E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

ABDULLAH GÜL'ÜN MEDYADA ÇOK ORGANİZE İLİŞKİLERİ VAR... ERDOĞAN, AK PARTİ'DE YALNIZ BİR ADAM! 

Analist Erhan Göksel Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın parti içinde yalnız bir adam olduğunu savunarak, 'Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün medya içinde ve çevresinde çok ciddi organize ilişkileri var. Ve medya üzerinden parti üzerinden büyük bir propaganda yürüttü' diye konuştu.

4.04.2008 - 02:27
ABDULLAH GÜL ÜN MEDYADA ÇOK ORGANİZE İLİŞKİLERİ VAR... ERDOĞAN, AK PARTİ DE YALNIZ BİR ADAM!

Nuray Başaran'ın röportajı...

 

Ankara, deyim yerindeyse toz duman. Resmi olarak AK Parti'ye yönelik kapatma davasını Anayasa Mahkemesi görüşmeye başladı. Dava süresince herkesin "yüce mahkeme"nin sonucunu bekleyip saygı göstermesi gerekirken ister istemez farklı davranışlar ve açıklamalar da olabiliyor. Çünkü bu karar, tüm Türkiye'nin kaderini belirleyecek nitelikte.

Hem davanın öyle ya da böyle muhatapları hem de vatandaşın gözü bu davada. Bu hafta yılların tecrübeli analisti Erhan Göksel'in kapısını çalıp gündemi ve neler olabileceğini konuştuk.

 Erdoğan, AK Partide yalnız bir adam

Herkesin çok tedirgin olduğu yanı sıra sonucunu da çok kestiremediği bir süreçten geçiyoruz. Sanki her şey birdenbire olmuş gibi. Siz ne görüyorsunuz?

Hiçbir süreç birdenbire başlamaz. Bardak ağır ağır dolar, bardak dolana kadar kimse bardağın dolduğunu görmez. Bardağın dolup taştığı nokta türban tasarısının geçmesi. Ama bardağın hızla dolmaya başladığı dönem bence Danıştay baskınından hemen önce. Tayyip Bey'in ulema tartışmasıyla ve yargı ile başlayan kavgasıdır. Aynı anda Van rektörüyle ilgili iddialar vardı. Ardından küçük bir dalgalanma yaşadık. O dalgalanma başbakanı ürküttü. Ve başbakan kasım ayında ABD'ye giderken Yaşar Büyükanıt Paşa da Harp Akademileri'nde bir konuşma yaptı. Tayyip Bey beş sene daha seçimi kazanacağına çok emindi. 2007 Ocak ayına yaklaşırken Tayip Bey son derece mülayim ve sivri kalacağından emindi. Cumhurbaşkanlığı tartışmaları başladı. Ve Sabih Kanadoğlu'nun 367 deklarasyonu üzerine başlayan tartışma, 27 Nisan muhtırasına, Dolmabahçe toplantısına, arkasından muhtıraya gitti. Bu sürecin sonucunda cumhurbaşkanı seçemediği için ülke erken seçime gitti. Seçim ani olunca, Tayyip Bey rakiplerinin de çok yetersiz olmaları nedeniyle yüksek oy oranıyla geldi. Tarihi bir konuşma yaptı balkondan 22 Temmuz gecesi.

 

Sonra ne oldu da durum değişti?

Ne oldu, Abdullah Gül cumhurbaşkanlığına Tayyip Bey'e rağmen aday oldu. Tayyip Bey, Gül'ün aday olmasını istemedi.

 

Peki, Tayyip Bey bunu engelleyemez miydi?

Engelleyemedi çünkü parti içinde Tayyip Bey, bir yalnız adamdır. Gül'ün medyada ve çevresinde çok ciddi organize ilişkileri vardır. Medya üzerinden, parti üzerinden büyük bir propaganda ettirerek kendini eli mahkûm duruma getirdi. Tayyip Erdoğan da Abdullah Gül'ü bu kadar yüksek oy almış bir partinin seçmesinin sakıncası olup olmayacağını çok tartamadı bana göre.

 

Ama o günlerde bildiğim kadarıyla medyadaki büyük çoğunluk Gül'ün 22 Temmuz seçim sonucuna rağmen cumhurbaşkanı olmasına karşıydı.

