Örtüye ilişkin bütün kıyafetlerin "siyasal simge" olarak algılanmasını doğru bulmayan CHP lideri, "seçim yatırımı" yorumlarına karşı çıktı: "Zannedilmesin ki bir şov yapıyoruz ya da siyasi amaçla gösterisi peşindeyiz. Mizansenle ilgisi yok. Efendim (laiklik tehlikeye girer...) Ya ağır olun. Nerede tehlikeye girsin? Bu konuda en bilinçli parti biziz, ne yaptığımızı biliyoruz. O kadınlar (Bütün kadınlar çarşafa girsin istiyorum, doğrusu budur) demiyor. (Biz size saygı gösteriyoruz. Okumuşsunuz, yetişmişsiniz, beni de kabul edin bu şekilde, üstüme gelmeyin) diyor. Size birisi gelip (girmek istiyorum, ilkeleri, düşünceleri benimsiyorum) diyorsa, kılıf kıyafetini engel düşünür müyüz diye soruyorsa benim ona (sen git kıyafetini değiştir öyle gel) demem ne sosyal demokrasiye ne CHP'nin insana saygı anlayışına ne de gerçek demokratlığa sığar ne de laikliğin icabıdır.''
CNN Türk'te yayınlanan "Ankara Kulisi'' programına konuk olan Baykal, CHP'nin "çarşaf açılımı"nı anlattı. CHP lideri, Eyüp ve Sultangazi'deki katılımları için hiçbir zaman "açılım'' diye ortaya koymadığını, bunu ahlaki ve ilkesel bir tavır olarak gördüğünü ifade etti. Anadolu'da kadınların giydiği kıyafetlerin, 'dinin değil, toplumsal örfün' sonucu olduğunu savundu. Baykal, bu konuda ilginç bir ayrım yaptı: "Öyle olanlar da var. Öyle olanlar türbana geçti sonra. Şu anda da ailesinin, komşularının, bölgesinin yaşam tarzının, meşru, doğal, ahlaki kıyafeti olarak kabul edip türban giyen genç kızın da bir simge olarak kullandığını söylemek de haksızlık belki. Çünkü o durumda olup bize büyük ilgi gösterenleri biliyorum. Bu bir siyasi simge değilse ve o haliyle geliyorsa ona (sen gelme, bana oy verme, partimde yer tutma...) diyemem. (Benim Anayasa'yı değiştirmeye niyetim yok, laikliği ortadan kaldıralım demiyorum, Atatürk'ü seviyorum) diyor. (Ben Atatürk'ü sevmiyorum, Humeyni'yi seviyorum) diyen insanın başı açık da olsa CHP'de yeri yoktur. (Ben Atatürk'ü seviyorum, ailemin, çevremin, köyümün yaşam tarzı bu, böyle giyiniyorum. Bir mahzuru var mı?) dediği zaman ona (başımla beraber, elbette burada senin de yerin var) demek benim ahlaki görevimdir. (Büyük açılım yapıyoruz) demiyoruz. Bu heyet bir yıl önce bana gelmiş olsaydı yine (başımız üstüne gelsinler) derdim.'' Türkiye'nin laik kimliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı verdikleri mücadeleye dikkat çeken Baykal, eğitim özgürlüğünü genişleten anayasa değişikliğine yönelik muhalefeti buna örnek gösterdi.
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın "You Tube'a baksınlar, örtülü diye parti toplantılarından çıkarılanların görüntüleri var." şeklindeki sözünün hatırlatılması üzerine ise şunları kaydetti: "Bizim parti toplantılarımızda, grup toplantılarımızdaki görüntüleri biliyorsunuz. Bunu Başbakan'la zemininde tartışırız. Bunu ne için söylediğini biliyoruz. Ne demek çıkarılan? Grup toplantılarımızda yer alan insanlar Anadolu'nun gerçeğini yansıtan insanlar. Bu konuda bir tereddüdümüz yok.''
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |