DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gündemdeki başlıklara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'YENİ ANAYASADAN MURATLARI NEDİR ANLAMIYORUZ'
AK Parti’nin yeni anayasa konusunda kendi içinde bir komisyon kurduğunu anımsatan Babacan, şöyle devam etti:
“Cevdet Yılmaz açıklamış 'Muhalefetin önerisi varsa getirsin' diye. Muhalefetin önerisi 6 parti imzasıyla yayınlanmış. Biz DEVA olarak 115 madde hazırladık, 84 maddesini Altılı Masa'ya getirdik zamanında. 6 parti ortak imzayla 84 maddelik anayasa değişiklik paketi açıkladık, hem de kodüfikasyonu tamamlanmış şekilde. Yani eski madde, yeni madde, gerekçeler… Yeni anayasa derken ne istiyoruz, ne yapacağız, bunları yazdık. 84 madde de yetmez diyoruz, 84'ün üzerinde de yapılması gereken şeyler var.
'ŞU DURUMDA ERDOĞAN BİR RİSK ALMAZ'
“Erken seçim ihtimali görüyor musunuz” sorusu üzerine Ali Babacan, “Eğer bir şekilde Erdoğan'ın tekrar aday olmasının önünü açacak bir formül aranıyorsa eğer bu formül anayasa değişikliğiyle yapılamazsa o zaman ne olacak? Seçim biraz erken alınacak. Biraz erken alınacak ki o da Meclis kararıyla Erdoğan tekrar aday olabilsin. Şu anda tamamen öncelikleri bu” dedi.
"İBRE İKTİDARDAN YANA GÖRÜNMÜYOR"
“2026’da erken seçim ihtimali olup olmadığı” sorusuna Babacan, şu yanıtı verdi:
“Erdoğan’ın kaybedeceğini ya da zayıflayacağını bile bile ülkeyi seçime götüreceğini zannetmem. Yani şu anda ibre pek iktidardan yana görünmüyor. Şu anda iktidarın desteği zayıf. Böyle bir durumda risk almaz diye tahmin ediyorum. Ama 2028'in 14 Mayıs'ı değil mi en geç tarih, o takvim yaklaştıkça şöyle bir hesap yapabilir: 'Ben bir yılımı yakarım ama 5 yıl kazanırım. Ya da ‘6 ayımı yakarım ama 5 yıl kazanırım.’ Veya ‘Seçimi iki hafta öne çekerim, aday olurum.' Bunların hepsi ihtimal dahilindeki şeyler. Yoksa ötesinde şeyler söylemek kolay değil. Çünkü pek çok konu ve soru bizim kontrol alanımızın dışında. Yani Erdoğan'ın da kontrolünde değil tam, yüzde 100 kontrol edildiği meseleler değil. yüzde yüz kontrol edebilse zaten hiç uğraşmazlar bunlarla, seçimle falan uğraşmaz.”
'SEÇİMLERDE ÜÇÜNCÜ BİR YOL AÇILMASI ÖNEMLİ'
“Yeni Yol grubu olarak zaman zaman Meclis'te grubu olmayan diğer partilerle de bir araya geliyorsunuz. Önümüzdeki dönem muhalefet nasıl şekillenir? Tek bir çatı altında bir araya gelme gibi bir durum söz konusu olabilir mi” sorusu üzerine Ali Babacan, geçen yıl 12 Ekim’deki büyük kongrelerinde açıkladıkları stratejiyle “Türkiye'yi bu iki kutuplu siyasete mecbur bırakmak istemediklerini”, AK Parti-CHP ikileminden Türkiye’yi çıkarabilecek üçüncü bir yol açılmasının önemli olduğunu vurguladıklarını belirterek, Yeni Yol’u nasıl kurduklarını anlattı.
Babacan, şöyle konuştu:
“Biz aslında 2023 seçimlerinde bu iki kutuplu siyasetin sonuçlarını bir miktar ölçtük, gördük. Bir tarafta Cumhuriyet İttifakı vardı, bir tarafta Millet İttifakı vardı. Ve Millet İttifakı'ndaki 6 partinin aldığı desteklere bakarsak 2 artı 2, 4 etmedi; yani 2 artı 2, 3 etti. Çünkü AK Parti'den kopan seçmen bir anda gidip de CHP'ye, CHP'nin logosunun altına ‘evet' oyunu basamadı. Yani toplumun bir kesimi dedi ki 'Siz ayrı girseydiniz destek verecektik ama bizden bunu istemeyin altı ok’a elimiz gitmiyor.’ Bunu maalesef gördük. Ya da dedik ki insanlara 'Ali Babacan'ı seviyorsanız, destek veriyorsanız o zaman Kemal Kılıçdaroğlu'na evet mührü basın.' Bunu da bir kısmı yaptı, bir kısmı yapamadı. 'Sizi seviyoruz ama nasıl olacak şimdi Kılıçdaroğlu'na evet diyemiyoruz' dediler. Olmadı yani.
'ERDOĞAN GAZZE'DEN HİÇ BAHSETMEDİ'
Peki Gazze ile ilgili ne sözü aldık? Basın varken Beyaz Saray'daki görüntüyü hatırlayın, Erdoğan Gazze'den hiç bahsetti mi? Bahsetmedi. Erdoğan gittikten sonra Trump Gazze'den bahsetti mi? Bahsetmedi. Fakat dönerken uçaktaki gazetecilerle bir soru cevap. Arkadan bir de cuma namazında cemaate hitap.
Uçakta biraz Gazze'den bahsediyor ama asıl cuma cemaatine Gazze'yle ilgili uzun uzun bir şeyler söylüyor. Şimdi tabii bu maalesef Gazze meselesinde hükümet ne kadar samimi ne kadar laf olsun diye bu işi götürüyor emin değiliz. Düşünün 'ticareti kestik, kesiyoruz' dedikleri yıl İsrail'in en büyük ithalat yaptığı 5. ülke Türkiye. Bunu da başka ülkelerin istatistiklerinden ve El Cezire'nin haberlerinden öğrendik hep beraber. İsrail'in en büyük beşinci tedarikçisinin Türkiye olduğunu öğrendik.
Kısacası, Türkiye olarak ne aldık ne verdik? Peki, Erdoğan ne aldı? Meşruiyet. Meşhur meşruiyet. Yani bir bakıma bu, bu meşruiyet arayışı ve Amerika'nın Erdoğan'ın asıl değerlerinin meşruiyet olduğu konusundaki teşhisi alenileştirmesi ülkemiz açısından da demokrasimiz açısından da gerçekten çok acı. O zaman mesele memleket meselesi mi? Yoksa mesele iktidarın bir şekilde devamı mı, şöyle ya da böyle. Erdoğan'ı kastediyorum, Erdoğan'ın iktidarının devamı. Bütün bu al-verde asıl Erdoğan'ın kendi perspektifinden baktığımızda en önemli konu buysa diğer pek çok konu ne kadar önemli? Diğer pek çok konuda müzakereler ne kadar sıhhatli yürüyor. Ne kadar elleri güçlü? Ne kadar bastırabiliyorlar, bilemiyoruz. Onun için insan üzülüyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |