DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, "bir komplo sürecinden'' bahsetti, "bu bayrak hepimizi temsil ediyor" dedi ve Fatma Kurtulan'ın fotoğrafı dahil çarpıcı açıklamalar yaptı.
SAHTE OLDUĞUNU BİLE BİLE O FOTOYU YAYINLADILAR
DTP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan ile ilgili gerçekle ilgisi olmayan bir bir kampanya sürdürüldüğünü olduğunu ileri süren Türk, ''Fotoğrafın arkadaşımıza ait olmadığı biline biline, bazı kesimlerde o fotoğrafın kime ait olduğu bildirilmesine rağmen bu arkadaşımızın hedef haline getirilmesi düşündürücüdür. Türkiye'de bir komplonun, bazı kesimler tarafından düğmeye basılarak yaratılan halkı kışkırtmaya yönelik, hem şahsımıza hem partimize adeta yönlendirilmesi istenilen kesime verilen bir mesaj olarak değerlendirmek lazımdır'' diye konuştu.
KURTULAN DAĞDA DEĞİL SİYASETİN İÇİNDEYDİ
Kurtulan'ın 1990'lı yıllarda partilerinin kadın kollarında görev aldığını, 1999 seçimlerinde da Adana'dan, 2002 seçimlerinde ise Mardin'den milletvekili adayı olduğunu belirten Türk, partilere uygulanan yüzde 10 barajı nedeniyle Kurtulan'ın milletvekili seçilemediğini söyledi. Uzun bir süreçte demokratik siyasetin içinde yer aldığı açık bir şekilde belli olan Kurtulan'ın birileri tarafından ''dağdan Meclise gönderilen üye'' olarak gösterilmek istendiğini ifade eden Türk, şöyle konuştu: ''Bütün medya, devlet, siyasi partiler bunu biliyor. Ama farklı bir şekilde bu konu gündeme getiriliyor. Çok kötü bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanyayı yürütenler iyi bilmelidir ki bizim zayıflamamız Türkiye'nin yararına değildir. Sivil demokratik siyasetin bu kadar yıpratılması çok tehlikelidir. Herkes bu konuda bir kez daha sağduyuyla düşünmelidir. DTP'yi yıpratmaya çalışarak acaba hangi fırsatları yitirdiğimizi sorguluyor muyuz? Aslında üzerinde tartışılması gereken bu. Bu parlamentoda varlığımızın çok iyi anlaşılması lazım. Partimiz tartışılacaksa çözüm önerileriyle tartışılmalıdır. Bugün Türkiye'nin en önemli sorunu olan demokratikleşme sorununa dair partimiz, kafa yormakta, çözüm önerileri oluşturmakta, partimizin geliştirdiği önerileri tartışmak eleştirmek, ortaklaşmak çok daha faydalı olur. Türkiye'nin geleceğini düşünen herkes, artık bu tür linç kampanyalarına son vererek partimize daha saygın bir yaklaşım geliştirmelidir.''
''BİZE 'BÖLÜCÜ' DİYENLER YA KÖRDÜR YA DA...''
Türkiye'nin birliğinden ve bütünlüğünden yana olduklarını ifade eden Türk, geliştirdikleri önerilerin bu birliğin güçlendirilmesine yönelik olduğunu kaydetti. Türk, ''Önerilerimiz, Türkiye'yi bölecek değil, daha da güçlendirecek önerilerdir. Bizim önerilerimiz, devleti zayıflatmak değil güçlü kılacak önerilerdir. Ülkenin ortak değeri olan bayrağımıza herkesin daha çok sahip çıkacağı önerilerdir. Biz ulusu parçalamayı değil, daha güçlü demokratik bir uluslaşmayı öneriyoruz. İstediğimiz tek şey, daha fazla demokrasidir. Eğer bizim önerilerimiz tartışılacaksa bu çerçevede tartışılmalıdır. Bu söylemlerimize rağmen bize ısrarla 'bölücü' demeye devam edenler de ya kördürler ya da kötü niyetlidir'' diye konuştu.
''SEÇİMLE GELDİK, SEÇİMLE GİDERİZ''
Partilerine yönelik saldırıların altında yatan asıl nedenin ''birçok siyasi çevrenin demokrasi, insan hakları, sivil siyaset konusunda maskelerinin düşmeye başlaması'' olduğunu ifade eden Türk, şöyle devam etti: ''DTP'nin yürüttüğü kararlı siyasi çizgi, sivil demokratik siyaset konusundaki ısrarı; asker vesayeti altında kalmaktan sakınca görmeyen siyasi anlayışları deşifre etmeye başlamıştır. Panik bundandır. Partimize topyekun saldırının nedeni budur. Partimize yönelik kapatma girişimleri, milletvekillerimize yönelik yargı baskısı, bütün bu sürecin parçasıdır. Biz sanki ihale için bu Meclise geldik, Meclise rant için geldiğimizi düşünenler varsa iyi bilmelidir ki halktan alınan emanet, zamanı geldiğinde halka teslim edilir. Kimse bizi bu baskılarla terbiye etmeye kalkmasın. Biz bu Meclise kimsenin memuru olarak gelmedik. Her milletvekili gibi seçimle geldik, seçimle de gideriz. Bunun dışındaki her yol hukuk dışı yöntemlerdir, hukuka saygısızlıktır.'' Türk, kendilerine sık sık milletvekili yemininin hatırlatıldığını belirterek, ''Biz de onlara bazı şeyleri hatırlatmak isteriz. Orada hukukun üstünlüğü var, demokratik bir cumhuriyet var, demokrasiye saygı var, demokratik hakların kullanımı var. Ama bu gibi demokratik hakları kullanmayı tartışmıyorsunuz'' dedi.
''GÖZÜMÜZ DIŞARIDA DEĞİL AMA...''
''Her türlü baskıya rağmen aynı bayrak altında, aynı sınırlar içinde kendi birliğimiz ve kültürümüzle, kendi siyasal duruşumuzla yaşamayı savunacağız'' diyen Türk, bunu anlamak istemeyenlere de anlatana kadar, inanmak istemeyenleri de ikna edene kadar mücadelelerine devam edeceklerini söyledi. Siyasi görüşlerini bir kez daha belirten Türk, ''Bu ülkenin insanlarıyız, bu ülkenin özgürleşmesi, kendi yurttaşlarının özgürleşmesinin mücadelesini veriyoruz. Gözümüz dışarıda değil, gözümüz başka yerde değil. Ama bu ülkeye katkı sunan, bu ülkenin geleceğiyle ilgili düşünen ve ortaklaşmak isteyen bir mantığa sahibiz'' diye konuştu.
''BUNUN DIŞINDA BİR DTP OLMAZ, OLMAYACAKTIR''
DTP'nin olağanüstü kurultayında seçilen yöneticileri tebrik ederek, başarılar dileyen Türk, DTP Grubu olarak seçilen arkadaşlarına her zaman destek olacaklarını söyledi. Zaman zaman nöbet değişimleri olacağına işaret eden Türk, partilerinde ideolojik bir farklılık olmadığını savundu. Türk, ''Partimizdeki görev değişikliği partimizi zayıflatmaz. Arkadaşlarıma başarılar diliyoruz. Grup olarak, parti olarak onların yanındayız. her zaman destekleyeceğiz. Partimizde ne gruplaşma ne ideolojik tartışma ne de farklılık var. Şunun iyi bilinmesi gerekiyor, bir tane DTP vardır; bu da barış ve demokrasi kavramları etrafında kenetlenmiş bir DTP'dir. Bunun dışında bir DTP olmaz, olmayacaktır. Kim genel başkan olursa olsun kim yöneticisi olursa olsun bu şekilde kalacaktır'' diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın grup toplantısındaki konuşmalarına değinen Türk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendileriyle diyalog kurmamasını eleştirdi.
''BU BAYRAK HEPİMİZİN SİMGESİDİR''
İsrail ile Filistin liderlerinin Türkiye'deki temaslarına ilişkin Türk, ''Belki binlerce yıldır süren İsrail-Filistin çelişkisinde uzlaşmaya katkı sunmak için bir çalışma yapılıyor. Bizim için de önemli. Önemsediğimiz bir buluşma'' dedi. İsrail ve Filistin'in uzlaşısı için Türkiye'nin çaba göstermesini doğru bir girişim olarak değerlendirdiklerini kaydeden Türk, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Peki Türkiye kendi meselesini Kürt sorununu, kendi yurttaşlarının talebini niye Amerika'ya havale ediyor, başka yere havale ediyor? Yüzlerce kez söyledik, 'çözüm yeri burasıdır' diye. Diyalogla sorunların çözülebileceğine inanıyoruz. Bu ülkenin yurttaşıyız, bu bayrak hepimizin simgesidir, birlikten bütünlükten yanayız. O zaman Amerika'ya başka yerlere havale etmeden niye bu diyaloğu oluşturamıyoruz. Buyurun Sayın Başbakan bu diyaloğu oluşturalım, süreci demokratik bir sürece eğriltelim. Bu konudaki çabamızı çalışmalarımızı ortaklaştıralım. Bu geleceğimize çok şey katar. Yarınlarımızı belirler. Ama bunlar sadece siyaseten sarf edilen sözler ve halkı gerginleştirmeye kışkırtmaya yönelik sözler olarak görüyoruz. Sorunun çözümü konusunda bir niyet ortaya çıksaydı, bugün bu söylemler olmazdı.''
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...