Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Dünya'da ABD ve Avrupa dahil bankalarına para enjekte etmeyen tek ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, bankalara teşekkür etti.
Ege Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) tarafından organize edilen toplantıda konuşan BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, dünyadaki global kriz ve Türkiye'ye yansımaları konusunda bilgi verdi. Tevfik Bilgin, dünya ekonomisinin iki temel motoru ABD ve Avrupa'nın oldukça yavaşladığını, Dünyadaki demir cevheri, bakır, hububat, çimento gibi malların 26 ayrı noktadaki nakil verilerinden oluşturulan Baltık kuru endeksinin bundan 9 ay önce 10 binler düzeyindeyken bugün 900'lere indiğini anlattı. Bilgin, "Demek ki 10 kat bir ticarette küçülme var. Piyasalarda şiddetli bir güven ve kredibilite oyunu oynanmaktadır." dedi.
Enron olayının yaşanan krizle benzerlik gösterdiğini ama bundan ders alınmadığını kaydeden Bilgin, diğer banka kurtarılırken krizi derinleştiren Lehman Brothers'in kurtarılmayışının dünya bankacılık çevrelerinde cevap aranan soruların başında geldiğini söyledi.
Tevfik Bilgin'in verdiği bilgilere göre Türk bankacılık sisteminin, Kasım 2008 itibariyle 720 milyar TL. olan büyüklüğünü Aralık sonunda 750 milyar TL'ye yükseltmesi bekleniyor. Bankalar 2008 ocak kasım yüzde 25 büyüdü. Aralık sonu itibariyle krediler 373 milyar TL. oldu. 2007 sonu 285 milyar TL olan kredi yüzde 31 artmış bulunuyor. Mevduat 2008 sonu itibariyle 455 milyar TL olurken, artış yüzde 28 olarak gerçekleşti. Özkaynaklar Kasım sonu itibariyle 84 milyar TL oldu. Kasım sonu itibariyle 13 milyar olan kar geçen sene 15 milyar olarak gerçekleşmişti. 2008 aralığı ile birlikte 14'ler düzeyinde bir kar bekleniyor. Karların muhtemelen 2009 yılında düşmesi bekleniyor.
Bilgin, "Bizim bankacılıkta çok çok önem verdiğimiz rasyo vardır. Hedef rasyo kanuni rasyo yüzde 8'dir. Sermaye yeterlilik rasyosudur bu. Bankacılarımızı kapısından sokmadığı Avrupa ve ABD'deki bankaların rasyoları yüzde 6-7ye inmiştir. Kasım sonu itibariyle ülkemiz bankalarının yeterlilik rasyoları yüzde 17,5'tur. Gurur vericidir. Aralık sonu itibariyle 49 oyuncumuzun samimiyetle söylüyorum en düşük olanı yüzde 12'nin altında değildir." dedi. Sistemimizde mevduatın vadesinin çok kısa oluşunu eleştiren Bilgin, 25 güne inen bu rakamın yükseltilmesiyle bir çok problemin çözüleceğini kaydetti.
Dört aydır analistlerin bankaları test ettiğini ve birşey bulamadıklarını anlatan Bilgin, az da olsa bazı bankalar tarafından vadesi gelmemiş çeklerin, vadesinden önce işleme konulmasını ve kredileri vadesinden önce çağırmayı etik bulmadıklarını ve not ettiklerini ifade etti. Son dört aydır belirginlik kazanan bazı hususlara dikkat çeken Bilgin ,bankaların pasif maliyeti arttığını ve mevduat fazilerinin yükseldiğini söyledi. Mevduatın kısa olan vadeleri daha da kısalarak 25 güne indiğine dikkat çeken Bilgin likidite endişesinin özellikle ekim kasım aylarında arttığını anlattı. Karlılıkları azalan bankaların asıl riskinin kredi riski olduğunu anlatan BDDK Başkanı, bankacılığımızın mevcudu koruduğunu anlattı. En önemli riskin kredi riski, takibe dönüş oranında artışlar yaşanacağını anlatan Bilgin'e göre 2001'deki gibi büyük olmayacak. Merkez Bankası faizleri ile bankaların kredi faizleri arasında bir fark olduğunu bu farkın piyasadaki tansiyonu gösterdiğini anlatan Bilgin, normalleşmeyle birlikte bu farkın azalacağını kaydetti.
Önümüzdeki dönem dünya finansal mimarisinin baştan sona değişeceğini daha sert bir denetim ve global gözetimin dünya bazında sözkonusu olacağını anlatan Bilgin'e göre Of shore'lar, bazı adalar üzerinden paranın transferi eskisi gibi olmayacak ya da hiç olmayacak. Paranın üzerindeki kontrol daha sert olacak. Belki de yeni finansal mimaride farklı gözetim veya farklı otoritelerin bir şemsiye altında toplanmaları gerekecek. Bazı bankalar özellikle yabancı bankalar Trkiye'deki konumlarını belki de gözden geçirmek isteyebileekler. 2009 ikinci yarısı aşırı temkinlilikten makul iyimserliğe dönülen dönem olacak. Türk bankacılık sistemi önümüzdeki yılalrda belki bir konsolidasyon yaşayabilecek. Büyük bankalarla rekabet etmek çok zor. Verimliliğin artması için IT teknolojileri daha fazla olacak.
Türk ekonomisini yönetenlerin ekonomik güvenliği analiz ederek, milli güvenlik kadar bu stratejiyi oluşturmasında yarar olduğunu ifade eden BDDK başkanı popüler konu olan kredi kartına da değindi. Başkan Bilgin, "Kredi kartı çok cazip bir konu. 2004-2005-2006 yılında çok hızlı arttı. Boşluk vardı, gördü bankalar ve pazar payı elde etmek için çok hızlı girdiler. Yanlış pazarlama hataları yaptılar. Teminatsız kredidir aslında. En çok takibe dönüşüm oranını kredi kartlarında görüyoruz. Yüzde 6,5. Bunun artma ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Evet kredi kartalrıyla geçmişteki bankaların hatası, bazı tüketicilerin nasıl kullanılacağını bilmemesi ödeme aracı olarak değil de yaşam biçimi olarak görmeleri nedeniyle bir risk unsurudur ama çok çok büyük bir sorun meydana getirecek boyuta ulaşacağını sanmıyorum. Böyle bir trend olduğunda gerekli bilgilendirmeleri yaparız." dedi.
Bilgin, milyonlarca kişinin tasarrufllarını korumakla ilgili önceliği bulunan kurumun bağımsızlığına, işleyişine ve karar almasına engel olacak hususlar olursa bunları açık yüreklilikle bürokratik nezaket dahilinde basın önünde dile getireceğini söyledi. Bilgin, "Kurumun bazı konularda daha serbest olması lazım. Geçmişte bazı idari kararlar bankacılık dışındaki kararlar elimizi kolumuzu bağlayan hususlar bizi mutlu etmemiştir. Bankacılıkla ilgili hususlarda yapılacak anlaşmalarda kurumla ilgili imzalanacak anlaşmalarda eğer kurumla ilgili kurumun bağımsızlığı ile ilgili hükümler ifadeler olursa çıkarım bunu sizinle paylaşırım. Kamunun menfaatinin korumasıdır. Bu görevler geçici. Önemli olan bu kurumun kendine çizilen o dairede kamunun menfaatini koruması ve bunuda sizinle paylaşmasıdır. Görev sürem sona erdiğinde vicdanım rahat alnım ak ayrılmak istiyorum." dedi.