CHP lideri Deniz Baykal, Köşk seçimi konusunda yaptığı açıklamalar ile meseleyi rejim tartışması haline getirip Erdoğan ve AK Parti'yi engelleme mi çalışıyor. Ya da Baykal, Erdoğan'ı bu yolla Köşk'e çıkarıp, alternatif mi olmaya çalışıyor. Baykal Sabah yazarı Muharrem Sarıkaya'ya her iki iddiayı da yalanlıyor. Baykal, Köşk çıkışlarını askerin konuşmaması için yaptığını ileri sürüyor:
CHP lideri Deniz Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda son günlerde hakkında ortaya atılan iddialardan rahatsız.
Hatta, telefondaki ses tonuna bakılırsa, oldukça da tepkili...
CHP liderini sinirlerini geren, şu iki iddia:
"1-Baykal, askerin Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı konusunda uyarmasını istiyor..."
"2- Erdoğan'ın Çankaya'ya itekliyor; gelecek tepki oylarının CHP'de toplanmasını hedefliyor."
Muhatabım asker değil
Baykal, "Bunların hiç anlamı yok" diye söze girip, devam etti:
"Tam tersine, ben asker konuşmasın diye konuşuyorum. Demokrasiyi, çağdaş hukuku savunup geliyorum. Askerin konuşmasını asıl ben istemem. Mesele, açıktan askerin konuşmasını sağlamak değil, mesele askerin konuşmasını engelleyen tavrı ortaya koymaktır. Ben de onu yapıyorum. Muhatabım asker değil, hiçbir zaman olmadı, olamaz da. Muhatabım hükümet, olacaklar konusunda onları uyarıyorum."
Baykal, sohbetimiz süresince, beş kez "asker konuşmamalı" dedi.
Ancak, bir noktanın da altını çizmeden edemedi:
"Asker konuşmamalıdır; ama, bunun anlamı, 'bunlar da (AKP) istediğini istediği gibi yapmalı' değildir. Demokrasi, Anayasa'nın özüdür. O özün korunması lazım."
CHP lideri, Cumhurbaşkanı'nın demokratik uzlaşı içinde seçilmesi gerektiğini vurguladı.
Bazı çevrelerin "Cumhurbaşkanlığı seçiminde Anayasal yöntem işlerse krize girilmez, esasa zararı yok" dediğini, hükümetin de "Meclis'te çoğunluğum var, yetki bizde istediğimizi yaparız" yaklaşımı içinde olduğunu belirtti.
Her iki bakışın da "demokrasi kültürü açısından" yanlış olduğunu vurgulayıp devam etti:
"Demokrasinin, Anayasa'nın özü olduğunu bir kenara bırakıyorlar. 'Esasa zararı yok' diyenlere 'Hayır esasa zararı vardır' diyorum. Önce demokrasi diyorum."
"Erdoğan tehdittir..."
"Baykal, Erdoğan'ı Çankaya'ya itekliyor" yönündeki iddialara da tepkisi sertti:
"Başbakanı, Cumhurbaşkanlığı için tehdit görüyorum. Samimi olarak 'Erdoğan olmasın' diyorum. Demokrasi çizgisinden gidiyorum. Uygun çözümün ortaya çıkmasını istiyorum. Bunu söylerken parti hesabım da yok. Türkiye için samimi düşüncem budur, onu söylüyorum."
Söylemlerinin "demokrasiyi güvence altına almaya dönük mücadelenin yansıması" olduğunu söyledi.
Bazı çevrelerin, bu görmeyip "Meclis'te çoğunluğun var, yap istediğini" diyerek AKP'yi cesaretlendirdiğini belirtip devam etti:
"Bunu diyenlere bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Çünkü nelerin olabileceğini görüyorum. Demokrasiden yana olanların çıkarı da nelerin olabileceğini görmeyi gerektirir."
Avusturya'da seçimi kazanmasına rağmen Haider'e iktidarın verilmediğini tekrar ederken, yeni bir örneklemede bulundu:
"Myanmar (Burma) Cumhuriyeti de böyle çözüldü. Herkes bunu görmeli artık."
Baykal'ın örneklediği Myanmar'da (Burma) 1950'den bu yana etnik iç savaş yaşanıyor.
Ağar ile farkım
CHP lideriyle nevruzu da konuştuk.
Başbakan Erdoğan, "Geçmişte onları Meclis'e taşımadılar mı" suçlamasında bulunsa da Baykal'ın hedefinde DTP'liler vardı.
DTP ve PKK'nın bölgede eridiğinin, nevruzda kanıtlandığını belirtip şöyle dedi:
"DTP ve PKK, tamamen bitmeli. Bırakalım orada çürüsünler."
Bölge sorununun çözümüne dönük nasıl bir politika geliştirdikleri soruma da DYP lideri Ağar'ı örnek göstererek yanıt verdi:
"Ağar'ın düz ovada siyaset söylemi teröristi de içine alıyor. Oysa biz terör örgütünü dışlayıp, halkı kucaklıyoruz."
Baykal'ın, hakkındaki iddialara ve bölgeye ilişkin yanıtları böyle...
Sabah
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...