rahmetli Tanör'ün çalışmasının, yalnız TÜSİAD için değil, Türkiye için de bir ilk olduğunu söyledi. Bu raporun, kamuoyuna sunulduktan sonra yurt içinde ve dışında büyük ilgi uyandırdığını aktaran Sabancı, “Yurt içinde hararetli tartışmalara, yüzlerce haber, yorum ve incelemeye konu oldu. 'Türkiye'de siyaset ve demokrasi' ile ilgili tartışmalarda gönderme yapılan başlıca kaynaklardan biri haline geldi. Yurt dışında da Türk özel sektörünün evrensel standartlarda bir demokrasi arayışının ve öncülük iradesinin bir belgesi olarak kabul gördü” dedi. Sabancı, TÜSİAD'ın çeşitli rapor çalışmalarıyla konunun takipçisi olmaya devam ettiğini kaydetti.
Bugün Türkiye'nin, bulunduğu coğrafyada, gerek piyasa ekonomisiyle gerekse demokrasisiyle parlayan bir yıldız olduğunun görmezden gelinemeyeceğini ifade eden Ömer Sabancı, şu görüşleri dile getirdi: “Daha gelişmiş bir demokratik yapı, Türkiye'yi iç çekişmelerden uzaklaştırarak gereksiz enerji ve kaynak kaybını önleyecek, toplumsal uzlaşmayı tesis ederek siyasal ve ekonomik istikrarı kalıcı hale getirecektir. Daha şeffaf, daha katılımcı bir demokrasiye doğru gelişmenin, statükoyu korumak ve iktidarını paylaşmak istemeyen kesimlerde bir direnç yaratması doğaldır. Konjonktürel bazı gelişmeler, zaman zaman, bu direnci besler ve etrafında bir taraftar kitlesi oluşmasına yardımcı olabilir.”
Sabancı, aynı zamanda, mevcut demokrasinin dar kalıplar içine sıkıştırılması çabalarına da şahit olabildiklerine işaret ederek, burada söz konusu olan demokrasi karşıtı tutumu yakalayabilmek için, yapıları değil işleyişleri ve zihniyeti, yasa metinlerini değil uygulamaları izlemek gerektiğini vurguladı. “Oysa yasaları kendince yorumlayarak, değişimi yavaşlatmaya veya engellemeye çalışmak, toplum içinde bazı kesimleri demokratik haklardan yararlanmaya ehil görmemek anlamına gelir” diyen Sabancı, bunun, ülkeyi demokrasiden uzaklaştırıcı bir etki yapacağını söyledi.
Ömer Sabancı, Türkiye'de demokrasinin 130 yıllık bir olgunlaşma süreci geçirdiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Bu olgunlaşma sürecinde sonra Türkiye, demokratikleşme tartışmalarını gündeminden çıkararak, varmak istediği hedefe ulaşabilecek mi? Hiç kuşkusuz evet. Fakat bunun kendiliğinden gelişecek bir süreç olmadığını, siyasal partilerin, tüm sivil toplum kuruluşlarının, kurumların ve bireylerin kararlı ve samimi çabaları ile gerçekleşeceğini belirtmeliyiz. Türkiye'nin bugün erişmiş olduğu gelişmişlik düzeyinin geri döndürülemeyeceğini de görmek zorundayız.”
Kaynak: Anayurt
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...