PETKİM ihalesini kazanan “Flu” ortaklığın arkasındaki “Ermeni finansörü” ilk gündeme getiren köşe yazarı galiba ben oldum.

Ancak olayın Türk medyası tarafından ele alınışından duyduğum rahatsızlık giderek artıyor.

Ben Vardanyan’ın bu işteki varlığından duyduğum rahatsızlığı diye getirirken, Vardanyan’ın “Ermeni” olmasından değil, “Diasporanın Türkiye aleyhtarı faaliyetlerini finanse eden” biri olmasının altını çizdim.

Türkiye aleyhtarı faaliyetlere kaynak aktaran, Türkleri Dünya’da “Katil imajının” içine sokmaya çalışan bir “Irkçı milliyetçi” örgütün finansörüne Türkiye’nin çok önemli, stratejik sayılabilecek, tekel konumundaki bir tesisini satıyoruz.

Hem de “Devlet eliyle”, hem de “Devletin düzenlediği” bir açık arttırma ile.

Olacak bir iş değil.

Hiç bir “Akıllı” devlet yönetimi böyle bir işin altına yatmaz.

Tabii bu arada Türk medyası da yine şahane bir sınav abii bu arada Türk medyası da yine şahane bir sınav veriyor.

OYAK, küçük bir bankayı Hollandalılara sattı diye kıyamet koparanlar, bunun üzerinden ordu düşmanlığı yapan “Hükümet yalakaları”, Diasporaya hükümet onaylı satış için “Sus pus” vaziyetindeler.

Sanki böyle bir satış yok, sanki alan Ermeni diasporasının önemli bir adamı değil, sanki alıcı Kazak konsorsiyumu ile ilgili “Karanlık” hiç bir yön yok.

Aslında böyle durumlarda Sabah’a el koyulmuş olmasının bazıları için ne büyük nimet olduğunu anlıyorum.

Çünkü gerek Galataport, gerekse Ofer’e yapılan TÜPRAŞ satışlarında Sabah kıyameti koparmış ve ortalığı ayağa kaldırmış ve bu işlerden birini engellenimiş, diğerinin de yargıya gitmesini sağlamıştı.

Önceki gün bir dostuk “Sabah’ın başında olsaydın, bu satışa ne başlık atardın?” diye sordu.

“PETKİM Diasporaya” derdim.

İşin gerçeği de bu.

Borsa düşmesin diye her şeyin “Mübah” sayıldığı bir ülkede sadece PETKİM değil, herşey herkesi satılabilir.

Yeter ki, borsa düşmesin, yeter ki, gerekli “Ortaklar” bulunsun. 

Böyle bir ihtimal düşünülmez bile

Türk yargısı Sabah ve ATV’ye el konulmasının “Haksız ve usulsüz” olduğuna karar verdi.

İdare mahkemesi “Hukuk dersi” gibi bir gerekçe kaleme almış.

Herkesin sorduğu soru “Şimdi ne olacak?”

Hukuk devletlerinde böyle sorular sorulmaz.

Ayıptır.

Yargı kararına uyulur.

Uyulmama olasılığı “Akla bile gelmez”

TMSF’nin ne karar alacağı henüz belli değil ama hukuksuzluğa imza atmaları ihtimal dışı.

Tabii hukuk tanımayan ve işleri “Abidik gubidik” bağlantılarla götürmeye alışkın Doğan Medyası hemen TMSF adına konuştu:

“Yargı kararı bir şey değiştirmeyecek. İade yok”

Bunu söyleyen kim?

Belli değil, öznesiz bir cümle.

“TMSF kaynakları” diye muallak bir kişi. Ad yok san yok.

Olması da mümkün değil. Çünkü TMSF’nin böyle bir açıklaması yok.

Zaten olsa Hürriyet sürmanşet yapar ve “Ahmet Ertürk dedi ki” diye duyurur.

Ama Ertürk, şimdiye dek hukuka saygılı davranmış bir adam. Kurul üyelerinin pek çoğu Devlet’ten gelme, çok üst düzeyde görev yapmış “Devlet adabını” bilen adamlar.

Böyle bir şey demeleri mümkün değil. Turktime/Fatih Altaylı