AB'nin işgal altındaki yerleşim yerlerinde üretilen malların üye ülkelerde "İsrail malı" etiketiyle satılmasını değerlendiren Avrupa Parlamentosu (AP) Dışişleri Komitesi'nin İskoçyalı üyesi Alyn Smith, uzun süredir beklenen bu adım gerekli görülse de, kapsamının dar olması nedeniyle, İsrail'i barışa zorlamadaki etkisinin sınırlı olacağını söyledi.
AB, 2012'den bu yana beklenen adımı atarak, Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşim yerlerinde üretilen malların birlik ülkelerinde satılmasını düzenleyen bir uygulamayı yürürlüğe koydu. Buna göre artık, Batı Şeria'daki yerleşim yerleri, Golan Tepeleri veya Doğu Kudüs menşeli ürünlere "İsrail malı" etiketi vurulamayacak. Ayrıca, ürünlerde tek başına "İsrail'den", ''Golan Tepeleri'nden" veya "Batı Şeria'dan" etiketleri de kullanılamayacak. Bunun yerine "İsrail yerleşim yerleri" veya aynı anlama gelecek bir ifade üretim yerinin yanına eklenecek. Net bir ifade belirlemeyen AB, "Batı Şeria'dan-İsrail yerleşim yeri" veya "Golan Tepeleri'nden-İsrail yerleşim yeri" etiketlerinin kullanılabileceğini bildirdi. Filistin kaynaklı ürünlerde ise "Filistin'den" veya "Batı Şeria'dan-Filistin malı" etiketleri kullanılabilecek.
Yerleşim yerlerinde üretilen taze meyve ve sebze ile şarap, bal, zeytinyağı gibi organik ürünlerde menşe şehadetnamesi zorunlu olacakken, paketlenmiş gıda maddeleri ile sanayi ürünlerinde ise gönüllülük esas alınacak. Ancak her iki durumda ürünlerin menşe şehadetnamesinde yanlış veya yanıltıcı ifade kullanılamayacak.
Smith'e göre AB'nin, İsrail'in işgal ve yasa dışı faaliyetleri konusunda daha fazlasını yapması gerekiyor. Son adımı gerekli ancak yetersiz bulan Smith, "Kılavuz, Avrupa şirketlerinin, İsrail yerleşim yerlerine banka kredisi, mortgage vermesini engelleyecek şekilde genişletilmeli. Aynı zamanda, yerleşim yerleri merkezli kurumlarda elde edilen yeterlilikleri tanımamalıyız. Avrupa hayır kurumlarının İsrail yerleşim yerleri ile faaliyetlerinde vergiden muaf tutulma hakkına da son vermeliyiz" diye konuştu.
İsrail'i kızdırdı
AB kaynakları, uygulamanın kapsamının yakın zamanda genişletilmesini beklemiyor ancak ihtimali de gözardı etmiyor. Mevcut durumda kararın, 30 milyar avroyu bulan İsrail ve AB arasındaki ticaret hacminin sadece yüzde birinden daha azını etkileyeceği öngörülüyor. Ancak bu bile İsrail'i kızdırmaya yetti.
AB'nin gecikmeli kararı, Brüksel'in İsrail'e karşı tepkisini artık daha somut adımlara dökme gayretini gösterse de, şimdilik içeriğinin sınırlı olması, etkisine dair soru işaretlerine yol açıyor. Ancak Brüksel'in mesajının Tel Aviv'deki yankısı, İsrail yönetiminin daha fazlasından korktuğunu gösteriyor.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...