Karşıydı, işte Tayyip Bey kontrpiyede kaldı. Ya kendi aday olacaktı. Bu bir yorum değil, bu bir bilgi. Tayyip Bey bir ara kendi aday olmayı düşündü. Yakın çevreleri Gül'ün adaylığını kesmek için kendisini düşündü. Çünkü Tayyip Bey'e yakın kurmayları e- muhtıranın Gül'e verildiğini, kendisine verilmediğini söyledi. Ama Tayyip Bey, cumhurbaşkanlığı makamını iş yapan bir makam görmediği için ortada Bülent Arınç'ın da Gül'ü desteklemesiyle parti içindeki dengelerin bozulması endişesini taşıdığından, Gül'e yönelik bir tavır içine düşmemek için hemen kabul etti. Sonra bu süreçte dikkat edin başbakanın eşi hiçbir resmi davete gitmedi. Altı yıldır bu ülkede başbakan. Arkasından başbakan resmi konuta yerleşmedi. Emine Hanım'la Hayrünisa Gül arasında uçurum gibi fark var. Emine Hanım toplumu germemeye çalışan bir First Leydi, Hayrünisa Gül ise geçmişi hatırlatırım. Leyla Şahin davasındaki eşzamanlı olarak kendisinin de bir davası vardır. Ret çıkacağı için geri çektiler.

 

Bugünlere gelinmesinde sorumluluk Erdoğan'dan daha çok Gül'de mi demek istiyorsunuz?

Evet evet, bu sürecin bardağı dolduran kısmında Tayyip Bey'in de günahları var, herkesin günahı var. Türkiye'de bütün siyasetçiler için hatta devlet katı için de söylüyorum. Bu bir iktidar savaşına döndü. Başlangıçta türbanla başlayan, türbandan Anayasa Mahkemesi'ne, cumhurbaşkanı derken, şimdi de parti kapatması. Anayasa Mahkemesi üzerinden iktidar savaşına döndü.

 

Devlet katında iktidar savaşına döndü derken neyi kastediyorsunuz?

Başbakandan 12 Nisan günü Yaşar Büyükanıt, terörle ilgili çok ciddi bir gerekçeyle Kuzey Irak'a harekât istedi. Hükümet bunu seçimleri önlemeye yönelik, AK Parti'nin dibini oyuyormuş, ona engel olunacakmış gibi algıladı başbakan. Ve orduyla süren diyalog bana göre o noktada koptu. 

 

Meclis'ten tezkere çıktı ve TSK operasyon yaptı ama...

Çok sonra Meclis'ten çıktı. Önce Gabar, sonra akıl sır almayacak bir sayıda bir PKK baskını ile 152 kişilik bir karakol, bir de askerlerimiz esir götürüldü. Yani kamuoyu baskısı. O kadar kamuoyu baskısı yönelmişti ki o kadara hiçbir iktidar dayanamazdı.

 

Peki, ne görüyorsunuz? AK Parti kapatılır mı? İkinci bir iddianameden söz ediliyor.

Bu süreci Gül'ün cumhurbaşkanı olması başlattı ve o tetikledi.

 

Cumhurbaşkanı yargılanamaz...

Hayır bence o doğrulanamaz. Cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığı sürecinde vatana ihanetten yargılanamaz. Veya onun dışında da bir suçtan yargılanamaz. Şimdi sorun başka bir şey, hukukun daha temel bir özelliği vardır. Hukukun sadece hükümleri işlemek zorundadır. Gül, bugün için bilinmiyor diyelim, geçmişe yönelik konuşmaya yarın bir gün Gül 2001'deki eyleminden dolayı siyasi yasak alırsa, o zaman, "Sizin cumhurbaşkanı seçtiğiniz kişi" diye başlanır ki, anayasanın kati bir hükmü var. Cumhurbaşkanı seçilebilmek, milletvekili seçilebilme haklarına sahip olmayı gerektiriyor. Milletvekili seçilme haklarından 2001'deki eylemleriyle mahrum edilmiş hale düşerse, o zaman bu cumhurbaşkanının seçiminde hata yapılmış, usul hatası yapılmış olur. Cumhurbaşkanlığı düşer. Cumhurbaşkanı olarak mahkûm olmaz. Bu kadar basit hukuku bile anlamaktan acizler.

 

Anayasa değişikliği ve referandumu AK Parti kafasından geçiriyor...

Referandum zihniyeti en tehlikeli zihniyettir. Zira dünyada, tarihte bütün referandumlardan medet bulan, referandumla iktidarlarını pekiştirenler faşistler olmuştur.

 

Bu gerginlikten ve ortamdan nasıl çıkılır? Her şey için çok mu geç, halen manevramız var mı?

