YOKSA KANDIRILDIK MI? CUMHURİYET MİTİNGLERİ, SADECE CHP’NİN DERESİNE SU TOPLAMA KANALI MIYDI? 

Ersin Tokgöz’ün Anayurt Gazetesi’ndeki köşesinden…

Türkiye’nin dört bir yanında “tamamen sivil” ve “tamamen bağlantısız” sivil uyanışlar izledik. 

Fena halde sivil olan bu farklı zaman ve yerlerdeki uyanışlar kaderin garip cilvesi ile atılan sloganlardan düzenleniş şekline, ortaya konan isteklerden istemedikleri şeyi ifadelerine kadar “aynıydı!”

Dedik ki; olabilir... Tesadüf işte.

“Ne şeriat ne darbe” sloganları atılırken o sloganları attıranların darbe hevesleri ayyuka çıkmış “isteklilerden” ve “darbe sabıkalılarından” oluştuğunu gördük ilk mitingde… Dedik ki; ilk elin şaşkınlığında araya karışmıştır. Bu samimi kalabalık, bu şaşkınlığı atlattıktan sonra o sloganın hakkını verip bunları ayıklayacaklardır. Ama baktık ki aynı tesadüf sonraki mitinglerde de devam ediyor. Şaşırdık.

Hiçbir partinin olmayan o ilk mitingin, ezeli muhalefeti, birleşmezliği ve uzlaşmazlığı ile fark yaratan tek bir partinin dili olmasını “araya karışan bazılarının” işgüzarlığına verdik ve her türlü partizanlıktan uzak bu mitingin devamında, kapsayıcılığının içini dolduracağını ve “tek dereye su taşıma taşeronluğundan” kurtulacağını düşündük. Ama izleyen mitinglerde gördük ki, bırakın bu “küçük sorunun” halledilmesini, artık açıkça o partinin mitingleri haline dönüşmeye başladı.

Darbeye hayır denen mitinglerde bizzat darbe daveti yapan Nur Serterler, Tuncay Özkanlar, Şener Eruygurlar baş tacı yapılmışlar ve bu baş taçları tek bir hedef göstermişlerdi. Bu isimlere sonrasındaki teveccühü biliyorsunuz.

Aslında hiçbir reel karşılığı olmayan “şeriata hayır” sloganları ile o “hayır”ın açık hedefi belli edilip alternatif olarak aynı yer gösterilmişti:CHP.

Ve yine hiçbir reel karşılı olmayan “birleşin, bakın halk bunu istiyor” abartılı mesajlarının sadece CHP deresine su taşıması da olsa olsa tesadüftü!

Bu tesadüfler zincirini iyi takip edin… Bu süreci iyi izleyin. Ne Genç Parti’nin Ali Taran ile geçen seçimlerde uyguladığı sarsıcı ve agresif reklam kampanyası, ne Refah Partisi’nin kapı kapı dolaşıp gerçekleştirdiği benzersiz adam adama markaj yöntemi.

Daha önce şahit olmadığımız benzersiz bir propaganda yöntemi ve seçim kampanyası ile karşı karşıyayız.

Birileri asker dedi birileri gizli bir propaganda. Ama kaynağı her ne ise, o bağlantısız, bağımsız ve “tamamen sivil!” uyanış, Adam Smith’e rahmet okuturcasına bir “görünmez el” tarafından inanılmaz bir maharetle kotarıldı.

Bu öyle bir kotarmaydı ki; tek bir kitleyi sokağa döküp bu görüntüye bütünü kapsıyor havasını verebildi, bu parti mitinglerini kutsal bir amaçla maskeleyip medyada yer almanın bedeli ödenmeden canlı yayınlarla ve çarşaf çarşaf manşetlerle tek gerçek haline getirdi, e-darbeyle o ezici asıl desteği sağladı ve önce sanal bir meşruiyet sorunu yaratıp sonra “aranan bu meşruiyetin tek adresi” diye asla olmaz denen katılımları sağladı.

Gerilmiş sinirler, ayağa kaldırılmış sokaklar, darbelenmiş demokrasi, maniple edilmiş beyinler ve korku salınmış zihinlerle herkes hop oturup hop kalkıyor şimdi. Ama tek bir kanat herkesten daha rahat, herkesten daha fazla güç toplamış halde ve seçime tüm rakiplerinden daha hazır.

Çünkü denenmiştir. CHP deresi ancak bu “normal olmayan kanallardan” su toplayabilir… 

Olmuş mudur? Olmuştur. Ama ufak bir hesap hatası yapılmıştır. O hata mı? Haftaya…