Uzun yıllar CHP muhabirliği yapan Ahmet Kahraman, Deniz Baykal’ın “adı çapkına çıkan” birisi olduğunu, onun, etrafında “sevmesini seven” olarak tanındığını, Enerji Bakanı iken yaşadığı “özel” anlara şahit olan bir büyükelçinin kendisini hayretle takip etti.
Yıl 1978. Türkiye siyasî krizlerle boğuşuyor. Koalisyon hükümetlerinin biri yıkılıyor, diğeri kuruluyor. Demirel ve Ecevit, sık sık Başbakanlık görevini birbirlerine devrediyorlar.
Ülke terör ile büyük bir siyasî ve ekonomik krizin pençesinde. Okullar yakıt bulunamadığı için 15 günlük sömestr tatilini 45 güne çıkartıyor. Kalorifer yakıtı bulunamadığı için Başbakanlık binasında bakanlar palto ile çalışıyor. İktidarda CHP var. Deniz Baykal da Enerji Bakanı. Bakan Baykal, acilen petrol bulabilmek için görüşmelerde bulunmak üzere bir Avrupa turuna çıkıyor.
“KADINLARA KARŞI SICAK BAKIŞLIDIR”
Ahmet Kahraman, kitabının “Fatma Girik’le Halk Bütünleşmesi” başlıklı bölümde; “sevmeyi sevme” ya da “aşk”a düşkünlük dedikodularının pek çok kimse için çıkabildiğini anlatarak, Deniz Baykal ile ilgili tekzip edilmeyen şu bilgileri veriyor: “Kişinin adı bir kez çıkmaya görsün. Deniz Baykal’dan, taa gençliğinden beri, ‘sevmeyi seven’ biri olarak sözediliyordu. Doğru ya da yalan ama dost ve arkadaşları da, onun ‘sevmeyi seven’ kişiliğinden söz açıldığında, en azından bıyık altından gülümsemekten kendilerin alamıyorlardı. Arkadaşları, ‘O kadınlara karşı sıcak bakışlıdır. Ne var bunda?’ diyorlardı.
O TEMPODA BİLE “ÖZEL” ZAMAN BULABİLDİ
Bizim, aşklarına dair söylentileri ayrıntılamaya niyetimiz yok. Fakat, yaşamını araştırıp irdelerken kimilerinin anlattıklarına da takılıp kaldık. Örneğin, işlerinin en yoğun olduğu zamanlarda bile ‘sevmeyi seven’ yapısına zaman ayırıp, bunu beslediğini anlatıyordu kimileri. Politik kulislerde yer ve zaman belirtilerek, ‘sevmeyi sevme’ eğilimleri anlatılırken, bir büyükelçi de, ‘hayret’ diyor ve sonra da, Türkiye’de petrol sıkıntısının doruklarda olduğu bir dönemde, petrol edinmek amacıyla çıktığı bir yurtdışı gezisinin, ağır çalışma temposu arasında,kendisine ayırdığı ‘özel’ zamana istemeyerek nasıl tanık olduğunu anlatıyordu. Büyükelçi, onca iş arasında ve onca engele karşın, sevmeyi sevmeye yoğunlaşması için ‘hayret’ diyordu. Adı ‘çapkına’ çıktığı için adı bazı olaylara da bulaştırılmak istendi.”
FATMA GİRİK’LE YORGUNLUK ÇIKARTIYORLARDI
Hayaletler Prensi kitabında, kişinin adı çıkınca ‘ima’ ya da açık dedikoduların hedefi haline gelebildiğine işaret eden Ahmet Kahraman, daha sonra SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal ile dönemin SHP’li Şişli Belediye Başkanı sinema oyuncusu Fatma Girik’in ortak yurtiçi kampanya gezilerinden bahsederek, şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“3 Haziran 1990 günkü Tercüman Gazetesi’nde Yavuz Donat’ın yazısından okuyalım: Odadakilerden biri bir ara ‘Fatma Girik de geldi bizim oraya’ dedi. Demirel sordu: - Kiminle geldi Fato? – Geldi, konuştu efendim. Demirel yine sordu: - Tamam, anlıyorum, geldi, konuştu. Ben kiminle geldi diye soruyorum. Memduh Bey’le mi geldi, Deniz’le mi? Olayı anlatan durakladı. Cavit Çağlar güldü: - Memduh Ün… (Fatma Girik’in uzatmalı sevgilisi) Beyefendi dalgasını geçiyor. Birkaç saniyelik bir duraklamanın sonunda odada kahkahalar patladı.’
ÇİFT, MUTLU BİR MAHCUBİYET İÇİNDEYDİ
İki hafta süren gezide çiftin siyasal eylemlerinden çok, magazinel davranışları basını süsledi. Baykal ve Girik, halkla bütünleşmenin coşkulu mutluluğunu yaşamak üzere Karadeniz’den Ege’ye geçtiler. Bu arada yoğun politik çalışmalardan arta kalan zamanlarında, ellerinden geldiğince yorgunluk çıkarıyor, bazen de halka karışıp birlikte eğleniyorlardı. Gazete sayfalarında imalı yorumlar, eleştiriler eksik olmuyordu. Çiftin aldırdığı yoktu. Halka hizmet yolunda çalışmalarını aksatmadan sürdürüyorlardı. Menemen’de yan yana oturup ünlü Menemen yoğurdunu kaşıklarken göz bebekleriyle gülüyorlardı. Kampanya, çok iyi ve her şey istedikleri gibi yürüyor olmalı ki, çift mutlu, mahcubiyet içinde gencecik köylü kızıyla delikanlıyı andırıyordu.Çift daha sonra gezilere çıkmaya ara verdiler. Vazgeçmelerinin nedeni ‘imalı eleştiriler’ miydi bilmiyoruz. Ama ikilinin, ‘halkla bütünleşme’ gezisi, parti için umulanı vermedi.”
Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Yazdır
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...