Tayyip Bey türban konusunda çok büyük hata yaptı. Geçmişte kendi yasağı, türbandan daha ağır bir madde idi. Deniz Baykal ile anlaşarak kaldırdı. Bugün Tayyip Erdoğan başbakanlık koltuğunda oturuyorsa, seçimlere girdi ve tekrar seçilebildiyse, siyasi hakkını elde edebildiyse bunu Deniz Baykal'a borçlu. Türban meselesi bir uzlaşma meselesidir. Bunu neden Baykal ile yapmadı?

 

Ama bunu da MHP ve Bahçeli ile yaptı?

MHP, AK Parti'ye büyük bir tuzak kurdu, direkt başbakana kurdu. Bir siyasi tuzaktı. Başbakan düştü o tuzağa.

 

AK parti kapatılır, Pak Parti mi kurulur?

Uzun süredir bir siyasi analizim var dilendirdiğim. AK Parti'nin Türk siyasetinde AK Parti tabanına oy veren kesimlerin sınıfsal olarak savundukları bir parti yok. Ve bu partinin alternatifi yok.

 

Maalesef yeni bir lider de yok görünüyor...

Bir lider de yok maalesef. Böyle bir noktada, hep daha çok sınıfsal ve ekonomik olaylardan analiz yaparım. Ekonomik olarak Türkiye'nin bu sınıfsal yapısında, orta sınıflar ortadan kalkmış ve bunlar oy verdikleri için AK Parti bu oyu almış. Tersinden yorumlarsak, DYP-ANAP gibi merkez partilerin yok olma nedeni, onların seçmeni olan orta sınıfın fikir değiştirip AK Parti'ye oy verdikleri için değil, o orta sınıflar, sınıfsal olarak alt sınıf haline, alt gelir gruplarına düştükleri için yapısal ve sınıfsal yapı değişimi olmuş. Bunu okuyamadığı için algılanamıyor. AK Parti'ye karşı ideolojik olarak korkan kesimler, CHP'ye ve MHP'ye oy veriyor. Böyle bir noktada kritik olan süreç, şu anda AK Parti'nin büyüklüğünde bir partinin alternatifi, AK Parti'nin içinden çıkacaktır. Diğer yerlerden çıkmaz. Böyle baktığınız zaman soruyu siz sorun.

 

Son dönemde en çok dillendirilen Abdüllatif Şener'in bu konuda hazırlık yaptığı...

Olabilir. Türkiye'de tamamen bir araştırmacı kimliğinde olan, kurumu olan analist olarak, danışman olarak söyleyeyim. Abdüllatif Şener'in bu seçimlerde aday olmaması, AK Parti'ye hiç belden aşağı vurmaması, başbakan yardımcılığı gibi bir konumu izzet ve ikbal için, Türkiye'de hiç yapılmayan bir örnek. Kamuoyu Şener'i bir çeşit Adnan Kahveci gibi görmeye başladı. AK Parti'nin dışından tabandan destek almayacak birisinin siyaset sahnesine çıkabilme şansı yoktur. Türkiye'de muhalefet olmadığı için, muhalefetin temsil edemediği siyasi yapıyı halk kendi temsil etmeye çalışıyor. Bu çok tehlikeli bir durumun başıdır. Bu Türkiye'deki bölünmenin baş nedenidir.

 

AK PARTİLİLER PARTİ KAPATILMIŞ GİBİ KONUŞUYOR

Herkes Türkiye'nin yarınını merak ediyor. Görünen o ki AK Parti kapatılacak, ne düşünüyorsunuz?

AK Parti'nin kapatılacağını siz söylüyorsunuz ama şunu söyleyebilirim. Ben yargıya gitmiş konuda konuşmayan biriyim. Ben şu gözlemimi aktarmak durumundayım. AK Parti'nin, önemli siyasilerin hepsi benimle konuşurken AK Parti'nin kapatıldığını varsayarak ikinci etabı konuşuyorlar zaten. Garip bir şekilde AK Parti'nin kapatılması davası açılması, birdenbire sanki yeni bir perde açılmış gibi. Bu da AK Parti'yi çok muktedirsiz hale getirecektir. Bunu çok net görüyorum.

 

HAREKATA İZİN KUZEY IRAK TANINMASI ŞARTIYLA VERİLDİ

Dick Cheney'nin Barzani'ye gösterdiği yakınlık ve ABD'ye davet etmesini anlamlı bulmuyor musunuz?

