Yargıtay Başsavcılığı’nın iddianamesinde kendileri için siyaset yasağı istenen TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, eski AKP Milletvekili Cavit Torun ve eski AKP Milletvekili Mehmet Elkatmış, bireysel başvuru taleplerinin Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmesinin ardından AİHM’e başvuracak.
5 yıllık yasağın ağır bir yaptırım olduğunu savunacak olan AKP’li vekiller, eski FP Milletvekili Nazlı Iıcak hakkındaki AİHM kararını örnek gösterecek.
TÜRKİYE UYGULAMADI
AİHM, 2007’de verdiği kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin seçme ve seçilme hakkını düzenleyen maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle, 5 yıllık siyaset yasağını “ağır ve orantısız bir ceza” olarak nitelemişti.
Burhan Kuzu, “AİHM’e başvurmayı düşünüyoruz” dedi. Kuzu, Nazlı Ilıcak hakkında verilen kararı anımsatarak, “Bu hüküm Türkiye’de uygulanmadı” diye konuştu. Kuzu, AİHM kararının, hakkında siyasi yasak istenen 71 AKP’li vekili de ilgilendireceğini belirtti.
Ön savunmada Ilıcak vurgusu
AKP, beş yıllık siyaset yasağının ağır bir yaptırım olduğu yönünde AİHM’den çıkan kararı, Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu ön savunma metnine şöyle koymuştu:
“Bir siyasi partinin kapatılmasına neden olduğu gerekçesiyle partili milletvekillerinin parlamento üyeliğinin düşürülmesi ve beş yıl süreyle herhangi bir partide yer alamaması yaptırımı, AİHS’nin 1 no.lu protokolünün 3’üncü maddesine aykırılık sonucunu doğurabilecektir. 2002 kararında AİHM bunun orantılı bir yaptırım olmadığına karar vermiştir.
Aynı şekilde, partilerinin kapatılması sonucu haklarında siyaset yasağı getirilen Nazlı Ilıcak, Merve Kavakçı ve Mehmet Sılay’ın başvuruları üzerine, 2007 yılında AİHM, Sözleşme’nin seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”
Kendimi savunmak hakkım
ZAFER Üskül bireysel başvuru taleplerinin reddedildiğini anımsatarak AİHM’e başvurmayı düşündüklerini belirtti. Üskül, savunma hakkının adil yargılama için şart olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Dava tüzel kişiliğe açılmış olabilir, ancak siyaset yasağı kişilere geliyor.
Suçlanan savunmasını yapabilmeli. Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Başsavcısı’ndan sonra kapatılması istenen partinin genel başkanı ve genel başkanlığın tayin ettiği bir vekilin savunmasının dinleneceği öngörülüyor. Anayasa Mahkemesi, parti mensuplarına bireysel savunma olanağı verilmeyeceğini, ancak yazılı savunmalarını partiye ulaştırmalarına engel bulunmadığını kararlaştırdı.”
Ebru TOKTAR / Akşam