Meliha Okur / Sabah
'Halk Talabani, ABD Barzani' diyor!
Ey Türk halkı! Çok zor bir dönemden geçiyoruz! Gencecik askerlerimizi, düğünlerde halay çeken insanlarımızı kaybediyoruz.
Acımız büyük, bağrımız yanık! Ancak sağduyulu ve soğukkanlı olmak zorundayız...
Bu bölgede yaşam çok zor.
Kaynaklar kıt.
Bu coğrafyanın insanları acı çekiyor, bölgeye göz diken ülkeler ise "Su ve petrol paylaşım" kavgasını her geçen gün körüklüyor. Bölgede bambaşka bir 'büyük oyun' oynanıyor.
O yüzden Türkiye, Irak'ın 'Kürt bölgesini iyi izlemeli. ABD'nin yeniden şekillendirmek istediği Kürt bölgesinin resmini iyi çekmeli.
Niye mi?
Basit... 12 Aralık'ta Irak'ın Kürt bölgesinde kıyamet kopacak! Çünkü seçim yapılacak. Seçim, herkesin oyun planını değiştirebilir. Dünya medyası 12 Aralık'taki seçime odaklandı odaklanmasına da sorarım size, "Acaba Türkiye bunun farkında mı?"
Malum, Irak'ın Kürt bölgesinde irili ufaklı yığınla parti var. Gelin görün ki, seçim yarışı iki parti lideri arasında geçecek.
Biri, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (IKYB) başındaki Celal Talabani.
Diğeri ise Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) başındaki Mesud Barzani.
Bu iki parti başkanı da ilginç mi ilginç.
İzleyenler iyi bilir.
Yıllarca birbirlerine karşı savaştılar, birbirleriyle didiştiler. 2003 yılında ABD Irak'ı işgal etti, bu iki lider birbiriyle savaşı kesti, dost oldu. Ortak bir çıkar etrafında birleşti. Türkiye'ye karşı dostluğu ve komşu olmayı unuttu.
Daha ne diyelim!
Gelinen noktada Irak Kürt bölgesinde durum şu; Halk, aynı zamanda Irak Cumhurbaşkanı olan IKYB lideri Talabani'yi seviyor, desteğini kesmiyor. Talabani, seçim yarışında ağırlığını altyapı ve eğitim stratejisinin üzerine kurmuş. Ancak Talabani'nin bu stratejisi ABD'yi mutlu etmiyor olacak ki, kartlar farklı açılmış.
Etnik milliyetçilik kartının dozunu her geçen gün artıran KDP'nin lideri Barzani ABD tarafından ilgi görüyor.
Stratejistler diyor ki; "Halk, etnik milliyetçiliğe prim vermiyor ama Barzani'nin yıldızı parlamaya devam ediyor. ABD nezdinde Talabani gözden düştü, Barzani'nin yıldızı parladı."
Stratejistler ekliyor:
"Barzani, kendi çıkarı için tüm argümanları iyi kullanan bir lider. ABD'nin tavrını çok iyi biliyor, herşeyin farkında. O yüzden 'Türk ordusu ile Kürt halkı karşı karşıya geliyor' tezini işleyerek çıkış yapmaya çalışıyor. Olay bu!"
Demek ki yol başka.
Peki, bu durumda Türkiye ne yapmalı?
Yanıt, yine stratejistlerden geliyor:
"Önce, devlet terbiyesi gereği herkes susmayı öğrenmeli! Sonra, stratejik karar almasını bilmeli!"
Sonuçta Türkiye güçlü bir devlet!..
Musul Konsülü Türkiye'ye geliyor
27 Ekim'de Türkiye'ye önemli(!) bir konuk geliyor. Gelen kişi, Musul Vilayet Konseyi tarafından atanan Musul Konsülü Anton Keller.
Musul Vilayet Konseyi'nin Birleşmiş Milletler'deki daimi temsilcisi. İki hafta Türkiye'de kalacak. Henüz tarihi netleşmedi ama kasımın ilk haftasında yapılacak olan Irak Konferansı'na katılacak.
Diyeceksiniz ki, Keller niye önemli?
Kendisi sıkı bir tahkim hukukçusu.
1992'den bu yana Irak'ı izliyor.
1979'da İran ile ABD arasındaki rehine krizinde ABD adına arabuluculuk yapmış. İsrail ve Filistin konusunda uzman. Su ve petrol özel ilgi alanında yer alıyor. Kuzey Irak konusunda elinde müthiş bir 'hukuk arşivi' bulunuyor. İstanbul'da Adam Sosyal Bilimler Araştırma Merkezi'nde dar kapsamlı bir konferans verecek. Ayrıca Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu ile de görüşmesi bekleniyor. Elbette ilginç şeyler söyleyecek!
Ama ben tek soruya yanıt bekliyorum.
Öyle ya, "Kuzey Irak petrolünün patronu kim?"