Cheney 21. yüzyılın en tehlikeli siyasetçisidir. ABD harekat karşılığında Barzani ve Kuzey Irak yönetiminin tanınmasını şart koştu. Silahlı kuvvetlerle birlikte elbette. Başbakan ABD'ye ikinci başkanı yanında götürdü. Sonra ocak ayının son günlerinde gidip şubatın ilk haftasında dokuz gün Ergin Paşa, Türkiye tarihinin en uzun ABD ziyaretini yaptı. Şubatın ortasında 1112 gün sonra, ikinci başkan günü birliğine gelip altı saat Genelkurmay'da kalmış.

 

ERHAN GÖKSEL KİMDİR

Ankara'da 1959'da doğdu. 1976'da Hacettepe Tıp Fakültesi'ne girdi. Ardından ekonofaruk

mi doktora eğitimini yaptı. Politik psikoloji üzerine çalıştı. 1983-1987 arası Türkiye'nin yurtdışındaki lobi faaliyetlerini yürüttü. Politik danışmanlık hizmetlerine, 1989'da Verso Siyasal Araştırmalar Merkezi'ni kurarak Adnan Kahveci ile başladı. Türkiye dışında ABD'de ve Çin'de ofisleri bulunmakta ve siyasi danışmanlık faaliyetlerini siyasiler dışında uluslararası şirketlere de yapıyor.

YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
vatandaş 18 Mart 2008 Salı 

ergonokoncular bile böyle güzel yazı yazamazdı.aydın hocam

Yorumu oyla      18      10  
gercek reis 18 Mart 2008 Salı 

burayada saskın şabalaklar dolmus hıcbıseyden cakmazlar sadece oyver somur_ somurul yeter.hıncal bey gene dokturmus yargı tabiki gorevini yapmıstır bizde savcıya minnettarız.

Yorumu oyla      18      10  
VATANDAŞ 18 Mart 2008 Salı 

ŞAŞKIN YORUMCU.ŞAŞKIN OLDUĞUNUZDAN YAZDIKLARINIZDA ANLAŞILMIYOR.

Yorumu oyla      18      10  
ŞAŞKIN YORUMCU 18 Mart 2008 Salı 

vatandaş isimli yorumcu..sürekli yorumlarınıda okurum çok yağcı yalaka bi tavrın var..nedir bunlardan menfaatin..sendemi nemalanıyorsun bunlardan..Hıncal abin en güzel bacak yarışmalarına senide götürür diye bekleme..Birazcık dik dur..Omurgan yokmu senin..

Yorumu oyla      18      10  
VATANDAŞ 18 Mart 2008 Salı 

SN.HINCAL BEY,ELİNİZE VE KALEMİNİZE SAĞLIK.AKP.BU KADAR TARİF EDİLİR.GÜNÜN EN İYİ YAZISI

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
DP Genel Başkanı Süleyman Soylu Turktime Genel Merkezi’nde Konuştu: İsmim Emanetçiliğe Sığacak Kadar Küçük Değil!
Turktime Genel Merkezi ziyaret eden Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman ...
TURKTIME'ı Ziyaret Eden Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok İmalı Konuştu!
14 yıldır Keçiören Belediye Başkanlığı görevini yürüten Turgut Altınok ...
MHP'li Ekici : DTP’lilerin Elini Sıktık da Elimize PKK’mı Bulaştı?
MHP kimsenin kurşun askeri değildir… Kimse üzerimizden evcilik oynamasın… ...
 
Turktime'a Konuşan Kutan Bombaladı: Bahçeli'ye Başbakanlık Teklif Ettik ama Kabul Etmedi
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve DSP ...
Ağar Turktime'a Konuştu: Ne Geçmişimi İnkar Ettim, Ne de Değiştim... Düz Ovada Siyaset Söylemi En Milliyetçi Söylemdir
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan’dan sonra DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’da ...
Şirin Turktime'a Konuştu: Halk İsterse İdam Gelir
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) Genç Parti idamı geri getirecek ...
 
MHP'DEN, 301' KARŞI KAMPANYA İÇİN 2 MİLYON YTL
MHP, önümüzdeki hafta Meclis'e gelmesi beklenen 301'inci madde değişikliğine ...
AK PARTİ TANSİYON DÜŞÜRÜYOR: HUKUKTAN ENDİŞEMİZ YOK
Kapatılma davasının yankıları sürüyor. Bakan Şahin, yaptığı açıklamalarla ...
MHP'DEN 301 RESTİ: "AK PARTİ'NİN SONU OLUR"
MHP: "301'i kaldırırlarsa işbirliğimizi ve mutabakatı gözden geçiririz"
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
AB
İran
passolig
İsveç
Southampton
Alba Berlin
saldırı
Ersun Yanal
Çaykur Rizespor