James Carroll (BostonGlobe)
Türkiye'yi ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Başkan George W. Bush'la Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın Washington'daki görüşmesi öncesi Türk liderlere bilgece öğüt verdi. "Etkili hareket, tehdidi bertaraf edebilmek anlamına gelir, durumu daha kötü hale getirmez" diyordu Rice cuma günkü ziyaretinde.
Türk ordusu, sınıra konuşlandırdığı 100 binden fazla askerle, Kuzey Irak'ın Kandil Dağları'ndaki militan Kürt ayrılıkçı savaşçılarının mevzilerine saldırmaya hazır. PKK'lıların sınırı geçip Türkiye içlerinde düzenlediği saldırılar son beş haftada onlarca Türk'ün hayatını kaybetmesine yol açtı; ölenler arasında askerler ve siviller vardı. Iraklı Kürtler, PKK'yı üstü kapalı olarak destekliyor ve Amerikalılar da ne
PKK'yı ne de Iraklı Kürtleri caydırmak yönünde hiçbir şey yapmış değil. Erdoğan PKK saldırılarına karşılık verilmesi yönünde muazzam bir baskı altında, fakat Rice 'sadece saldırmakla yetinmeyip sorunla başa çıkan etkili bir stratejinin gerektiğini' vurguladı.
Savaş çocuk oyuncağı değil
Meseleye Türkiye'den bakıldığında, bu kriz süresince Amerika'nın verdiği tepkiler ikiyüzlülükten çifte standarda uzanan bir düzlemde değerlendiri-
liyor. Rice'ın Türkiye'deki dışişleri yetkililerine verdiği mesaj, bizzat Bush yönetiminin bugüne kadar izlediği politikaların tam tersini tarif ediyor. Türkiye'nin karşı karşıya geldiği korkunç ihtimalin (yani Irak'ta üslenmiş isyancı Kürtlerle acele bir savaş) tümü, 'durumu kötüye götürmek' konusunda sonu gelmez bir yetenek sergileyen Washington'da imal edildi. ABD'nin sıkı müttefiki olan Türkiye, Bush'un Irak zarını attığı dört buçuk
yıl önce itidal telkin etmişti. Fakat zar hepyek gelince, bedelini Amerika değil, Ortadoğu'daki ülkeler ödedi. Ödeme sırası şimdi Türkiye'de.
Türkiye'de kasvetli bir hava var, zira savaş çocuk oyuncağı değil, başladığında gerçek olacak. Türkler ABD'nin binlerce kilometre uzakta sadece sanal bir savaş verdiğinin farkında. Elbette Amerikan askerleri öldürüyor ve öldürülüyor. Ancak bir işgal gücü olarak varlıklarının başlıca
Bu arada ABD'de kafa karışıklığı büyüyor. Geçen kasımdaki seçimlerde fiilen Irak işgaline karşı oy verdikten, işgali bizzat sandıkta kınadıktan, Bush yönetiminin bizzat kendi değerlendirme komisyonunun diplomasiye dönülmesi çağrısını reddettiğini gördükten, medet umulan 'asker takviyesi'nin hiçbir işe yaramamasından, şu an petrol fiyatlarında yaşanan şokun Bush'un Irak'taki gerçek gündemini hiç olmadığı kadar açığa vurmasından ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve Bush'un İran'a saldırmak gibi çılgınca bir fikri muhtemel hale getirmesinden sonra şevki kırılan ve belki de suçluluk duygusuna kapılan Amerikan kamouyu, bütün bu enkazla bağını koparmak eğilimine girdi. Türkiye'deyse böyle bir kopuş mümkün değil.
'Avrupa isyancılara destek verdi'
Bush'un savaşının bu bölgedeki her şeyi değiştirmesinden önce Türkiye umut dolu bir ülkeydi. AB'ye çağrılmıştı. Türkler İslam'la Batı arasında tarihsel bir köprü rolü oynamaya hazırdı. Fakat 'Ya bizdensiniz ya değil' narasıyla girişilen terörle savaşta böyle bir köprü istenmediğini gördüler. Avrupa kentlerinde yaşayan Türklerden tedirgin oldu ve son dönemde Avrupa ülkeleri Türkiye'nin savaştığı Kürt isyancılara destek olarak gördüğü adımlar attı. Şimdi Türkiye'ye uyarılar geliyor: Washington eseri olan terör tehdidine tam da Washington'ın yaptığı gibi ('Ne olursa olsun vur' düsturuyla) karşılık verdiği takdirde, AB üyeliğine 'güle güle' diyebileceği söyleniyor.
ABD'deki soru daha keskin: Amerikalılar kendilerini utanca sürükleyen Bush'u durdurmak için ayağa kalkana kadar, aynı Bush'un yarattığı enkaz yığını daha ne kadar yükselebilir? (6 Kasım 2007)
radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...