CHP lideri Deniz Baykal, VATAN gazetesi yazarı Ruhat Mengi’nin sunduğu, Star TV’de yayınlanan “Her Açıdan” adlı programa katılarak, soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamalarda bulunan Baykal, özetle şöyle konuştu:
* PROVOKASYON YAPMIYORUM: Ben silahlı kuvvetlerin bu konuda kamuoyu önünde bir açıklama yapmasını, tartışma açmasını istemiyorum. Talebim bu değildir. Ben cumhurbaşkanlığı ile ilgili gerçekleri anlatıyorum. Bunu Başbakan’a anlatmaya çalışıyorum. Benim söylemimin muhatabı silahlı kuvvetleri değildir. Silahlı kuvvetleri ikna etmeye çalışmıyorum. Silahlı kuvvetleri harekete geçirmeye çalışmıyorum. Bazı gazeteci arkadaşlarımızın zannettiği gibi silahlı kuvvetlere yönelik bir provokasyon yapmaya çalışmıyorum.
* MUHATABIM BAŞBAKAN: Silahlı kuvvetler bu ülkenin çok temel bir kurumu. Öyle bir siyasetçi laf söyleyecek, harekete geçecek. Böyle bir şey yok. Benim de böyle bir bekleyişim yok. Ben de deneyimli, ne yaptığını bilen, siyasi çizgisi, demokrasi karşısındaki konumu defalarca sınanmış bir siyaset adamıyım. Hiç kimse tereddüt etmemelidir ki, silahlı kuvvetlerin bu kriz dolayısıyla yüksek sesle bir açıklama yapması talebinde değilim. Böyle bir talep ve arayışım yok. Benim bu söylemimin muhatabı da silahlı kuvvetler değil, Başbakandır, hükümettir. Ben onlara birşeyler anlatmaya çalışıyorum. Türkiye önümüzdeki dönemde bir gerginliğe sürüklenmesin, Türkiye’nin çizgisi, Anayasal temeli bir tehliye girmesin istiyorum. Bunu anlatmaya çalışıyorum.
* EMEKLİ GENERALLERLE GÖRÜŞME: Kimse adına söz söyleme durumunda değilim. Kimseyle temasım yok. Üç emekli general bizi ziyaret etti. Diyanet İşleri Başkanı’yla da aynı sıralarda konuştum. Bizim işimiz toplumla temas etmek. Görüşmemiz 15-20 dakika sürdü. Kendilerinde hangi bilgi olabilir ki?
* ERDOĞAN KÖŞK’E ÇIKARSA: Bizim tavrımız net. Biz, cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye’yi bölecek, kutuplaştıracak bir seçim olmamasına içtenlikle inanıyoruz. Cumhurbaşkanı, Anayasa’ya inanan, özümsemiş biri olur. Anayasa’ya inanmamış, Anayasa’ya gizli gizli bir savaş sürdüren kişi, Cumhurbaşkanı olmamalı. Olmasın, olursa iyi olmaz. Bu sırada Başbakan, 30 bin kişinin kanı elinde olan insana “sayın” demiş. Bir kere söylememiş. 10 dakika içinde iki kez söylemiş. Bu CD’de (Erdoğan’ın radyo programı kaydının yer aldı CD) “Mezbaha terminaloji” ile konuşuyor.
* AMPUL PATLAYACAK: Bana temelsiz saldırıyor, “Sen de bunlarla 19. dönemde kol kola girdin parlamentoya” diyor. Siyasi tarihimizi de bilmiyor Başbakan. Bu iddiayı Başbakan bana karşı “grup başkanvekiliydin” diye yaptı. Kendimi savunmak zorunda olduğum için “Başbakan yalan söylüyor” dedim. Bunun üzerine de Başbakan “bana yalan söylüyor” diye dava açtı. Mahkeme kararıyla onun bana söylediği sözün doğru olmadığını ortaya koydum. Başbakan, asabı bozulmuş tepki gösteriyor. “Sigortamı attırıyor” diyor. Başbakan’ın sigortaları atıyor, giderek ampul patlayacak.
* BABIALİ’DEN APARTIYOR: Bu sıkıntısı seviye tartışması şeklinde ortaya çıktı. Aklınca, “Ben ona seviye suçlaması yapmıyorum. Çünkü seviye de bir irtifa ifade eder” diyor. Bu geçen yüzyılın babiali tartışmalarının çürümüş bir değerlendirmesidir. Başbakan “apartıyor” bu değerlendirmesini, babiali tartışmalarından apartıyor. İntihal vaziyeti var. Ancak, Başbakan kendi seviyesini Apo’ya “sayın” diyerek belirlemiştir.
Vatan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |